Hayvan beslemeyi severim.
Yıllardır da beslerim.
Kedi köpek gibi sahiplenmeden beslediklerim de var.
Hakeza kimi yazılarımda bahsettiğim gibi balkonumda beslediğim kargalar bile var.
İnsanın diğer canlılarla kurduğu/kurabildiği/kurabileceği ilişki hep ilgimi çekmiştir.
Bu bağlamda ve hayvanlara olan ilgimden olsa gerek; çocukluğumdan beri kedi ve köpek türünde hep bir, sahiplik içinde oldum.
Köpeğim Leydi…Annesi de vardı ama o ömrünü tamamladı.
Leydi bir Rottweiler,
Oldukça güçlü ve atletik bir köpek.
Her şeyim gibi; çocuğum/kızım/evladım gibi…
Ama "
köpek" deyip geçmiyorum.
Özen gösteriyorum/dikkat ediyorum/önemsiyor ve ilgileniyorum.
Özellikle doğumundan itibaren yaşına girene kadar, gerek eğitimi ve gerekse de köpek/insan ilişkileri bağlamında itina ile ilgilendim.
An itibariyle sahip olduğum Leydi, özellikle çocuklarla ilgili, oldukça ılımlı/şefkatli ve korkutmaktan uzak bir refleks içindedir.
Yazıma neden Leydi'den bahsederek girdim?Gaziantep'te iki pitbull cinsi köpeğin saldırısına uğrayan 4 yaşında bir evladımız şuanda can çekişiyor.
Konuyla ilgili haberleri okurken bile içim acıyor/canım yanıyor ve yüreğim dayanmıyor.
Ve hele de, köpek sahiplerinin saldırıya maruz kalan çocuğun ailesine dönük tehdit haberlerini duyunca daha bir üzülüyor ve kızıyorum.
Köpek cinsini de bozduk.
Tıpkı insan cinsinin vahşileşmesi gibi…
Neredeyse doğal yapısını koruyan kedi/köpek kalmadı.
Bu pitbulllar da laboratuvar köpeği.
Diğer köpek cinslerine göre daha öngörülmez ve tehlike riski hep daha yüksek.
Hal ve ahval böyleyken,Bu risk ortadayken,
Hatta ilgili kanunun 15. Maddesi uyarınca, pitbull cinsi köpeklerin "
…sahiplendirilmesi/ülkemize girişi…", yasakken,
Ve bence en önemlisi; herkes köpek besleme bilinç/kapasite ve sorumluluk duygusuna sahip değilken; önüne gelenin köpek beslemesi ve hele de böylesi hem yasak/hem vahşi özellikli köpek beslemesi olur ve kabul edilebilir bir şey değil!..
Büyük bir sorunla karşı karşıyayız.
Bir insan, köpeğinin vahşiliğiyle nasıl gurur duyabilir arkadaş,
Nasıl bundan haz alabilir,
Nasıl bu kadar acımasız/umarsız ve zalimce olabilir!..
Horozu dövüştürürüz, mahvederiz ve haz alırız,
Köpeği vahşileştirdikçe hunhar bir keyfe gireriz,
Güreş adı altında boğaları dövüştürür, heyecan yaşarız!..
Sorun, galiba hayvanın vahşiliğinden ziyade bizim içimizdeki gizli/açık vahşet güdüsünde!..
Gerçi bunu, insanın insanı bile, gözünü kırpmadan katletmesinde görüyoruz.
Karısı boşanmak istedi/ayrıldı diye işkence eden, döven ve kadını katleden zihniyet başka hiçbir canlıda yok.
Bunu yapabilen insan, vahşet güdüsünü sahip olduğu hayvan üzerinden de yapmaktan imtina eder mi hiç!..
Etmez ve etmiyor; yaşayıp görüyoruz!..
Allah aşkına bakar mısınız; aileden özür dilemek/üzüntülerini dile getirmek ve hatta üzüntüden kahrolmak gerekirken, sen hukukî süreçlerden vazgeç diye aileyi tehdit et!..
Yazık, çok yazık ve yazıklar olsun!..
Can çekişen ve tedaviye çalışılan çocuk, sizin kızınız da olabilirdi!..
Bence bunu düşünün,
Böyle düşünürseniz, belki bir nebze insanileşme refleksiyle empati kurabilirsiniz.
Peki ne olmalı/önerim nedir?Özellikle, hayvan hakları konusunda duyarlı insanlarımıza ve kamu yönetimlerine sesleniyorum.
—Hayvan cinsleriyle, laboratuvarda oynanmasına karşı çıkalım.
Doğal seleksiyonu ve doğası değişmemiş hayvan cinsinin öne çıkmasını sağlayalım.
—Laboratuvar hayvanlarını edinmekten kaçınalım.
Çünkü laboratuvarda cinsi bozulmuş hayvanlar refleksif olarak öngörülmezdir. Ne zaman ne yapacakları belli olmuyor.
Ki, son acı örnekte olduğu gibi!..
Tıpkı genetiği bozulmuş gıdaların verdiği zararın öngörülmez hal alması gibi…
—Hayvan sahiplenme, daha katı kurallara bağlanmalı ve aksi durumlar için daha ağır ve caydırıcı cezalar koyulmalıdır.
—Başta pitbull olmak üzere kanunda sıralanan köpek türlerinin sahiplenilmemesi/buna aykırı davrananların cezalandırılacağı ve özellikle de diğer insanlar ve çocuklarımız için ölümcül tehlikeler içereceğine dair her gün/sürekli ve daima kamu spotları yapılmalı ve en çok izlenen vakitlerde gösterilmelidir.
—Hayvan sahiplendim demekle, sahiplik olmuyor. Tıpkı çocuk edinmek gibi sorumluluk isteyen bir iştir.Gerçi, çocuk sahibi olurken de ne kadar sorumlu ve bilinçli olduğumuz tartışılır da… Orda bile zihniyet, saldım çayıra Mevlam kayıra…
Bu bağlamda net bir şey var; sorumsuz kişilerin sahiplendiği köpekler daha tehlikeli olabiliyor.Neden mi?Çünkü onlar sokak köpeklerinden/başıboş olanlardan daha tehlikelidir. Sorumsuz sahip vahşi güdüleriyle hayvanını da vahşileştiriyor.
Bu ise, Asiye kızımız gibi çocuklar için, çok daha büyük tehlike ve vahşet riski içermektedir.
—Hayvan Koruma Kanunu'nun pratiği ve sağlıklı uygulaması için herkesin, ama herkesin;
Özellikle Belediyelerin, hayvan sever derneklerin, devletin diğer kurumlarının ve özellikle sahiplenenlerin ekstra/daha özel ve daha dikkatli davranması ve ortak sorumlulukla hareket etmesi şarttır.
Arkadaşlar,Bu hayvanlar hepimizindir,
Ama bu hayvanlar üzerinden oluşan hayatî risk de, hepimizi kapsamaktadır.
Bugün Asiye'ye saldırdı, yarın senin/benim/onun/onların çocuğuna saldırır.
Uzaktan bakmak kolaydır,
Ateş düştüğü yeri yakar,
Ve eğer, bu acıyı/ateşi kendi içimizde olması gerektiği gibi hissetmez ve konuşup geçersek; yarın-birgün aynı acıyı bizim yaşamayacağımızın hiçbir garantisi yok!..
Lütfen ama lütfen,
Bir düşünelim/idrak edelim ve kendi kendimizi sorgulayalım.
Sonuç:Devlet Asiye kızımızla ilgili her türlü çabayı gösteriyor.
Bugün Cumhurbaşkanımız da konuya değindi.
Allah razı olsun..
Ama bu yetmez.
Sadece olayla ilgilenmek değil, olaya gelen sürecin ortadan kaldırılması için gerekli adımların atılması/önlemlerin alınması aciliyeti kapıya dayanmıştır.
İvedilikle, hemen herkesin hemfikir olacağı bir çözüm süreci ve uygulama sistematiği için harekete geçilmeli ve kısa zamanda oluşturulmalıdır.
Yoksa, Asiye kızımıza ah-vah edip sonra unutup-gideceğiz.
Ta ki; yeni bir pitbull veya başıboş köpek saldırısına kadar…
Kimse bir yere gitmesin,
Ve artık, kabak tadı vermeye başladı,
Bu konu çözülsün,
Çö-zül-me-liiiii……….Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.