Onlara son olaylar ve ülke gündemi ile ilgili sorular sorup açık yüreklilikle cevaplar aldım. Şimdi Portremizde bu söyleşileri sizlerlede paylaşmak istiyorum.
17 Aralıkla başlayan süreç, maalesef ekonomi dünyasında halâ bir kasırga gibi devam ediyor. BİST düşüyor, döviz yükseliyor… Hal böyleyken, ülkemizin yatırım ve sanayi alanında temel taşları diyebileceğimiz iş çevreleri kaygılı ve endişeli…
Bu noktada; Ak Parti hükümetine ve Başbakan'a muhalif eleştirileriyle karşıt gibi olan ve Başbakan'a her şartta destek olan işadamlarının ittifak ettikleri nokta ise, Türkiye ekonomisindeki istikrarın sürmesi, sağduyu ve itidâl. Rahmi Koç, Cem Boyner, Tuncay Özilhan, gibi Başbakan'a bariz eleştirel yaklaşanların bile siyasi ve ekonomik istikrar konusunda düşünceleri net…
Bülent Eczacıbaşı, Güler Sabancı, Ali Sabancı, Erdoğan Demirören, Yüksel Mermer, Raif Dinçkök, Ali Koç, Erdal Aksoy gibi iş adamlarımız, aslolan ülkenin istikrarı ve ekonomik ve toplumsal barışın devamı düşüncesiyle Hükümet ve Başbakan'a düşünülen negatif yaklaşımlara rağmen bu kriz ve kaos durumunun Ülkeye vereceği zararın kaygısını taşımaktadırlar. Türkiye'nin en büyük klüplerinin başkanlığını yürüten iş adamlarımız Aziz Yıldırım, Fikret Orman, Ünal Aysal tüm eleştirilerimize rağmen, şuanda bu kriz ve bunalımın atlatılması için mutlaka destek olmalıyız düşüncesini taşımaktadırlar.
Ferit Şahenk, Hüsnü Özyeğin, Ahmet Zorlu, Bekir Okan, Nurettin Çarmıklı ve İbrahim Hacısalihoğlu (Trabzonspor'un Başkanı) gibi sanayici ve işadamlarımız, istikrara olan önemi vurgulayıp, bu kritik süreçte, Başbakan’a destek olunması gerekliliği konusunda net bir tavır sergileyerek, 17 Aralık sürecinin ülkeye ciddi zarar verdiğini ve daha da verebileceğini dile getirmekte olup kesinlikle Tayyip Erdoğan'a tam destek vermektedirler. Fikret Evyap, Fettah Tamimci, Abdulkadir Konukoğlu, Nevzat Demir, Selim Kosif gibi işadamlarımız ise yukarıda zikrettiğimiz işadamlarımız gibi kesinlikle istikrar ve sağduyu hakim olması ve bu kriz sürecinin bir an önce sona ermesi gereğine vurgu yapmakta, bu zor günlerde Başbakan'a açık ve net desteklerini dile getirerek, bu süreçte Başbakan'la hemfikir olduklarını söylemektedirler.
Tüm bu düşüncelerden sonra; Tayyip Erdoğan’a, farklı mesafelerde duran işadamlarımızın ittifak ettikleri en önemli konu şudur; Devletin kurumları arasında ortaya çıkan ihtilaf ve Başbakan'a karşı oluşturulan bu süreç, Başbakan'dan ve partisinden ziyade ülkeye büyük zarar verebilir. 17 Aralık'tan bu yana her alanda ciddi sıkıntı ve sorunlar baş göstermiş durumdadır. Ülkenin ekonomik ve sosyal ve kurumsal değerleri aşınmaya başlamış ve maalesef bu kriz sürdükçe de bu aşınma sürecek gibi görünmektedir. Bu noktada herkesin kişisel hırs ve sinirlerinden arınarak, ülkeye ve ülke menfaatlerine daha fazla zarar gelmemesi için, bir an evvel sağduyu ve aklıselime dönmelidir. Aksi takdirde ülkenin toplumsal barış ve ekonomisinde çok ciddi zarar ve tehlike baş gösterecektir. Hal böyleyken, ülkemizin güzide şahsiyetlerinin düşüncesi; bu krizin bir an evvel sonlanması ve ülkeye yeniden huzur ve sağduyunun hakim olması, istikrarın devam etmesidir…
Görülüyor ki, iş dünyası Taksim olaylarından bu süreci ayırmış ve şimdi daha itidallı davranarak hükümetin yanında açıkça duruş sergilemekten kaçınmıyorlar. Son günlerde Sayın Başbakan'ında bu noktada daha sakin ve çözüme dair daha net bir tavırla gittiğini görmekteyiz. Üstelik artan halk desteğinide hesaba katacak olursak, bu sefer Tayyip Erdoğan'ın kendi deyimi ile ki buna bende katılıyorum, savaşı kazanacağını biliyorum ve diyorum ki, parti farkı gözetmeden yolsuzlukları asla örtmeden (Bu konuda görüştüğüm Sayın Başbakan sonuna kadar kefildir buna) ülkemizde ki kaos ortamının bitmesi için hepimiz elimizden geleni yapmalıyız. Bir başka Portrede buluşmak üzere sağlıcakla kalın sevgili Ogün okurları.