Sayın Süleyman Seba’yı uzun yıllar önce tanıdığımda futbol camiasının önemli değerlerinden olmasına ek olarak tüm insanlara verdiği destekleri de yakinen bilenlerden biriyim. Futbol hayatına atılmadan önce devletine verdiği önemli hizmetler ile daima örnek çalışmalara imza atmıştır.
Süleyman Seba denildiği zaman aklıma Nezaket, dürüstlük, öngörü, iyilik ve vizyon geliyor. Bünyesinde belirlediği güzellikler açısından bir iyilik abidesidir rahmetli başkanımız…
Planlı çalışması ve hedeflerinin hep net olması bizlere her zaman örnek olmuştur. Her sohbetimizin ana konusu devamlı olarak futbol olmuştur.
Bir gün karşılıklı olarak yaptığımız sohbette, “sevmek her şeyden önce gelir bir şeyi severseniz er veya geç onu elde edersiniz, kimi zaman bu bir şampiyonluk, kimi zamanda bu bir başarıdır” demişti bana…
Çok sert bir duruşu olmasında rağmen içi sevgi dolu olan değerli başkanımız Süleyman Seba ile ilgili portremize başlayalım…
Beşiktaş, Seba'nın başkanlık yaptığı 16 sene boyunca en başarılı yıllarını yaşadı.
Süleyman Seba, 5 Nisan 1926'da Sakarya'nın Hendek ilçesinde dünyaya geldi. İlkokulu Sakarya'da okuduktan sonra İstanbul'a gelen Seba, lise eğitimine, Kabataş Erkek Lisesi'nde başladı. Bir süre sonra, Kabataş Lisesi'nin futbol takımına girmesiyle, futbol yaşantısındaki ilk adımı atmış oldu. Son derece yetenekli olan genç oyuncuyu
Beşiktaş'lı yöneticilerin keşfetmesi uzun sürmedi.
1943 yılında Beşiktaş genç takımına çağrıldı. Beşiktaş'ta da kaliteli futbolunu devam ettiren Süleyman Seba, o yıl genç takımın şampiyon olmasında büyük rol oynadı. Kısa süre sonra başarılı futbolu ödüllendirildi ve Beşiktaş genç takımı kaptanlık pazubandının sahibi oldu. Beşiktaş genç takımının kaptanı Süleyman Seba, 1945'de Beşiktaş A takımına alındı.
1946'da, Kabataş Erkek Lise'sinden mezun olan Süleyman Seba, babasının isteği üzerine Mimar Sinan Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Fransız Filolojisi Bölümü'ne kaydını yaptırdı.
1947 yılında İnönü Stadyumu'nun açılış maçında İsveç'in AIK takımına attığı gol, bu stadyumda bir Türk futbolcusunun attığı ilk gol olarak tarihe geçti.
1949-50 sezonunda Beşiktaş'ın ilk İstanbul şampiyonluğunu kazandığı sezon 14 maçta oynadı.
1950 yılında ise Beşiktaş Futbol takımının Amerika'ya davet edilmesiyle, babasını üzmek pahasına, okulunu bırakarak, çok sevdiği Beşiktaş'la bir ay süreyle Amerika'ya gitti.
1954 yılında menisküs yüzünden futbolu bırakmak zorunda kalana kadar, 8 sene
Beşiktaş forması altında ter döktü ve 44 gol kaydetti. O dönemler, futbolu bırakmasının asıl sebebinin, dönemin yöneticisi Sabri Usoğlu
ve teknik direktörü Pupo Sandro ile yaşadığı sorunlar olduğu da söyleniyordu.
1950'li yıllarda 5 yılda 4 İstanbul Ligi şampiyonluğu kazanan kadroda yer aldı.
"İdealist Beşiktaş'lı"
1957 yılında Beşiktaş Kulübü'ne üye oldu. Arkadaşlarıyla kurduğu "İdealist Grup", Beşiktaş kongresinin en etkili gruplarından biri olmuştu.
“Baba Hakkı'nın oğlu gibiydi”
Süleyman Seba, ilk kez 1963’te Beşiktaş’ta yönetici oldu. O zamana kadar aldığı ‘İstanbullu Gönül Adamı’ tedrisatının üstüne bir de Baba Hakkı’nın yanında manevi oğlu olarak insanlık doktorasını tamamladı.
Bu güç sayesinde, ilk kez 1963 yılında Selahattin Akel'in sonraları sırasıyla; 1964'te Hakkı Yeten, 1968'de Talat Asal, 1970'de Ağası Şen ve 1977'de Gazi Akınal'ın oluşturdukları listelerde yönetim kurulunda yönetici olarak görev yaptı.
“Milli görevini bırakarak, kendini Beşiktaş’a adadı”
1980'li yıllarda Milli İstihbarat Teşkilatı İstanbul Müdürlüğü yaptığı dönemde, Beşiktaş'ın kötü gidişini gördü ve çok sevdiği Beşiktaş için bu görevi bıraktı.
“1984 yılında Beşiktaş Spor Kulübü Başkanı oldu”
1 Nisan 1984'de Mehmet Üstünkaya ile girdiği başkanlık yarışını kazandı ve 16 yıl sürecek başkanlık görevine başlamış oldu. Başkanlığı süresinde
Beşiktaş Futbol takımı; 5 Lig Şampiyonluğu, 4 Türkiye Kupası, 4 Cumhurbaşkanlığı Kupası, 2 Başbakanlık Kupası ve 6 TSYD Kupası olmak üzere toplam 21 kupa kazandı. Sportif başarıların dışında Beşiktaş Kulübüne birçok tesis kazandırdı. Bunlardan bazıları Akaretler Kulüp Binası, Fulya Stadı ve kamp tesisleri, BJK Plaza, Yeşilköy, Pendik ve Çilekli tesisleri oldu. Seba döneminde, BJK Koleji kuruldu ve BJK İnönü Stadı 49 yıllığına kiralandı.
1984 yılında başkan olarak ilk kez kulübe adımını atan Süleyman Seba göreve başladığında ne şampiyonluktan ne de kulübü birinci sayfaya taşımaktan bahsediyor. İlk iş olarak kulübün demirbaş listesini istiyor. Listedeki iki bin demirbaştan, çoğu kazanılan kupalar olmak üzere, bine yakını ortada yok. Türkiye’nin en eski takımı, kendi kupalarını, tarihini bile kaybetmiş durumdaydı.
“Ali-Metin-Feyyaz dönemi”
Beşiktaş, efsane başkanı döneminde 3 kez üst üste şampiyon olma başarısı gösterdi.
Metin Tekin, Ali Gültiken, Feyyaz Uçar, Rıza Çalımbay ve Mehmet Özdilek gibi oyunculardan kurulu takımla başarılı sonuçlara imza atan siyah-beyazlı ekip, üst üste 3 kez şampiyonluğa ulaşarak tarihinin en önemli başarılarından birine imza attı. Süleyman Seba döneminde bu başarıyı yakalayan "Kara Kartallar", 1989-1990, 1990-1991 ve 1991-1992 sezonlarında şampiyonluğa ulaşarak rakiplerine büyük üstünlük sağladı.
Seba dönemindeki ilk şampiyonluk sevincini 1985-1986'da kazanan "Kara Kartallar", özellikle İngiliz teknik direktör Gordon Milne döneminde üst üste bu sevinci yaşadı. Süleyman Seba, 1987 yılında göreve getirdiği ancak ilk üç sezonunda son anlarda şampiyonluğu kaçıran Milne'e ısrarla güvenmeye devam etti. Gordon Milne de başkanın güvenini boşa çıkarmadı ve 1989-1990, 1990-1991 ve 1991-1992'de olmak üzere takımını şampiyonluğa taşıdı.
“Namağlup Şampiyonluk!”
Siyah-beyazlı ekip, namağlup şampiyonluğu da Süleyman Seba döneminde yaşadı.
Beşiktaş, 1991-1992 sezonunda 30 maçta rakiplerine karşı başarılı sonuçlara imza atarak şampiyonluğa ulaştı. 23 galibiyet ve 7 beraberlik alan ve sahadan hiçbir şekilde boynu bükük ayrılmayan siyah-beyazlı, Seba yönetiminde bir başka tarihi başarıya imza attı.
Beşiktaş, Seba dönemindeki son şampiyonluk kupasını 1994-1995 sezonunda kazandı.
"Şerefli İkincilikler"le veda”
1999-2000 sezonunda alınan kötü sonuçların ardından taraftarın da tepkisini çeken Süleyman Seba yeni kongrede aday olmadı. 13 Şubat 2000 tarihinde BJK Mali ve Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmayla başkanlık görevine veda etti. Beşiktaş kulübü, Seba'nın döneminde bir istikrar örneği göstermişti. "Şerefli İkincilikler" lafı onun döneminde ortaya çıktı.
Görevi bıraktığı gün yaptığı konuşmada; "1984 yılında, ilk defa huzurlarınıza çıktığımda, kongre konuşmamın başında söylemiş olduğum sözleri hatırlatmak istiyorum: 'Herkesi bir zaman için aldatabilirsiniz, Bazı kişileri her zaman aldatabilirsiniz, Ama herkesi her zaman aldatamazsınız!' Ben kimseyi hayatım boyunca aldatmadım...! 1984 yılında huzurlarınıza hangi heyecan ve duygularla gelmişsem bu gün de huzurlarınızda
aynı heyecan ve duygularla başım dik, gönlüm rahat ve huzur içerisinde sizlere veda ediyorum..."dedi ve Genel Kurul'un yapıldığı, salonu tıklım tıklım dolduran üyelerin dakikalarca devam eden alkışlardan sonra gözyaşları içinde kürsüye veda etti.
Büyük Başkan kurulun ardından yerini genç başkan Serdar Bilgili'ye bıraktı. Kulüpte yapılan kongrelerde rakiplerine hep üstünlük sağlayan Seba, "Ceketini bile aday gösterse başkan olur." ifadesinin yerleşmesini sağladı.
“Onursal Başkan”
Başkanlıktan ayrılmasından bir süre sonra
Beşiktaş Kulübü tarafından, Süleyman Seba'ya "Onursal Başkanlık" unvanı verildi ve İstanbul'daki Akaretler ile Maçka arasındaki Spor Caddesi'nin adı Süleyman Seba Caddesi olarak değiştirildi.
Rahatsızlığı nedeniyle Beşiktaş maçlarını genelde Sakarya'daki çiftliğinde radyolardan takip eden ve bir dönem Milli İstihbarat Teşkilatı İstanbul Bölge Müdürlüğü yapmış olan Süleyman Seba, (Baba) Hakkı Yeten'den sonra Beşiktaş'ta Onursal Başkan seçilen ikinci kişi oldu.
“Başkan Seba yoğun bakımda”
Bir süredir Ankara'daki Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde (GATA) tedavisi süren Beşiktaş Kulübü Onursal Başkanı Süleyman Seba, 21 Ocak 2014 tarihinde solunum yollarındaki enfeksiyon nedeniyle yoğun bakıma alındı.
13 Ağustos 2014 Büyük Başkan'a veda...
Beşiktaş Kulübü Onursal Başkanı Süleyman Seba tedavi gördüğü İstanbul Amerikan Hastanesi'nde 13 Ağustos 2014 tarihinde, 88 yaşındayken hayatını kaybetti.
1982 yılında üye olduğum
Beşiktaş kulübünün şimdi Divan ve Disiplin Kurulu Üyesiyim. Sevgili okurlar Süleyman ağabeyi yakinen tanımaktan her zaman onur ve gurur duydum. Beşiktaş kulübü son Divan Kurulu Toplantısında da bir ilke imza attı. Gerçekten muhteşem bir insan olan Sayın Seba’nın son divan toplantımızda nasıl bir ilke imza attığını da sizlerle paylaşmak isterim.
Divan Kurulu günü Ceylan Oteli dolduran insanların tümünün yakasında Süleyman Seba’nın resimi vardı. Lakin yakasında Sayın başkanımızın resmini taşıyan kalabalığı görünce şaşırıp, Divan da, bu kadar üye var mı? diye sorduğumda; Divan Kurulu Başkanımız Yalçın Karadeniz bana üstad bugün buraya gelenlerin %50’si Beşiktaşlı, %25’i Fenerbahçeli ve %25’i Galatasaraylı dediğinde; tek kelime ile, ‘işte
Süleyman Seba farkı dedim’
Haftaya yeni bir portrede buluşmak üzere sağlıcakla kalın…