Bu gece bir rüya görsem….;
Daha güzel, daha umutlu, daha mutlu, daha iyimser ve daha pozitif…
Mesela;
Birbirimize hoşgörümüzün arttığı, ötekileştirmenin azaldığı,
Halkın siyasetçileri değil de; siyasetçilerin halkı teskin ettiği,
Siyasetin asgari müştereklerde ittifak edebildiği;
Müzmin muhalif değil de, yapıcı eleştirelliğin oluştuğu,
Küfürlü, belden aşağı ve ağıza alınmayacak bir uslüpten ziyade; nükteli hicvin, saygılı ve yüzyüze bakılacak bir dilin kullanıldığı,
Objektif devlet refleksin hakim olduğu,
Adalet olgu ve duygusunun herkese eşit ve adilane uygulandığı,
Gelir dağılımının eşitleşmeye doğru yöneldiği; mutlu azınlıkların azaldığı, kayırmacılık ve yolsuzluktan utanıldığı, fakirleşmenin azaldığı,
Kadınlara dönük caniliklerin azalmaya başladığı,
Kul hakkına riayetin yeniden hatırlanmaya başladığı,
Bencillik, kibir, enaniyet, zulüm, umursuzluk gibi yaklaşımlardan utanıldığı,
Hak namına ve adına haksızlıklardan hicap edildiği,
Yaptırmazuk, ettirmezük, karşıyız karşı gibi körü körüne karşıtlıktan vazgeçildiği,
Solcunun da, sağcının da, futbolcunun da, apolitiğin de işini bihakkın ifa ettiği,
Herkesin işini iyi yapıp, başkasının işine burnunu sokmadığı,
Toprağın, suyun, ağacın, kıymetinin bilindiği,
Hayvanlara karşı şefkat ve merhametin bir nebze olsun arttığı,
Şehirleri katleden ve göğe yükselen kulelerin ve betonlaşmanın azalmaya başladığı,
Devlette bir görev alanın ganimet elde etmiş gibi olmadığı,
Liyakat ve ehliyet sahiplerinin hakettikleri görevlere gelmeye başladığı,
Doğruya doğru derken, adının eğriye çıkmadığı,
Kötülerin Yemen’e Kadı olamadığı,
Hakkın hatırı alidir, hiçbir hatıra feda edilemezliğin öne çıktığı bir Türkiye’yi görebilir miyim acep….
Mesela;
Suriye’de iç çatışmanın bitmeye yöneldiği,
Göçün azaldığı ve sığınmacıların ülkelerine gitmeye başladığı,
Herkesin kendi yurdunda, toprağında, evinde-barkında kalabildiği,
Libya’ya huzur geldiği ve ülkemiz için tehlike odağı olmadığı,
Akdeniz’de oluşturulmak istenen kıskacın kırıldığı,
PKK-YPG-İŞİD gibi terörün masum canları katledemediği,
Büyük devletlerin terör ve örgütleri desteklemediği,
Küresel Hakimlerin menfaat uğruna Ortadoğu’yu ateş çemberine çeviremediği,
Filler tepişirken çimlerin daha az ezildiği,
Müslüman olan Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır gibi ülkelerin kendine ihanet etmekten ve İsrail tetikçiliği yapmaktan vazgeçtiği,
Müslümanın Müslümanı İslam ve Cihat gibi gerekçelerle kırmadığı,
Petrol ve doğalgaz uğruna küresel katillerin masumları katledemediği,
Oluşacak yeni yüzyılın daha kansız, uzlaşmacı ve insan onuruna yaraşırca kurulabildiği bir Dünya görebilir miyim acep…
Rüya diyorum, rüya…
Düşte görmeye bile, razı hale geldik.
Dün farklı mı idi..?
Pek de değildi.
Ama hep neden beterin beteri yaşanıyor ki…
Neden, bugün dünden daha kötü oluyor ki…
Neden, yarınlardan hiç umudumuz yok gibi ki…
Yahu bir nebze, bir nebze…
Umut edebilsek,
Gülümseyebilsek,
Güzel hayal kurabilsek…
Hiç olmazsa hiç;
Rüyamızda görebilsek…
Hatta rüyada görebileceğimizi düşünebilsek…
Ey Yüce Rabbimiz;
Sen herşeyi gören ve bilensin.
Bari bize hayal ettir, gülümsettir veya hiç olmazsa rüyamızda gördür.
Ona da razı hale geldik.
Sana ve Senin adaletine sığındık…
Çünkü sarsılmaz inancımız; “Allah var gam yok” dedirtiyor….
Belli mi olur…
Rüya dedim ama 2020 sonunda rüya değilmiş, gerçekmiş diyebiliriz.
İnşallah bir sürpriz olur ve Sezen Aksu'nun;
"Belki şehre bir film gelir,
Bir güzel orman olur yazılarda,
İklim değişir, Akdeniz olur…
Hadi gülümse…" dediği gibi; bizleri de gülümseten güzellikler gerçekleşir.
Herşeye rağmen herkesin, hepimizin, tüm insanlığın yeni yılını kutluyor; sağlık, güzellik, huzur ve mutluluklar diliyor ve dua ediyorum.
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.