Polis soruyor;
"Ceren'i tanıyor muydun, neden öldürdün"
Cani cevap veriyor;
"Tanımıyordum, sadece bir bıçak darbesiyle kolayca öldürebileceğim kişiler aradım."
Henüz 20 yaşında bir öğrenci,
"Anne çok acıktım, eve geliyorum çorba yapar mısın" diyen bir ana kuzusu.
Takip eden caniden habersiz; yürüyor evine.
Ertesi gün doğum günü.
Ceren Özdemir…
Gülfer-Yılmaz Özdemir’in ciğerparesi,
Senin yeğenin,
Benim kızım,
Onun torunu,
Çocukların öğretmeni,
Üniversitede hocasının talebesi…
Ama şimdi yok,
Şimdi toprak altında…
Kusuru, hatası, suçu neydi.?
Sadece masumiyet…
Sadece bir cani için kolay lokma oluşu,
Sadece bir psikopatın tek hamlede öldüreceği kolay hedef oluşu…
Aklım, vicdanım, imanım almıyor; kabullenemiyorum.
Tahammül edemiyorum.
Allahımmm…
İsyan etmiyorum ama "böyle bir mahluku neden yarattın" demekten de kendimi alamıyorum.
Herşeye ve herkese kızıyorum.
Lanet olsun siyasetine de, adaletine de, yasasına, da affına da…
Gitti bir ananın kuzusu daha.
Artık yok; hayatının baharında bir evlat.
Herkes oyunda, oynaşta…
Olan masuma oluyor.
Neymiş sebebi;
Kolayca öldürülebilecek zayıflıkta olmak…
Yok yok…
Artık sözün bittiği an.
Artık sormuyorum bile; neden bu katili açık cezaevine çıkarttınız, diye.
Madem çıkarttınız ve kaçtı; neden yakalamadınız, diye.
Doymamış kana; yeni hedefler aramış…
Masum bir can yetmemiş,
Katledecek yeni Ceren’ler aramış…
Ruh haline bakar mısınız; pişman değilim diyor, insan müsveddesi.
Ve bu insan açık cezaevine çıkartılıyor.
Yahu nasıl, nasılllllll………
Bu hapishanelerin bir kontrol mekanizması yok mu.!
Daha önce 13 suçtan sabıkalı bir katili neye ve hangi iyi hal’e istinaden açık cezaevine sevkedersiniz.!
Yok yok…
Ben bir şey demiyorum artık.
Allaha havale ediyorum.
Mesuliyet makamında olup da ihmali olanları Allah’ın terazisine havale ediyorum.
Ve artık isyanımı da, şikayetimi de, yakarışımı da Yaradan’a yapıyorum.
Artık tahammül mülkü yıkıldı…
Vicdanlar kanıyor,
Yürekler yanıyor,
İnsanlık tükeniyor…
Yine 3-4 gün konuşulacak ve unutulacak, maalesef.
Ateş düştüğü yeri yakacak, kavuracak ve kor etmeye devam edecek.
Yine hesap mahşere kalacak.
Ve her benzeri olayda, ah’lar, vah’lar edilecek sonra yine unutulacak.
Yapmayın, etmeyin, unutmayın, unutturmayın..!
Bugün Ceren’e yarın senin, benim, onun evladına…
Allah rızası için,
Yaradan hakkı için,
Artık bir çare…..
Kalmasın, mazlum biçare…
Yanmasın yürekler,
Kanamasın vicdanlar,
Yok olmasın yavrucuklar…
Söylemeyin lütfen; kanı yerde kalmayacak, diye.
Giden gitti beyler, gitti…..
Geri getiremezsiniz.
Ama yeni yavrular, evlatlar, canlar kurban olmasın.
Yeni yürekler kavrulmasın,
Yine ana-baba ocaklarına ateşler düşmesin…
Yapın artı birşeyler yapın; bizi çarnaçar bırakmayın.
Yoksa Mehmet Akif gibi yakarmaktan başka çaremiz kalmaz…
"Mazlûmu nedir ezmede, ezdirmede mânâ?
Zâlimleri adlin, hani öldürmedi hâlâ..
Câni geziyor dipdiri... Can vermede mâsûm,
Suç başkasınındır da, niçin başkası mahkûm..!"
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.