Hüzün/Keder/Matem: Kastamonu!..

Memleketim Kastamonu!..

Maviyle yeşilin ahenkle kavuştuğu memleketim…
Her fırsatta gittiğim,
Gittikçe mutlu olduğum,
Havasını/suyunu/dağını/denizini içime çektiğim memleketim…

Ama matemdeyim,
Kederdeyim ve üzüntü içindeyim!..

Felaket büyük,
Acı çok büyük,
Kayıp fazla…

Canlarımız gitti,
İnsanlarımız gitti,
O sel, bizi bizden aldı; her şeyimizi denizde bitirdi, sanki!..

Sağa baksan olmuyor, sola dönsen olmuyor,
Sanki orman ağlıyor, deniz ağlıyor, dağlar ağlıyor,
Hepimiz ama her kimsemiz ağlıyor; acımıza/kayıplarımıza!..

Rabbimiz ne bize, ne başka şehirlerimize, ne herhangi bir yere bir daha böyle bir musibet/afet/felaket yaşatmasın.

Çok şey söylenebilir,
Hele de böylesi bir anda…
Canlarımız kayıpken; isyan edilir/feryat gelir/sinirimiz gerilir!..

"Dere yatağına evler kurulmasaydı,
İzin verilmeseydi,
Yetkililer uyarsaydı…" gibi gibi çok şey söylenir.

Ama inanın şuanda dünü/geçmişi ve bunları konuşacak halde değiliz.
Şuan, kayıplarımızı bir an evvel canlı bulma davasındayız/çabasındayız…
Tartışacak vakit yok…

Kimi afetlerde/kimi başka yerlerdeki felaketlerde bazı eksikleri olsa da; Kastamonu'da devletimizi görmek önemliydi.
Cumhurbaşkanımız/bakanlar/valiler; hepsi ama hepsi olayın acısını en derinden hissettiler ve bölgeye geldiler.
Ulaştırma Bakanı'ndan Enerji Bakanı'na,
Şehircilik Bakanı'ndan Orman Bakanı'na,
Ve özellikle, İçişleri Bakanı'na kadar; tüm devlet içtima halindeydi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu mücavir illerden dört valiyi bölgeye getirdi.
Hem de tüm alet/edevat ve personelle…
Her bir valiyi bir ilçeyle ilgilenmek ve kurtarma çalışmalarını yürütmek için görevlendirdi.
Devlet maddi/manevi tüm imkanlarını seferber etti.
Halen de bölge valilerimiz gece demeden/gündüz demeden kurtarma çalışmalarına devam ediyor.
Afet bölgesi ilan edildi ve giden canlarımızı getirmek mümkün olmasa da; yaraların sarılması konusunda cansiperane çaba sarf ediliyor.

Hakeza, sivil toplum örgütlerimiz,
Yardım dernek ve vakıflarımız,
Yakın illerimizde yaşayan ve bölgeye yardıma gelen gönüllü vatandaşlarımız,
Herkes ama herkes bölgeye seferber olmuş halde…

Duyumsayan/acıyı içinde hisseden/içi yanan herkesten Allah razı olsun.

Başta devletimiz olmak üzere milletçe büyük bir dayanışma sergilenmesi acıları bitirmez ama belki yüreklere bir nebze su serper…

Bu noktada yapmamız gereken "sen/ben" demek değildir.

Her şey aşikar,
Tartışacak bir an değil…
Tek yapmamız gereken sarılmak ve enkaz kaldırmak için balçığa saldırmak…

Bir tek insanımızı kurtarmak,
Bir kayıp insanımıza canlı ulaşmak, inanın; her şeyden çok daha önemlidir,
Her şeyin önündedir…

Bu nedenle de;
Sitem eden/kızan/şikayette bulunan bölge insanımızı bağrımıza basalım.

Yok "filanca yanlıştı/falanca kötüydü/feşmekanca iş hata idi" tartışmalarını şimdi bir kenara bırakalım; enkaz kaldırmaya/kayıp aramaya ve canlı kurtarmaya bakalım.

Devletimizin etrafında sımsıkı sarılalım,
İktidar/muhalefet demeden olay yerine odaklanalım,
Felaketzedelerle el ele/omuz omuza verelim; kayıpları bulalım/yürekleri bir nebze olsun ferahlatalım.

Bir Kastamonulu olarak, yaşadığımız felaket sonrası başta devletimiz olmak üzere; yardıma koşan herkese ama herkese,
A'dan Z'ye, acıyı yüreğinde hisseden/dua eden/elinden geleni yapmak için çırpınan herkese müteşekkirim,
Allah razı olsun,
Rabbimiz giden canlarımıza rahmet eylesin,
Kalanlara sabr-ı cemil versin,
Ve ülkemizi, böyle felaketlerden esirgesin!..


Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.


OGÜNhaber