Yeni Maliye Bakanı ve Azerbaycan Barış Anlaşması..

2002'den beri iktidarda bulunan AK Parti'nin, belki de en sansasyonel bakan değişimini yaşadık.
Berat Albayrak bakanlık görevine gelirken de, bakanken de, giderken de çok ses getirdi.
Çok tartışıldı,
Çok konuşuldu…
Aslı astarı olmayan/olan tartışmalar çokça ve bolca yapıldı.
Hele de Hazine ve Maliye Bakanı olması kendisini eleştirinin, ilginin ve siyasetin odağı haline getirdi.
Çünkü ekonomi her şeydir veya her şeyin, bir şekilde çok şeyidir.
Ve ekonominin AK Parti iktidarlarının hiçbir döneminde olmadığı kadar gündemde olup tartışıldığı bir dönemde göreve gelmesi en büyük şanssızlığı oldu.

Neticede Berat Albayrak'ın istifası/görevden affı ile bir dönem sona erdi.
Yaptığı, yapabildiği, yapmayı hedefleyip yapmaya çalıştığı her şey için müteşekkir olmak lazım.
"Allah sonumuzu hayreylesin…"
Lütfi Elvan geldi.
Hayırlı ve hayırlısı olsun.
Temenni ve dileğimiz ekonomimizin içinden geçtiği şu kritik dönemeçte gidişatın biraz daha düzelmesi, kötü gidişatın durmasıdır.

İnşallah;
Tecrübesi, deneyimi, soğukkanlılığı ve birikimiyle kamuoyunca kabul görür,
Ekonomiye dair beklentilerin pozitife dönmesi tesis edilir,
Ekonomi kurumları arasında ahenk ve insicamın sağlanmasına vesile olur.

Bu arada yeni ABD başkanıyla aynı üniversitede Yüksek Lisans eğitimi almış olması da ilginç bir tesadüf, galiba.
Albayrak'tan sonra, "kim olacak, kim gelecek…" diye konuşulup, bakan-toto oynanıyordu.
Hatta kabinede geniş kapsamlı bir değişiklik olacağı bile söyleniyordu.
Ama gece yarısı, Lütfi Elvan isminin açıklanmasıyla tahmin ve tartışmalar bitti.
Lütfi Elvan'ın Merkez Bankası'na atanan Naci Ağbal ile de uyum içinde bir dinamik oluşturacağını düşünüyorum.

Bu arada, her ikisinin de Bankacılık-Finans sektörüyle de yakın teşrik-i mesai ve iletişim içinde olacağına eminim.

Çünkü ekonomi, bir noktada algı yönetimidir, beklenti kontrolüdür ve özelliği gereği, bazen katı/sert refleksten uzak kalmayı, esnekliği gerektirir.

Disiplin mutlak ve elbet gereklidir ama bu, "katı bir maliyecilik" demek değildir.
Bu bağlamda;
Lütfi Elvan'ın ekonominin tüm parametre ve enstrümanlarını nazar-ı dikkate alan bir politika içinde olacağı kanaatindeyim.

Yeniden hayırlı olsun.

Azerbaycan-Ermenistan Barış Anlaşması

Ermenistan, İlham Aliyev'in tabiriyle "söke söke ve mecbur kalarak" imzaladı.
Ve bu anlaşma Azerbaycan'ın zaferidir.
Azerbaycan yönetimi topraklarını işgalden kurtarma sürecinde çok iyi bir kamu diplomasisi yürüttü.
Gerek Rusya, gerek İsrail ve gerekse de Avrupa-Amerika eksenli çok iyi bir zamanlama yakaladı.
Dağlık Karabağ gibi coğrafi koşulları oldukça zorlu bir bölgede az zamanda çok mesafe katetti ve Ermenistan'ı  dize getirdi.

Ermenistan sivil yerleşim yerlerine saldırarak sürekli tahrik etti ama Azerbaycan tuzağına düşmedi.
Canlar yandı, şehitler geldi ama Azerbaycan soğukkanlılığını kaybetmedi.
Ve bence en önemli olgulardan birisi de, Azerbaycan'ın içeride göstermiş olduğu "birlik ve beraberlik". Aliyev'e en muhalifine kadar; tüm partilerin bu noktada ittifak etmesi ve tek ses halindeki hareketi takdire şayandır ve örneklik teşkil edecek ölçüde önemlidir.

Ermenistan Başbakanı Paşinyan'ın "Benim ve halkım için çok acı bir anlaşma imzaladım" demesi oldukça manidardır ve "Azerbaycan galebesinin" (galibiyetinin) en büyük göstergesidir.

Diğer bir önemli husus ise, Rusya'nın ABD ve Fransa'ya rağmen öne çıkışı ve belirleyici rolüdür.
Adeta "Bu bölgenin büyük abisi benim. Burada savaşa da ben müsaade ederim, barışı da ben imzalatırım" yaklaşımının tescilidir.

Keza, tabir caizse Putin, Paşinyan'ı çok ağır tokatlamış ve belini doğrultamayacak şekilde cezalandırmıştır.
"Sen bana yüz çevirir, batıya döner ve bölgede bensiz davranmaya kalkarsan; işte bu hale düşersin…" acziyetini yaşatmıştır.

Son bir nokta;
Nahcivan ile Batı Azerbaycan arasında Zengezur Koridoru diye yüzyıl önce bir oldu bittiyle Ermenistan'a bırakılmış bir alan var.  Bu koridor Türk Dünyasının karasal bağlantısı açısından çok büyük önemi haiz.

Anlaşmanın bu bölgede, yani Nahcivan-Laçin arasında bir kara geçiş koridoruna imkan vermesi, bence, anlaşmanın belki de en büyük başarısıdır.

Azerbaycan'a ve tüm Türklere hayırlı olsun.
Zafer kutlu olsun.

Not: Rusya ve Putin'e hiç  güvenmedim, güvenmiyorum.
Ermenistan ise malum. Söylemeye bile gerek yok.
Böyleyken yapılan anlaşmaya da pek güvenemiyorum.
Vardır Putin'in bir hinliği, cinliği, sinsiliği...
İhtiyatlı yaklaşmak, değerlendirmek ve bakmak lazım.
Azerbaycan, teyakkuz halini epey bir süre daha elden bırakmamalı...
Su uyur, Rusya ve Ermenistan uyumaz...

Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.


OGÜNhaber