Gıda krizi, ne zaman belli bir düzeyi aşmışsa, mutlaka ciddi sonuçları olmuştur.
Ülkesel boyutla da küresel ölçekte de böyledir.
1989-90-91'li yıllar da, böylesi bir süreçti.
Birleşmiş Milletler teşkilatınca ölçümlenen
"Gıda Fiyat Endeksi" çerçevesinde bakarsak, oran yüzde 150 üstündeydi.
(Gıda Fiyat Endeksi nedir?Ortalama gıda fiyatını ve gıda fiyatlarının neden aşağı veya yukarı gittiğini gösteren bir ölçümdür.Aslında, bir nevi gıda enflasyonu da diyebiliriz.Beş kalem ürüne bakılır.Bunlar tahıl, şeker, yağlar, et ve süttür.)Peki, 1990'da gıdada görülen bu kriz neye/nelere sebebiyet verdi?Etkisini en fazla gösterdiği Sovyetler Birliği'nin sonunu getirdi ve dünya, yeni bir konsepte girdi.
Sovyetler Birliği coğrafyasında 15 yeni devlet kuruldu.
Varşova Paktı ülkeleri Rusya'dan kopmaya başladı.
Günümüze gelirsek;Birleşmiş Milletler Gıda Fiyat endeksi henüz yayınlandı.
Oran yüzde 159.3
Bu oranın, 2006'da yüzde 20'lerde olduğunu düşünürsek, şu anki durumun vahametini daha net anlayabiliriz.
Hele de dünya, bir Pandemi yaşamış ve ondan sonra ve onunla birlikte bu noktaya gelmişse,
Ve bu süreç bitmeye yakın hatta bitmeden, dünyada buğday üretiminin üçte birinden fazlasını üreten iki ülke savaşa tutuşmuşsa,
Üstelik bu iki ülke, ay çiçek tohumu/yağı ve arpa/mısır gibi diğer tahılların üretiminde ana coğrafyalardan birisi ise; bu yaşadıklarımız nedir ki…
Krizin varacağı noktayı/sıkıntı ve muhtemel kıtlığı varın siz düşünün.
Arkadaşlar,Yerküre büyük bir gıda kriziyle karşı karşıya,
Sadece fiyat artışı olarak değil; senenin ikinci yarısı ve önümüzdeki sene içinde ciddi kıtlık/yokluk ve edinememe durumunun yaşanacağı olağanüstü bir süreç bizi bekliyor.
Gıda krizinin diğer krizleri tetiklememesi mümkün mü peki?Maalesef hayır.
Hepsi birbiriyle ilintili ve hepsi diğerinden beslenen/etkilenen bir krizleşme sürecindeyiz.
Küresel enflasyon almış başını gidiyor.
Ülkelerin, özellikle gelişmiş ülkelerin birincil önceliği enflasyonla mücadele…
Enerji ekonomiyi etkiliyor,
Ekonomi gıdayı,
Gıda krizi ise başta halklar olmak üzere her şeyi etkiliyor ve artarak da etkilemeye devam edecek gibi…
Hal böyleyken bunun siyasal/ekonomik/toplumsal sonuçları olmayacak mı?..Tabi ki olacak,
Hiçbir ülke bu kriz ve sonuçlarından azade olamayacak ve kendini hariç tutamayacak.
Amerika'sından Avrupa'sına,
Ortadoğu'sundan Afrika'sına,
Varsıl ülkelerden yoksullara kadar, hemen her ülke/coğrafya ve halklar mutlak surette etkilenecektir.
Doğal olarak şu soru akla gelebilir.Yaşanan bu krizler (enerji/gıda/ekonomi) bazı otoriter yönetimlerin sonunu da getirir mi?
Getirebilir ve hatta getirecektir de…
Neden?
Çünkü halklarda huzursuzluklar/iç kargaşalar/yönetimlere karşı ayaklanmalar kaçınılmazdır.
Ama hemen sevinmeyin,Çünkü gidenlerin yerini
"yeni nesil otoriterler/yeni versiyon otokratikler" alacaktır.
Bu yeni süreç, yönetim sistemlerinin de değiştiği/içinin boşaltıldığı ve hatta kavramsal anlamlarını yitireceği bir süreç olacaktır.
Mesela demokrasi,
Söylem ve slogan haliyle devam etse de, yeni versiyon otoriterlerin yönetime geldiği, yeni nesil bir demokrasi olgusuyla tanışacağız.
Neden ve nasıl mı?Arkadaşlar,
Bilindik paradigma ve yaklaşımların tükendiği,
Eskimenin hızlandığı/hızlanacağı,
Yerleşik algı/olgu ve kanaatlerin değişeceği ve hatta dönüşeceği,
Yakın geçmişe bile, çok eski bir tarihmiş gibi bakacağımız bir sürece girdik.
Artık zemin ve zamanın ruhunun her şeye uygun,
Her şeyin mümkün,
Ve olmazların olurlaşmasının beklendiği, klasik/geleneksel ve hatta kültürel kodların değişmekle kalmayıp, dönüştüğü bir süreçteyiz.
Sonuç:İnsanlık ve ülkeler Pandemi ilan edilerek ölüm korkusuyla tanıştı/tanıştırıldı.
Şimdiyse açlık kaygı ve korkusuyla yüz yüze getiriliyor.
Peş peşe gelen ve insanoğlunun en büyük imtihanı olan bu iki olgu, bizlere öyle şeyler gösterecek ve yaşatacak ki; artık, hiçbir şeye şaşırmaz hale geleceğiz.
Bakalım, başlayan bu
"Açlık Oyunu"nu kim/kimler/hangi ülke ve halklar kazanacak!..
En güncel ve popüler olayla ilgili bir şeyler söyleyecek olursak; Rusya ve Putin'in bu oyunda galip gelebileceğine ihtimal vermiyorum.
"Savaşın kazananı olmaz…" derler sözünden hareketle; Ukrayna işgalinin de Rusya'ya bedeli çok ağır olacaktır.
Ben Putin'in, Gorbaçov'un kaderini paylaşacağını düşünüyorum.
Aynıyla olmasa da, güncellenmiş yeni versiyonla, kazanırken kaybeden bir Rusya ve Putin göreceğiz.
Rusyacı veya antiAmerikancı yorumcuların aksine, daha önceki pek çok yazımda da söylediğim gibi, Putin enerji kozunu kullanamayacak, doların rezerv para olmasını engelleyemeyecek ve ruble/altın üzerinden kurduğu süreci yönetemeyecektir.
Özetle;Dün, 2.Dünya Savaşını bitirip bir düzen kuran,
Kurduğu düzeni 1970'lere gelince, her şeye ve herkese rağmen
"değiştirdim" deyip değiştiren,
1990'larda Sovyetleri bitiren, düzenin sahiplerinin hazırladıkları/planladıkları ve uygulamaya aldıkları
"yeni düzen" , Rusya'ya/Çin'e/Hindistan'a ve hatta Avrupa ülkelerine rağmen galip gelecek düşüncesindeyim…
Not:FED toplanıyor,
Alacağı kararlar sonrası küresel ekonomide ve özellikle gelişmekte olan ülke ekonomilerinde doğuracağı sonuçlara dikkat edin…
İkincisi; Amerika'da metroda bir patlama gerçekleştirildi.
Tesadüf diye bakmayın. Her şey, her şeyle ve her şey bir şeyle mutlaka bağlantılıdır.
O bir şeyse,
"yeni düzen"dir!..
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.