Bizim gazetede
"Çöp yerine kumbaraya atılan ekmekler 'can dostlar'ı doyuruyor…" haberini okuyunca çok etkilendim.
Vesile olanlardan Allah razı olsun.
Aklıma beslediğim kediler ve köpekler geldi.
Hatta balkonuma gelen kargalar…
Evimde bir parça ekmeğin bile çöp gönderilmesine gönlüm razı olmaz. Hanemde bu konuda sorumsuz davranan olursa da sert tepki gösteririm.
Sadece ekmek değil; başka canlıların tüketimine/doyumuna imkan verecek her türlü şeyin çöpe gitmesine müsaade etmem.
İnsan odaklı yapabildiklerimi ise kibre gireceği, insan onurunu yaralayacağı ve nefsi yüceltmek olacağı için burada bahsetmek istemiyorum.
Konumuza devam edelim..
Oysa bu ekmekler ve yiyecekler nereye gidiyordu?
Çöpe!..
Ama çok basit/kolay ve kimseyi zorlamayacak bir kampanya ile nasıl faydalı hale geliyor; görüyor musunuz!..
Bunu daha da genişletebilir miyiz?
Bence, tabi ki evet.
Hatta bu yaklaşım ve düşünceyi imkanı olmayan/muhtaç durumda olan ve maişet sıkıntısı çeken insanlarımız için de hayata geçirebiliriz.
Kaldı ki bunu yapan çok güzel insanlarımız da var.
İhtiyacımız olan tek şey, biraz şuur/biraz bilinç ve biraz sorumluluk duygusu.
Gerçekten çok zor günlerden geçiyoruz.
Asgari geçim, gün be gün zorlaşıyor.
İnsan hayatının idamesi için olmazsa olmaz kalemler bile, el yakıyor.
İnsanımız ne yazık ki, çok zor durumda.
Hemen
" neden acaba?.." diye sorabilirsiniz.
Hemen
"kötü yönetim/israf/yolsuzluk vb." gibi nedenler sıralayabilirsiniz.
Haklı da olabilirsiniz, bir şey demiyorum/diyemem.
Ama sabahlara kadar bunları konuşsak,
Ne kadar haklı olduğumuzu dile getirsek,
Ve, gerçekten de öyle olmuş olsa; ki, haklılık payı da çok büyük,
Elimize ne geçiyor; hiçbir şey…
Olan olmaya, zorda olanın hali daha da zorlaşmaya,
Sıkıntılar derinleşmeye,
İnsanımız perişan olmaya devam ediyor.
Ama,
Onlarca/yüzlerce/binlerce insan,
"ben ne yapabilirim…" derse,
Herkes israfın azalmasına dair kendi ölçeğinde bir adım atar ve ilerlerse,
Doğal ve doğaçlama şekilde organize olursa;
İnanın, öyle büyük bir etki oluşur ve geniş bir yelpazeye kavuşur ki!..
Abarttığımı düşünmeyin ama;
Tıpkı kartopu etkisi gibi,
Tıpkı
"Bir çivi bir nalı, bir nal bir atı, bir at bir komutanı, bir komutan bir orduyu, bir ordu koca bir ülkeyi kurtarır." sözündeki gibi…
Hangi saik ve sebeple yaparsak yapalım;
İster dini motivasyonla,
İster salt
"insan" odaklı,
İster
"hayvanseverlik" yaklaşımlı,
İster sosyalist ideolojiyle,
İster şehirli/köylü hassasiyetiyle,
İsterse de "gösteriş" için yapalım fark etmez; ama yeter ki yapalım.
Çünkü sonuç,
"hayırdır/iyidir/insanidir/hümanistiktir/güzeldir"..Arkadaşlar,
Sadece insan olmak,
İnsanî olabilmek,
Ve, ruhunda bir nebze olsun merhamet barındırmak yeterlidir.
İnsana ve diğer canlılara merhamet göstermek insanı sadece yüceltir.
İnsan ruhuna iyi gelir,
Daha da motive eder,
Ve, insanî hassasiyetlerimizi artırır.
Bu ise, inanın, ihmal ettiğimiz/unuttuğumuz ve hatta dumura uğrattığımız pek çok haslet ve özelliğimizi yeniden yeşertir.
Mekanize ve robotize olmuşluk içindeyiz.
Aymazlık/duymazlık/umursamazlık halimiz, almış başını gidiyor.
Yapabilitemiz olan herhangi bir şeyi bile yapmaktan imtina ediyor ve koca koca cümleler ediyoruz.
Yok efendim
"dünyanın hali kötüymüş"Vay efendim
"ekonomi kötü yönetiliyormuş"Aman efendim
"idareciler umursamazmış"…Tamam, diyelim ki öyle,
Velev ki, tüm bunlar söylenildiği gibi…
Peki soruyorum buradan; çok konuşunca problemler çok çözümleniyor mu?
Veya, çok büyük laflar edince çok büyük sonuçlar doğuyor mu?
Hayır hayır hayır…
Cırcırböceği gibi olmaktansa, gelin karınca gibi olalım diyorum.
Bazıları gibi
"Bugün Allah için ne yaptın.." gibi büyük laflar etmektense;
"ben bugün bir insan için ne yaptım/ne yapabilirim…", diyelim diyorum.
Milyonlarca ton, milyarlarca liralık, milyonlarca miktarlık israf içindeyiz.
İsrafımızı birazcık minimize edebilirsek,
On binlerce insanın hayatını kolaylaştıracak,
Binlerce hayvanın hayatta kalmasını sağlayacağız.
Bunun bir bedeli yok,
Cebimizden ek masrafı yok,
İlave bir gideri/külfeti yok.
Sadece merhamet,
Sadece biraz bilinç,
Sadece birazcık sorumluluk duygusu,
Ve sadece, birazcık insaniyetimizin canlandırılması!...
Bu kadar basit!..
İyi-güzel anlattın da somutlaştır diyorsunuz şimdi.
Siyasetten arınmış/arındırılmış şekilde ilçe bazlı bir simülasyon sunacağım.
—Kaymakam ve İlçe Belediye Başkanı özellikle gıda israfının önlenerek ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması kararı alacak,
—Muhtarlarla görüşülecek ve aktif katılım sağlanacak,
—Özellikle çok konutlu site yönetimleri/restoran/market/fırın/kafe-pastane ve bakkallarla işbirliği oluşturulacak,
—İlçe-semt-mahalle belirtilerek kamu spotları hazırlanacak ve vatandaşlar teşvik edilecek. Yine bu kamu spotlarında isteklilerin ne yapacaklarına dair yol haritası anlatılacak,
—Kaymakamlık ve belediyece koordine edilecek bu organizasyona gönüllülerin katılımı da sağlanacak,
—Yapılan bu organizasyonun teşvike sebep olması ve başka ilçe ve semtlere de örneklik teşkil etmesi açısından haftalık ve aylık şekilde yapılan tasarruf/önlenen israf ve ne kadar vatandaşa ulaşarak katkı sağlanıldığı anlatılacak.
—Bu sayede etkili bir bilinçlenme/bilinçlendirme oluşacak olup; israf/sorumsuzluk/umursuzluk halinde, oto-utanma ve vicdan azabı refleksi hepimizi daha dikkatli davranışa sevk edecektir.
Not: Benim en yalın haliyle dile getirdiğim bu çözüm organizasyonu, eminim ki; başlatıldığı takdirde her geçen gün yeni fikir ve yaklaşımlarla daha sistematik/verimli ve daha çok insanımıza ulaşılabilir hale gelecektir.
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.