Yine yeni bir yıla giriyoruz.
Her yılın sonunda olduğu gibi…
Gelin, bu defa güzel bakıp güzel düşünelim ve daha olumlu olalım.
"Polyannacılık mı yapalım yani.." demeyin hemen.
Çünkü öyle demiyorum.
Bakınız,
Acısıyla tatlısıyla, kederiyle sevinciyle, darlık ve bolluğuyla; şu veya bu şekilde bir yıl bitiyor,
Aslında hüzünlendirici bir durum.
Ama tam bu esnada yeni bir yıl başlıyor ki; ümit edebilmenin anahtarı,
Umutlu olabilmenin kapısı,
Her şeye rağmen, yeni bir varlık sahası…
Diyelim ki; kötümser/umutsuz ve negatif hisler içindeyiz.
Ne kazanırız?
Sıfır, elde var sıfır,
Kendimizi, en baştan kaybetmeye mahkumu ederiz!..
Peki, iyimser/umutlu ve daha iyiyi düşünür/düşler ve hisseder olursak ne kaybederiz?
Hiçbir şey…
Hiç olmazsa umutla gireriz, umudu yeşertiriz, ümitleniriz.
Bu bile, bir sinerji yaratır.
Umuda, bir mum yakmış oluruz.
Mumlarla, kandiller oluşturur, aydınlığa el veririz.
Benim yaktığım
"bir mumdan ne olur ki…" demeyelim.
"Gün doğmadan neler doğar,Kıyamet kopmadıkça her şey olabilir,Ve, sen de ümide sarıl…" diyerek, tıpkı Mehmet Akif'in;
"Allâh'a dayan, sa'ye sarıl hikmete râm ol,(Allah'a dayan, çalış-çabala ve hikmet razı ol) Yol varsa budur bilmiyorum başka çıkar yol… (Tek yol budur, başka bir yol bilmiyorum.)" dediği gibi düşünebilir/yapabiliriz.
Arkadaşlar,
Biliyorum, zor bir yıl geçirdik ve daha zorlu bir yıla giriyoruz.
Peki, başlamadan kaybedecek, pes edip ümitsizleşecek ve başımız iki el arasında kara kara düşünecek miyiz?..
Asla, asla, asla…
Gelen yıl daha zorlu ise,
Zorluklar, daha çok olabilecekse;
Biz de, daha büyük mücadele edeceğiz,
Daha azimli olacak,
Daha çok çalışacak,
Ve en önemlisi,
-Allah ömür verdikçe- çok daha büyük bir ümitle dimdik duracağız.
Bu hayat maçında,
Yaşam denen maceramızda,
Neler görmedik ki…
Ve, neleri aşmadık ki…
Neler neler yaşasak da; ümidi kaybetmedik ki!..
Arkadaşlar,
Ümitsizlik
"kar ve kan uykusu" gibidir.
Birey olarak da, toplum olarak da mayıştırır,
Uyuşturur,
Ve, farkına bile varmadan sinsice tüketir/başlamadan kaybettirir ve yaşayan ölülere dönüştürür.
Bu hale düşmemenin tek ilacı ümittir.
Ümit edebilmektir,
Ümide sarılmaktır.
Unutmamalıyız ki; ümit edemeyen, hayal bile edemeyendir,
Hayal edemeyense, hiçbir şey yapamayandır.
Her şeye inat, ümit edecek,
Kalmamışsa ümit; ümidi var edeceğiz.
Ölmediyse insan,
Yıkılmadıysa devlet,
Kopmadıysa kıyamet, bir ümit var demektir!..
Çok kışlar yaşadım,
Hatta karakışlar…
Kişisel yaşantımda büyük çalkantılar/iniş-çıkışlar ve
"artık bitti/yok oldu/her şey tükendi…" denecek anlar yaşadım.
Ama hep kalktım,
Yeniden ayaklandım,
Ve şükür hala ayaktayım.
Nasıl mı başardım?
Umudumu yıkmadım,
Kötümser olmadım,
Ümit etmeyi bırakmadım,
Ve ölmediysem, kalkmalıyım dedim ve Allah'ın izniyle de, hep kalktım.
Tek noktaya takılmadım,
Alternatiflere de baktım,
B/C ve hatta D planları yaptım.
Kötümserlik girdabına düşmedim, ümitsizliğe teslim olmadım.
İnanın böyle olunca;Sebeplerin sahibi, merhametlilerin en merhametlisi, her şeyi gören bilen hepimizin sahibi Yüce Yaradan da, yardım ve inayetini esirgemedi.
Çalışmanın/gayretin ve ümidin karşılığını verdi.
Sonuç:Söyleyeceklerimi lütfen hamaset gibi algılamayın.
Kartaca'lı Hanibal, Roma ordularına karşı savaşırken Alp Dağlarında sıkışır kalır.
Çünkü Alpler sarp yamaçlarıyla geçit vermez, mevsim kış ve öyle bir soğuk/kar ve tipi vardır ki!..
Hanibal'ın ordusu her geçen saat ciddi zayiat vermektedir.
Askerleri donarak veya kayalıklardan yuvarlanarak ölmekte, ordunun büyük gücü filleri telef olmaktadır.
Ordu komutanlarında bıkkınlık/karamsarlık ve ümitsizlik baş göstermeye başlar.
Bir kısmı ise tek çaremiz geri dönmek deyince, Hanibal o meşhur sözü söyler;
"Ya bir yol bulacağız, ya da bir yol yapacağız!.."Sonra ne oluyor?
Büyük kayıplar verse de, Hanibal Alp'leri aşıyor ve Po ovasına ulaşıyor.
İşte azmin/mücadelenin ve ümidin zaferi!..
Bu duygu, düşünce ve inanışla;Herkesin/hepimizin/tüm insanlığın yeni yılını tebrik ediyor; kutlu/mutlu/umutlu bir 2022 diliyorum.
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.