İlk Özel Televizyonların, ilk Talk Show Sunucusu, Cem Özer

Bu hafta 'Bir Portre'de sizlere; popüler kimliğinden sıyrılmış, şöhreti sonuna kadar yaşamış, şimdi sadece kendi için yaşamak isteyen ilk özel televizyonların; ilk talk show sunucusu, oyuncu Cem Özer’i anlatacağım.

Cem Özer ile dostluğum 1983 yıllarında başlamıştı. Genç yaşlarda başlayan dostluğumuz kesintisiz bugünlere kadar gelmiştir. Değerli dostum Cem Özer ile sizlere anlatacak çok anım mevcuttur.

“CENK KORAY CEM ÖZER’E EL VERMİŞTİR”
Bunlardan ilki Rahmetli Cenk Koray ile Cem Özer arasında geçen yetki ve şifa devridir. Hasta yatağında yatan Cenk Koray yaşamının son günlerinde Cem Özer’i yanına çağırarak el vermişti. Yani başka bir deyişle Cenk Koray şifa gücünü Cem Özer’e devir etmişti.

“SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZIN ELEŞTİRİLERE NASIL SAYGI DUYDUĞUNU CEM ÖZER NASIL ANLADI?”
İkinci olarak ta sevgili dostum ile sayın cumhurbaşkanımız arasında geçen hem ilginç hem heyecanlı hem de anlamlı diyalogu sizlere aktaracağım.

Sayın cumhurbaşkanımız başbakan iken sanatçıların sorunları ile ilgili toplantı düzenlemişti. Düzenlenen toplantıda bütün sanatçılar kendileri için bir şeyler talep edip, dertlerini anlatırken, Sayın Cem Özer’e konuşma sırası geldiği zaman diğer sanatçılardan farklı bir konuşma yolu tercih etmişti.

Sanatçının toplumun aynası olduğunu söyleyerek başladığı konuşmasında, “Toplum huzurlu olmazsa sanatçının hiç huzuru kalmaz. Bu nedenle şimdi şımarık edalarla huzurunuzda kendim için bir şeyler talep etmeyeceğim. Kısa konuşma sürem içinde ülkemin vatandaşları için bazı konuları arz edeceğim” diyerek söze başlamış ve toplumun huzurlu olması için bazı detayları hazirun ile paylaşmıştı. (Şımarık kelimesini kullanırken Hülya Avşar’a dokundurmuştu bir anlamda)

Konuşmasını teşekkür ile bitirdikten sonra toplantı bitiminde Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın elini sıkarken aslında herkese muhalif (kendi tabiriyle muhalefete bile muhalif) olan Cem Özer’e Sayın Erdoğan’ın siz biraz bekleyin misafirleri yolcu ettikten sonra sizinle görüşeceğiz demesi üzerine Sevgili Dostum Cem Özer o an tam anlamıyla şok yaşamış.

Muhalif bir konuşma yaptığı için Tayyip Bey’in kendisini fırçalayacağını düşünmüş. O günkü eşi Nurgül Yeşilçay’ı arayarak, “Nurgül yemeği hazırlama! Avukat Okan’a da haber ver, ben buradan karakola gidebilirim, haberin olsun” demiş.

Daha sonra herkes gittikten sonra Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Cem’e dönerek, “konuşmanızı çok beğendim. Her ne kadar bize muhalif olsan da seni takdir ettim. Teşekkür ederim” demesi onu çok mutlu etmiş ve Recep Tayyip Erdoğan hakkında eleştirilmeyi hiç kaldırmıyor düşüncesinden kurtulmuş.

Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ne kadar saygı duyan birisi olduğunu o gün anlayarak, yaşadığı durum ile tescillendiğini belirtiyor Sayın Cem Özer…

Ben kimsenin adamı değilim diyerek her an toplumun gönüllü neferi olduğunu söyleyen Cem Özer, +1 kanalında program yapmaya devam ediyor.

Bir gün sevgili dostum Cem Özer ile beraber dost meclisinde otururken, bizim gazetede neden yazmıyorsun diyerek sormuştum.

Kendisi bana; “Hürriyet’ten sonra yazmamaya, yazılı basından uzak durmaya kendi kendime söz vermiştim. Bugün ülkemizin başına bela olmak için bir misyonları olan Fethullah Gülen ve paralel yapıyı geçmiş yıllarda kaleme almıştım. O yıllarda Gülen taraftarlarını karşılarına almak istemeyen Hürriyet Gazetesi yazımı yayınlamamıştı, bu sebeple bende Hürriyet ile yollarımı ayırmıştım. Lakin Ogün Gazetesi ilkeli ve tarafsız yayın politikası ile benim her zaman beğendiğim bir gazetedir. O nedenle Ogün gazetesine özel olarak yazılarımı yollamayı seve seve kabul ediyorum” diyerek konuşmuştu.

Bu vesileyle Ogün Gazetesinde yeni köşe yazıları yazmaya başlayan sevgili dostum Cem Özer’i tebrik ediyor, başarılarının devam etmesini ve yaşamının her zamanki gibi onurlu bir şekilde devam etmesini diliyorum.

Sunucu olarak değil, halkın içinden birisi olarak izleyenlerin evlerine, oturma odalarına konuklarıyla beraber misafir olarak giren Cem Özer, Türk halkının gönlünde bir yer tutmayı başarmıştı.

5 Ekim 1959 Kahramanmaraş doğumlu olan Cem Özer, Sinema, dizi ve tiyatro oyuncusu, sunucu ve yazar olarak başarılı projeleri ile Türk halkının gönlünde taht kurmayı başaran sanatçılarımızdandır.

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde ki eğitimini yarım bırakmak zorunda kalan sanatçı, daha sonra Dostlar Tiyatrosu gibi topluluklarda çalışmıştır.

Televizyonda ‘Laf Lafı Açıyor’ adlı programın sunuculuğuyla tanınan sanatçımız ‘Şansını Dene yarışmasında’ halkın beğenisini kazanmıştır. Çeşitli sinema filmlerinde rol alan Cem Özer yaptığı evliliklerle de hep gündemde oldu.

Çocuklarına düşkünlüğüyle de tanınan Cem Özer, mesleğiyle alakalı öğrencilere eğitim de vermektedir.

Gece hayatına düşkün olmayan, alkol ile vakit geçirmek yerine evde kitap okumayı tercih ettiğini söyleyen Cem Özer, bu yönü dolayısıyla bazı insanların bundan sıkıldığını belirterek, geceleri hep dışarda olmak, aykırı yaşamın bir parçası olmak istemeleri ile yollarının bu kişilerle ayrıldığını belirtmişti.

Bir bankanın kredi kartı reklamında oynayarak milleti borç para kullanmaya teşvik etmektense vatandaşa yararlı projelerde yer almayı tercih eden Cem Özer, “Sanat için her şeyi yaparım ama sadece sanatseverlerin zararına olacak hiçbir projede yer almam“ ifadeleriyle meslek saygınlığına ne kadar bağlı olduğunu ispatlamıştı.

Bir görüşmemizde; ‘gerçek hayat ve içten gelerek yaptıklarımdan hoşlanılması benim için artık sahte hayattan gösteriş için yapılan ve sergilenenlerden daha önemlidir’ diyerek konuşan Cem Özer, “İnsanlar yaptıklarımdan değil, benden hoşlansınlar. Ben de insanları öyle beğenirim” demişti.

Ülkemizde pek çok şeyi en güzel şekli ile yaşayan sanat değerlerimizden olan Cem Özer,  sanat camiasında geldiği noktayı şu şekilde anlatıyor.

“Lise yıllarımda mesleğimde geleceğim noktayı hayal bile edemezdim. Öyle ünlü olmak gibi bir hayalim yoktu, şimdiki gençlerde bu var. Bir gün ders verdiğim öğrencilerimden birisi yanıma gelerek; Hocam bizim ne zaman zamanımız gelecek diye sormuştu. Hedefin bu mu yani; Televizyona çıkıp şöhret olmak mı diyerek şaşkınlığımı kendisine soruya soru ile karşılık vererek hissettirmiştim. Hayat bir maratondur, sonrasına bakmak lazım. Benim öyle ünlü olma derdim yoktu. Oyuncu olmak istiyordum, kabareler yapıyordum, stand_up’lar filan. Sonra TRT den teklifler gelmeye başladı. O zamanlar Yeşil Kabare, Elma Kabare falan vardı.
Sonra Maçka Kabare’ yi yaparken, o dönem STAR TV’nin ortağı Ahmet Özal beni izliyor ve davet ediyor televizyona ben sit.com istiyorum, onlar Talk Show diyor. 3 ay kadar cebelleştim, sonra başlıyorsun dediler öyle başladık. Aklımda olmayan bir şeydi.

Fakat ben bir şey yaptım, olduğum gibi davrandım, zaten hayatın içinde rol yapacağım alanlarım vardı. Şovlarımda göründüğüm gibi oldum, rol yapmadım, içim dışım birdi. O zamanlar öyle değildi, ekrana çıkanların bir tiplemesi vardı. Konuğa; Sokakta gördüğünüz gibi ‘Naber lan Rıfkı’ diyemezdiniz”

Talk shovlarda bir süre sonra konukların tükenmesi ile programın albüm tanıtımına döndüğünü belirten Cem Özer, sinemanın her zaman kendisinde tükenmez ayrı bir yer tuttuğunu söylüyor.
Kendisiyle geçen hafta sohbet ettiğimizde seyirciyle beraber yaşının ilerlediğini beyan etmiş ve eğlence anlayışlarının da değişerek insanların evlerine kapandığını belirtmişti.

Eserleri
Yastıkaltı Hikayeleri, Neden Kitap Yayınları
A! Cem'i Yazılar, Parantez Yayınları
Yirmidört Saat (Film senaryosu), 1976

Filmografisi
Buyur Burdan Kaç - 2013- İSTANBUL SAHNE TİYATROSU "yönetmen"
Acayip Hikayeler - 2012
Sıcak - 2008
Adem'in Trenleri - 2007
Bir İhtimal Daha Var - 2006
Sen Ne Dilersen - 2005
Masum Değiliz - 2005
3. Tür - 2004
Melekler Adası - 2004
Neredesin Firuze - 2003
Şıh Senem - 2003
90-60-90 - 2001
Ölüm Peşimizde 2000
Aşkın Dağlarda Gezer - 1999
Asansör 1999
Karışık Pizza - 1998
Usta Beni Öldürsene - 1996
Berlin in Berlin - 1993
Varyemez - 1991
Anılar - 1989
Zirvenin Bedeli - 1989
Hanım - 1988
Umutların Ötesi - 1988
Vurmayın - 1987
Menekşeler Mavidir - 1987
Güldürme Beni - 1986
Dayak Cennetten Çıkma - 1986
Hababam Sınıfı Güle Güle - 1981
Yirmidört Saat – 1976

Müzik Albümü
A'cemi Şarkılar 'Beni Seviyorum'(1993)

Sevgili okurlarım haftaya yeni ''Bir Portre''de buluşmak ümidi ile sağlıcakla kalın.
OGÜNhaber