Taliban'la konuşmalı mı?..

Konu şu;
Türkiye/Erdoğan, Taliban'la konuşacak mı,
Taliban Hükümeti'ni tanıyacak mı?..
Hatta Afganistan'da Taliban'la konuşmalı mı/konuşmamalı mı diye bir gündem var.

Soru TV'de Erdoğan'a da soruldu.
Taliban'la görüşüldüğünü ve kendisinin bile görüşebileceğini söyledi.

Türkiye'de "kaygılı laikler" ve "bir kısım solcular" buna karşı çıktılar.
Vay efendim, "Taliban şöyle radikalmiş,
Böyle ölümcülmüş,
Kadınlara kötü davranırmış,
Kendinden olmayanları yok sayarmış…"

Bunlar doğru olabilir mi?..
Bence de, şu veya bu boyutta doğru olabilir.
Ve, Taliban'la ilgili söylenenlere/yapılan eleştirilere ben de katılıyorum.

Ama gel gelelim bizim Afganistan ve Taliban diplomasimize…
Kesinlikle görüşülmeli/konuşulmalı/iletişimin her türü kullanılmalı.
Esad'la/Sisi'yle konuşulmamasını eleştirmek ne kadar haklıysa Taliban'la konuşulmasını eleştirmek de o kadar haksızdır.

Muhalefetin antiTalibancı tavrı kişisel olarak doğru olabilir ama devlet refleksi olarak yanlıştır.
Birey olarak muhtelif ülke rejimlerini/yaşam koşullarını/insan davranışlarını eleştirmek herkesin en doğal hakkı ve kişisel görüşüdür.
Olabilir bir şeydir.
Ama devlet böyle değil ve olamaz.
Devlet yöneticileri, kişisel tercihleri cihetinde hareket edemez.

Hal böyle olunca;
Eğer Türkiye'nin menfaatleri söz konusu ise yöneticiler herkesle görüşebilir ve görüşmelidir.
Oradakiler kabile reisleriymiş de, bilmem neymiş de; onlarla nasıl konuşulurmuş!..
Bize ne onların kim olduğundan,
Bizi sadece ülkemizin çıkar ve menfaatleri ilgilendirir ve tek önceliğimiz bu olmalıdır.

Kardeşim, konu ülke menfaatleri ise gerisi teferruattır.
İdeolojik ve dini saiklerle hareket edilmez/edilmemeli.
Sen konuşmazsan başkaları konuşur.

Dikkatinizi çekeyim,
"Radikal İslam/Siyasal islam" söylemleriyle hareket eden ülkelere bakın; Taliban gibi en radikal grupla bile nasıl görüşüyor ve hükümete gelmelerine nasıl ses çıkartmıyorlar; bakın ve ülke menfaatleri için nasıl davrandıklarını görün.

Çin ve Rusya Taliban'ı hemen tanımaya hazır.
20 yıldır Afganistan'ı işgal etmiş olan ABD "biz Taliban'la da konuşuruz" mealinde bir refleks içinde.
Avrupa Birliği ülkeleri sus-pus ve sessiz bir kabul içindeler.

Durum böyleyken biz Don Kişotluk yapıp Taliban geldi diye Afganistan'la ilişki kurmayacağız ama binlerce-onbinlerce Afganlı mülteci ülkemize gelecek!..
Yok böyle bir dünya…

Her düzeyde/her konuda ve her boyutla görüşülmeli ve ne gerekirse o yapılmalıdır…
Bu konuda Erdoğan'a aynen katılıyorum ve hemfikirim.
Hatta bir an evvel ve öncelikle iletişim kurulmalı/konuşulmalı ve akın akın gelen Afgan sığınmacı konusunda da bir çare aranmalıdır.
Neticede Afganistan Birleşmiş Milletler tarafından tanınan bir ülke.
Keza, bizim de tanıdığımız bir devlet.

Hükümete geleni ideolojik olarak tasvip edip/etmemek başka bir şeydir; devletsel ilişki kurmak/diplomasi yürütmek ve konuşmak ayrı bir şeydir.
O yüzden de kimse kalkıp Taliban'la konuşulur mu diye ahkam kesmesin.

Ülkesel menfaatler söz konusu ise şeytanla bile konuşulur ve konuşulmalıdır.


Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.


OGÜNhaber