Kripto para transferinde kimlik bilgisi zorunluluğu

Geçen yılın son ayında/24 Aralık-2024’te Resmi Gazetede bir yönetmelik değişikliği yayınlandı.
Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Tedbirler Hakkında Yönetmelikte…
O tarihlerde kimsenin pek dikkatini çekmedi.
Ama geçen gün dünyanın en büyük kripto para borsası Binance, Türkiye’deki kullanıcılarını ilgilendiren önemli bir değişikliği duyurunca; herkes tam haberdar oldu.
Neydi değişiklik?
Detaya girmeden ve en açık şekilde söyleyeyim:
25 Şubat 2025 tarihinden itibaren “kripto para çekme ve yatırma işlemlerinde, gönderici ve alıcı hakkında kimlik bilgileri zorunludur”, 
Yani artık kripto para havalesinde “kim gönderiyor/kim alıyor belli olmuyor” devri kapandı demektir.
Son 3-4 senedir buna dair defalarca yazı yazdım,
Kuralsız, kanunsuz, vergisiz ve hepsinden de önemlisi nerede ve hangi amaçla kullanılacağı belli olmayan milyarlarca dolar elden ele dolaşıyor ve büyük tehlike arz ediyor diye söylemekten dilimde tüy bitti.
Kayıt dışılığın ve gizli finansal değişimlerin kara paradan daha tehlikeli olduğunu söyledim.
Defalarca yetkili konumda olanlara uyarı ve tavsiyede bulundum ama ne hikmetse bugüne kadar bir şey yapılmadı.
Olsun; geç oldu ama oldu.
Yeterli mi? Hala değil ama bir başlangıç yapılmış olması hiç olmamasından iyidir.
Bu sayede milyonlarca dolarlık vergi kaybının önüne geçilecek ve sırf kayıtsız/vergisiz olduğu için kripto paraya olan teveccüh hızla azalmaya başlayacaktır.

Amerikan Demokrasisi
İzlediğiniz Amerikan yapımı dizi ve filmlerden aklınızda kalmıştır.
Özellikle de politika ve hukuk sistemi konulu filmlerde “Demokrasimiz ve hukuk sistemimiz” diye nasıl övündüklerinden bahsediyorum.
Ama öyle görünüyor ki Trump’la başlayan yeni dönem/yeni konsept çerçevesinde “Amerikan Demokrasisi” fiyakosı sona eriyor.
Trump, kuralsızlığı sadece dünyaya ihraç etmiyor; Amerika’da da pratiğe geçiriyor.
Adam Napolyon Bonapart’ı bile kullanmaktan imtina etmiyor; sergilediği kuralsızlık ve hukuksuzluğa Napolyon’un “ülkesini kurtaran kişi hiçbir yasayı çiğnemiş olmaz” sözünü referans gösterebiliyor.
Adam kendini kral görüyor; hem de sadece Amerika’nın değil, dünyanın kralı…
Bilirsiniz ki, bir yerde kral varsa orada demokrasi filan olamaz ve herkes kralın tebasıdır…
İşine gelmeyen yargıçları,
Yoluna çıkan komutanları,
Karşısında duran iş insanlarını,
Demokrasiyi savunan siyasetçileri ve kongre üyelerini ya görevden alıyor, ya etkisizleştiriyor veya itibarsızlaştırma yoluna gidiyor!
Ya, parası neyse verir alırız,
Ya, yaptırımlarla dize getiririz,
Ya da, o kişinin varlıklarına/o ülkenin yeraltı-yerüstü kaynaklarına veya topraklarına çökeriz diyebiliyor.
Yani, “ya dediğimi yap ve benimle ol ya da düşmanımsın; başına gelecekleri gör” şeklinde, demokrasi ve hukuktan yoksun Trump adaleti ve demokrasisi ile karşı karşıyayız…

Arkadaşlar!
Dünya/Küresel Sistem sadece askeri, sadece ekonomik olarak değişmiyor.
Değişim çok boyutlu ve hatta her boyutlu…
Ne yazık ki artık demokrasi kavramının da demode olacağı bir sürece giriyoruz.
Peki, yerini ne alacak?
Şimdilik sadece güç,
Güçlünün hukuku ve güçlünün demokrasisi…
Buna demokrasi denir mi?
Denemez ve demokrasi söylemi içi boşaltılmış bir kavram ve artık sadece Trump demagojisinin bir enstrümanı…
Sosyal medya ve internet tabanlı habercilik nasıl geleneksel yazılı basını ve gazeteciliği demode hale getirdiyse, yeni nesil yaklaşımlar ve gücün/güçlünün baskın hale gelmesi de demokrasinin papucunu dama atacak gibi görünüyor.
Ama öncelikle Trump Amerikası eliyle dünya korkunç bir kuralsızlığa mahkum ediliyor ve devam edecek…
Bu hal ve gidişat öyle bir hale gelecek ki “bu da olmaz artık” denecek her şey gündeme gelecek/yapılacak,
Tüm dünya canından bezecek,
Ve önümüzdeki 5-6 yılın sonunda küresel bir aktör çıkıp da “hukuktan/kurallardan ve bir sistemden” bahsedince herkes ona “mucizevi bir öneri getiriyormuş” gibi sarılacak.

Daha basit bir anlatımla;
Güç ve Akıl sahipleri, şimdilerde Trump’a insanların/ülkelerin eşeğini kaybettiriyor,
5-6 yıl sonra da kaybettirdiği eşeği bulduracak ve bunu bir lütufmuş gibi gösterecek.
Bu sayede, kendileri de Üsküdar’ı geçmiş, yani planları tıkır tıkır işlemiş olacak.
Bundan yaklaşık 90 yıl önce nasıl Hitler’i iktidara getirdilerse,
O Hitler’e, nasıl 2. Dünya Savaşını başlatarak dünyanın anasını ağlattılarsa,
Sonra 1944-45’de “kurtarıcı” gibi olup; Hitler’i ortadan kaldırıp savaşı bitirdilerse,
Ve son tahlilde,
Doların rezerv para olması da dahil planladıkları küresel ekonomik sistemi seve seve kabul ettirdilerse,
 5-6 yıl sonra da devreye girecekler ve dünyayı Trump’ın şerrinden kurtaracaklar!
Tavşana kaç tazıya tut diyen,
İyi polis-kötü polis yaklaşımı…
Neredeyse son 150 yıldır hep böyle oldu ve yakın gelecekte de böyle olacak gibi…

Sonuç:
Güç ve Akıl Sahiplerinin oyun planında demokrasisiz demokrasi süreci de başladı.
“Yok efendim, bu uluslararası hukuka aykırı,
Vay efendim, demokrasiyi katletmektir,
Aman efendim, Trump Birleşmiş milletleri filan iplemiyor”
gibi söz, yorum ve yakınmaları unutun!
Daha gördüklerimiz ne ki…
Dün, demokrasi diye bir oyuncak verdiler; ülkeler o beşikte uyurken küresel hakimler hegemonyalarını zirveye taşıdılar.
Şimdiyse o birileri, “güç/para/akıl/silah hala bizde! Yeni bir dünya düzeni oluşturuyoruz!” diyerek demokrasi beşiğini şangır şungur sallayıp ve hatta kırarak insanlığa hiçbir şeyin artık eskisi gibi olmayacağını ilan ediyorlar!
Ve hem de en kabaca/hoyratça ve küresel mafyavari şekilde…
İzlemeye devam edip görelim olacakları…




Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.

OGÜNhaber