Hele de buna Ermenilerce işlenen katliamlar eklenince; Azeri kardeşlerimizin yüreklerinin soğuması mümkün mü..!
Bu yüzden de sınır ihlalleri ve it dalaşı şeklinde atışmalar hep oluyordu.
Ve genelde Dağlık Karabağ bölgesinde yaşanıyordu.
Ama bu defa durum farklı, çok hesaplı ve karmaşık…
Ermenistan Azerbaycan'ın Tovuz bölgesine saldırdı.
Burası Karabağ'la sektörel bir bağlantısı, çatışmayla alansal ilgisi bulunmayan ve kuzeye düşen bir bölge.
Hal böyleyken akla çeşitli sorular geliyor…
-"Donmuş Çatışma" bölgesi denen Karabağ dururken, Ermenistan neden Tovuz'dan saldırdı..?
(Donmuş Çatışma: Aktif çatışmanın olmadığı ancak her an sıcak çatışmaya evirilebilecek potansiyele sahip bir soruna verilen ad)
-Neden bugün..?
-Ermenistan, sonuçta zararlı çıkacağını bile bile, neden provokasyon kokan böyle bir saldırıya ihtiyaç duydu..?
Tovuz, bölge için oldukça stratejik bir öneme sahip.
Coğrafi olarak dağlık ve çatışmaya son derece uygun.
Bakü'ye uzanan Gence ve Kazah Sektörü bu bölgenin arkasında yer almaktadır.
Bölge geçmişinde de çatışmaların olduğunu düşünürsek; Ermenistan bu bölgeyi sanki ikinci bir çatışma sahası yapmak istiyor.
Pandemi nedeniyle Ermeni ekonomisi ciddi sıkıntılar yaşıyor.
Devlet, halktaki huzursuzluk ve homurdanmaları durdurmakta zorlanıyor.
Ermeni yönetimi, iç siyasette yaşadığı sıkıntıları ikincilleştirmek ve isyanı susturmak ve halkı galeyana getirmek için "milli" bir enstrüman olarak bu saldırıyı yapmış olması çok muhtemel.
Neden şimdi sorusuna gelince…
Her şeyin düğümlendiği nokta, tam da burada…
Karşımıza yine "kadim dost" Putin çıkıyor.
Suriye'de, Kırım'da, Irak'ta, Libya'da, Akdeniz'de ve hatta PKK'nin arkasından çıktığı gibi; burada da "Putin Tilkisi" karşımıza çıkıyor.
Libya’da istediğini elde edemedi ya…
Helikopteri düşürüldü, Wagner denen sözleşmeli-paralı katilleri imha edildi ve bazı bölgesel sorunların hallinde Türk-ABD ilişkileri yeniden düzene girmeye başladı ya; sinsi, dost görünümlü tilki, ekonomik ve siyasi olarak köşeye sıkışan iki yüzlü; şimdi intikam peşinde…
Bunun için terörü de, Ermenistan'ı da, ekonomik enstrümanları da, gazı ve ortak projeleri de, Suriye'de devriye gezerken ölen veya yaralanan kendi askerlerini de kullanmaktan imtina etmez.
Defalarca dedim,
Bu adamdan dost most olmaz.
Adam düpedüz hasım, rakip ve sözüne güvenilmez bir Deli Petro, bir Stalin…
Hele de 2035 yılına kadar yönetimde kalabilmesini mümkün kılan referandumu da aştı ya…
Herif, güven patlaması yaşıyor.
Adım kadar eminim ki; Libya'da yediği darbenin acısını Ermenistan üzerinden Azerbaycan'a saldırarak, bölgeyi kaşıyarak ve kanatarak çıkartmaya çalışıyor.
Çünkü hep diyoruz; Azerbaycan-Türkiye, "iki devlet bir millet"tir.
Ermenistan'dan da ala, tetikçi olur mu…
Hele de içinden çıkılmaz ekonomik, siyasi ve askeri sıkıntılara düçar olmuşken…
Putin için, sınır devriyesi ve teröristi gibi…
Hal böyleyken,
Rusya’nın "böl-parçala-yut" gibi tarihi stratejisi varken ve de mevcut Genelkurmay Başkanı tarafından revize bir doktrin olarak Ukrayna'da uygulanıp Kırım'a resmen çökülmüşken,
Lejyoner satılık askerleri farklı isim, kılık ve silahlarla bölgenin tüm çatışma bölgelerinde boy gösterirken,
Ve hele de Putin efendinin idolü Çar Deli Petro'nun sıcak denizlere, yani Akdeniz'e inme hayali içini yakarken; Ermenistan'ın Azerbaycan saldırısını ve zamanlamasını manidar bulmamak ve odaklanmamak safdillik olur.
Hep böyle olmadı mı…
Biz ne zaman Batı ve ABD ile kötü olsak; Putin'ciğimiz bir iyilik meleği, kadim dost, kardeş Rus oluvermedi mi, oluvermiyor mu…
Ve S-400 denen başa bela, savunamayan savunma sistemi de; böylesi bir zeminde şipşirin Putincik tarafından bize kakılmadı mı…
Hala acısını çekmiyor muyuz,
Ortağı olduğumuz, parasını ödediğimiz F-35 ve Patriot'ları alamamamıza sebebiyet vermedi mi…
Ne zaman ki; ABD ve Batı ülkeleriyle iyi ilişkiler ve ortak çalışmalar yapmaya başlıyoruz, işte o zaman "dost-müttefik- bölgesel partner" Putin, bir anda her şeyi unutup tarihsel konumuna dönüp, Deli Petro'laşma, Bolşevik'leşme, Sovyet'leşme başlatıyor.
İşine gelince Türk dostu Kosigin, işine gelmeyince ise, Stalin oluveriyor.
Şimdi ise Ermenistan'ın daha belirgin ve görünür yaşadığı ekonomik krizi, ABD ve Avrupa'nın uyguladığı yaptırımların da etkisiyle ve de petrol fiyatlarında görülen düşüşle iliklerine kadar yaşayan Rusya ve Putin; çareyi ve yaşadığı kuyruk acısının intikamını bölgeyi karıştırarak ve özellikle de Ermenistan-Azerbaycan arasındaki tarihsel husumeti körükleyip, harlayarak arıyor.
Ağa babası da aynen bunu veya benzerini yapmıştı.
On yıllar geçti ama Rusya'nın zihniyetinde değişen bir şey yok.
Bugünkü Ermenistan-Azerbaycan husumet ve düşmanlığının temeli bölgede uygulanan Rus politika tarihinde gizlidir.
Temeli, taaa 1800'lerde Çarlık Rusya'sının iskan politikasına ve oluşturulan demografiye dayanmaktadır.
Temel amacı kolay yönetilebilir bir demografik yapı oluşturmaktır.
Nüfus sayımlarına baktığımızda Rus hakimiyeti altında geçen 1830-1880 arasındaki elli yıl içinde bölgedeki Ermeni nüfusunun % 35'den % 50'lere çıktığını görürüz.
Bu yüzden de bugünkü çatışmanın başlangıcını 1990'larda aramamak lazım.