Şaşırıyorum ve bazen çok üzülüyorum.
Hükümetin bir icraatını övüyorum; bir kesim, neredeyse "yalaka" diyecek dozda eleştiri getiriyor!..
Hükümetin bir icraat ve pratiğini eleştiriyorum; bu defa da, iktidar cenahından sanki husumet/karşıtlık ve körü körüne tenkit ediyormuşum gibi eleştiriler geliyor!..
Hanımlar/Beyler…
Ben överken de/eleştirirken de, hükümetin başarısını istiyorum.
Çünkü benim inancım ve fikrimde hükümetin başarısı devletin başarısıdır,
Milletin hayrına olandır,
Bana/sana/ona ve hatta, ne yaparsa yapsın "karşıyım karşı/hükümete karşı" şeklinde mutlak karşıt olana biledir.
Son günlerde genel ekonomik durum ve uygulanan yeni ekonomik yaklaşıma dair, kendimce kafama yatmayan şeyleri yazdım.
Başarılı olma yolunda gördüğüm eksikleri/gedikleri ve deneyimlerimi dile getirdim.
Hal böyle olunca; benim, iktidar ve Sayın Cumhurbaşkanımıza karşıtlaştığım akla gelmiş olabilir.
Öyle bir şey yok.
Uygulanan modele dair eleştiri getiriyor olmam, Tayyip beyi ve onun liderliğini eleştirdiğim şeklinde algılanamaz.
Bugün yurtdışı seyahati öncesi Sayın Cumhurbaşkanımızın gözlerine baktım ve kendilerine de yeni ekonomik programa dair endişelerimi ve eksik gördüklerimi bir önceki yazımla dile getirdim.
Çünkü ben dostum,
Sayın Cumhurbaşkanımıza da, Ak Parti'ye de ve bu ekonomik süreci hazırlayan/yürüten ekibe de dostum.
Çünkü ben ülkemi seviyorum,
Devletimi seviyorum…
Şunu açıklıkla söylemek isterim ki; hükümetin başarılı olması devletimizin başarısı olur ve milletin refahı demektir.
Konu memleket meselesi olduğunda, duygularıyla hareket eden, melankolik romantizm yaşayan birisi değilim ve hiç olmadım.
Güncel siyasetin cazibe ve şehvetiyle hareket edip; "mutlak taraflık/mutlak karşıtlık" içinde de hiç olmadım.
Böylesi rijit/ katı ve mutlak tarafgirlik içeren yaklaşım benim mizacıma/meşrebime/tavrıma/tarzıma aykırıdır.
Peki o halde yazılarında neden bu eleştirileri dile getirdin, diyebilirsiniz.
Söyleyeyim;
Gerçek dost, "ne halin varsa gör/ne olacaksa olsun; bana ne ki…" demez.
Eksiğe işaret eder, aksaklıkları söyler ve böylelikle de başarı ihtimalinin artmasını sağlar.
Gerçek dost, kulağının üstüne yatıp "neme lazım" demez; uyarır/ikaz eder ve tecrübelerini, bazen acı bile olsa/acıtacak bile olsa dostuyla paylaşır.
Ki bu bağlamda, "Dolar yükselirken, kim dolar aldı/sattı ve voleyi vurdu?.." başlıklı yazımdan sonra, işaret ettiğim ve sorduğum sorularla ilgili Merkez Bankası ve BDDK'nin bir çalışma içine girmiş olduğunu öğrenmek, beni memnun etti.
"Aman be ya… Kim spekülasyon veya manipülasyon yaparsa yapsın; bana ne ki…" diyemezdim ve demedim.
Çünkü hangi sebep/sorun veya ihmal sonucu olursa olsun; ülkeme/devletime zafiyet getirecek bir usulsüzlük/eylem ve işleme sessiz kalamazdım, kalmadım da!..
Hakeza; "Edirne'ye Enver gireceğine Bulgar girsin.." şeklinde muhalif duyu/güdü ve dürtüyle hareket edenlerin yaklaşımlarını hiç tasvip etmedim, etmem de!..
Amiyane tabirle; "döverim dövdürmem/kızarım kızdırmam…" yaklaşımını temel prensip edinmiş birisiyim ben.
Son yazımda, özenle ve özellikle de "…programın başarılı olmasını canı gönülden istiyorum. Umarım kaygılarım/endişelerim boşa gider ve ben yanılırım" diye üstüne basa basa vurguladım.
Başarısızlık halinde bedelinin ağır olacağını ise özellikle söyledim ki; hükümet başta olmak üzere programı yapanlar/yürütenler daha müteyakkız, daha dikkatli ve daha proaktif davransınlar ve rehavete kapılınmasın diye…
Buradan hareketle; kimse kusura bakmasın ama hiç mütevazi olmadan şunu söylemek istiyorum ki, bu hükümetin başarılı olması/tehlikeleri bertaraf etmesi ve kritik zamanlarda kaybetmemesi için çok ciddi çabalar göstermiş ve mücadelenin taaa göbeğinde yer almış birisiyim.
Ben 45 yıldır siyaset/ekonomi ve kamu yönetiminin direk/dolaylı içindeyim.
Acısını da yaşadım, sefasını da sürdüm.
Bazılarının bir ömre sığdıramayacağı kadar büyük yaşanmışlığı, ben bu 45 senede yaşadım.
1975'den beri yaşananlara dair, yaşanmışlık içeren bir hafızam var.
Kamu yönetimi ve siyasette hiçbir dönemde aktif bir görevim olmadı. Ya da, göz önünde bir konumda olmadım.
Ama okumalarım/gözlemlerim/düşüncelerim oldukça iyidir ve tüm bunlar çerçevesinde geldiğim yaş itibariyle, bir öngörü/deneyim ve tecrübe arşivim oluştu.
Yazılarımı yazarken, hangi kelimenin ne anlama/anlamlara geldiğini, hangi söylemin nereye çekilebileceğini, yazdıklarımı kimlerin nasıl ekzajere edeceğini çok iyi bilirim.
Hiçbir zaman "her taraf" olmadım.
Lafımı sakınmadım, doğru bildiğimden şaşmadım, yanlışa işaret etmekten de imtina etmedim.
Çünkü "oportünist/ortayolcu" olmak bana göre değil.
Destek verirken de açık/aleni ve aklıselimle verdim, desteğimi çekerken de aleni/aşikare ve makul gerekçelerle çektim.
Sonuç olarak;
Çok kritik bir süreçteyiz.
Hemen, "ama arkadaş; bu kritik süreçler de hiç bitmiyor ki…" diyeceksinizdir.
Deyin; demenizde sorun yok.
Siz öyle deyin, ben de diyeceğimi demeye devam edeceğim.
Küresel ekonomi ve yerküre öyle bir yıla giriyor ki; herkesin/hepimizin, muhalefet/iktidar tüm siyasetin belki de yüzyılda bir karşılaşılan türden yaşanan, bu küresel/yerel gerçekleri görmesi, bilmesi ve ona göre hareket etmesi acil ötesi bir durumdur.
İktidar husumetiyle veya haklı bile olsa, kimi iktidar üyelerinin bazı patavatsızlıkları nedeniyle topyekün imhacı yaklaşım ve uygulanan ekonomi politikasının başarısızlığını temenni eder gibilik, kimseye ama kimseye fayda getirmez.
İnanın olan sadece iktidara veya Sayın Cumhurbaşkanına olmaz. Olan ülkeye olur/devlete olur/millete ve kısaca hepimize olur!..
Siyasi duygusallık lüksümüz yoktur.
Ekonomisi, iyi/çok iyi ülkeler bile enflasyon girdabındadır.
Hal böyleyken, bizim gibi ülkelerin risk durumu çok daha yüksektir.
Bu nedenle de hükümetin uyguladığı politikanın başarıya ulaşması hepimiz için hayati önem taşımaktadır.
Şahsen ben, başarılı olması için bazen eleştirilerimle/bazen deneyimlerimle ve bazen de uluslararası bağlantılarımla "çorbada tuzum olsun" kabilinden destek vermeye devam edeceğim.
Sizler de eleştirin ama yapıcı eleştirin.
Eksikleri söyleyin ama eksiltmeyin.
Uyarın ama vurmayın, yaparken daha da yıkmayın.
Ben kaygılarımı/endişelerimi/soru işaretlerimi dile getirmekten geri durmayacağım.
Bu kritik süreçte iktidarın başarılı olmasını tüm kalbimle istiyorum.
Çünkü ben, ülkemi/devletimi/memleketimi çok seviyorum!..
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.