Bektaşi ile Hacı..

Bektaşi ile Hacı, Osmanlı zamanında ramazanda içki içerken yakalanırlar.
Karga tulumba Kadı Efendi’nin huzuruna çıkartılırlar.
Kadı, yaptıklarının cezasının ne olduğunu bilip bilmediklerini sorar.
Hacı af diler; "şeytana uyduk kadı efendi" der.
Kadı bu mazereti kabul etmez ve Hacı'ya idam cezası verir.
Sıra Bektaşi'ye gelir ve Bektaşi der ki;
"Kadı efendi, ben Gayrimüslim biriyim.
Bana oruç farz değil".

Dediği doğrudur ve Kadı Bektaşi’yi serbest bırakır.
Bunun üzerine Bektaşi Kadıya döner ve sorar;
"Kadı Efendi, ben şimdi Kelime-i Şehadet getirsem ve Müslüman olsam, arkadaşımı da bağışlar mısın..?"
Kadı efendi düşünür… 
Gavuru Müslüman yapmanın ona sağlayacağı sevabı hesap eder ve Hacı'yı da affeder.
Kadının huzurundan ayrıldıktan sonra Hacı şaşkınlık, kızgınlık ve hayret içindedir.
Az önce idama mahkum edilen ve bundan kendisini kurtaran da Bektaşi değilmişçesine;
Sen ne biçim adamsın be..!
Bir dinli oluyorsun,  bir dinsiz,
Sende iman yok mu bire münafık… "
deyip azarlar, Bektaşi'yi…
Bektaşi ise sakin ve acı bir  tebessüm içinde der ki;
"Gavur oldum kendimi, Müslüman oldum seni kurtardım.
Pekiii… sen ne işe yaradın..?"

Bektaşi'ye borç sorusu…

Sözde, Bektaşi'yi topluluk içinde küçük düşüreceklerdi.
Oldukça zengin birisi:
"Bektaşi Efendi, borcunuz var mı?" diye sordu.
"Evet, bakkala biraz borcum var." dedi Bektaşi.
"Canım onu sormuyorum. Namaz borcun var mı?" dedi Adam.
Bektaşi kızdı ama belli etmeden cevabı verdi;
"Namaz borcunu bana ancak Allah sorabilir.
Size düsen bakkal borcunu sormaktır..!"

İdare-i Maslahat Ediniz…

Şair Eşref müthiş bir heccav'dır.
Yani hicvedici, iğneleyici, muzip ve ironik şiirler yazıp, söz edebilen zeki mi zeki birisi…
İşte bu Şair Eşref aynı zamanda kaymakamlıklar da yapmıştır.
Egenin şirin ilçelerinden birinde kaymakamlık yaparken kasabanın durumuyla ilgili devamlı İstanbul'a tel çekmektedir.
Çektiği telde ise;
"Eşkiya kasabayı bastı tez elden asayişin sağlanması için yardım…" demektedir.
Buna mukabil gelen cevap devamlı aynıdır;
"İdare-i maslahat ediniz" (
hal yolunu kendiniz bulun ya da durumu idare edin)
En sonunda Eşkiya Kaymakamlığı basar.
Bıçak kemiğe dayanmıştır.
Bir fırsatını bulan Eşref yine tel çeker ve durumun vehamet ve aciliyetini sadrazama iletir.
Gelen cevap maalesef, yine aynıdır; "İdare-i Maslahat Ediniz"
En çaresiz anda ve çektiği dördüncü tele de bu cevabı alan Şair Eşref sinirle ama kişilik ve kabiliyetine uygun şekilde manidar mı manidar şu cevabı verir:

"Sevgili Devletlüm,
Sadrazam Hazretleri…
Aman efendim, yardıma da gerek kalmadı, artık.
İdare bitti, Kaymakamlık elden gitti, "Maslahat" ise;  elimizde kaldı..!"

Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.

 

OGÜNhaber