Dünya, doğal felaketlere hazır mı..!

Virüs, mikrop, enfeksiyon, zararlı bakteri…
Erezyon, sel, tsunami, hava kirliliği...
Yok olan ormanlar, eriyen buzullar, ölen canlılar ve insanlar…

Corona Virüsü…
Kendisi küçük ama tahribatı büyük.
Bir buçuk milyar nüfuslu Çin hayalet ülkeye dönmüş halde.
İnsanlar gitmiyor, gidenler kaçmaya çalışıyor.
Sokaklar bomboş…
Teknoloji ve bilimde zirve yapmış dünya ve her türlü imkana muktedir Çin çarnaçar…
Dipdiri insanlar pat diye düşüp, ölüyor…
Ve minnacık bir virüsün devası hala bulunamadı.
Dünyanın ve insanlığın yaşadığı/yaşayacağı sadece bu virüs ve insan eliyle hazırlanan bela, taun ve felaketler mi..?
Hayır…
Yerkabuğu hareketlendi; denizler yarılmaya, yer yerinden oynamaya, buzullar erimeye, çölleşme çoğalmaya doğru gidiyor.
Dünyanın her yerinden deprem haberleri geliyor.
Doğal felaketler peşpeşe..
Adeta ilahi gazap başladı.
Ama insanlık ve dünyanın hakimleri hala iktidar savaşında.
Öyle bir sürece girdik ki; gelen felaket herkesi kapsayacak.
Kimse kendini masun tutamayacak.
Hiçkimse felaketten azade olamayacak.
Çünkü bu defa gelen felaketleri kimse kontrol edemeyecek…
Yerin üstünde olana, yerin altının isyanı gibi, gazabı gibi, azabı gibi…
Yokettiğimiz iklimlerin laneti gibi,
Katlettiğimiz dünyanın ağıdı gibi,
Kıymetini bilmediğimiz alemin kahrı gibi…
Kehanet gibi düşünmeyin ama dünyanın gidişatı hiç iyi değil.
Sen-ben kavgasından, küresel hakimiyet savaşından, bilek güreşinden kimse başını kaldırıp da bakmıyor.
Halbuki şuanda olası doğal felaketlerden gelecek hasar ve zararı minimize etmek için kafa yormak gereken bir süreçteyiz.
Tüm dünyayı kasıp kavuracak depremlere ve felaketlere karşı hazırlanma safhasındayız.
Yaşanan depremler ve tsunamiler gibi felaketlerin ikazıyla hazırlık yapmak yerine hala insanın insanı öldürdüğü bir dünya yaşıyoruz.
Dünyayı daha da yaşanmazlaştırıyoruz.
Ama enim olunsun ki; kimse kendini kurtaramayacak.
Kimse kendini felaketin dışına çıkartamayacak.
Ne Avrupa’sı, ne ABD’si, ne Rusya’sı, ne Çin’i, ne İsraili,
Ne Asya’sı, ne Afrika’sı, ne Uzakdoğu’su, ne Kuzey Kutbu,
Ne Hıristiyanı, ne Müslümanı, ne Yahudisi, ne Budisti,
Ne beyaz tenlisi, ne sarışını, ne zencisi, ne de diğer insanlar…
Ne fakiri, ne zengini, ne ağası, ne patronu,
Kimse ama kimse bu doğal afet ve felaketlerden kendini kurtaramayacak.
Herkes ettiğinin bedelini ödeyecek.
Herkes ihmal ve felaketi görmezden gelişinin, doğaya ihanetin, umursamazca yokedişin hesabını ödeyecek.

Dünya yaşanan taun, veba, deprem vb. gibi felaketler ikazıyla bir an evvel uyanmalı ve hazırlanmalıdır.
Bir an evvel tedbir almalıdır.
Bir an önce oyunu, oynaşı, kavgayı, savaşı bırakıp gelen/gelecek olan doğal felaketlere hazırlanmalıdır.
Yoksa sinyalleri görülen "doğal kıyamet" herkesi ve herşeyi yutacaktır.
Dünya, Yahudiler ve Evanjeliklerin beklediği "Kıyamet Savaşı-Armegedon" yerine "Doğal Kıyamet"le yüzleşecektir.
İşte o zaman ah, vah, keşke’lerin bir faydası olmayacaktır.

Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.
OGÜNhaber