Merhaba sevgili Ogün gazetesi ve Ogünhaber okurları yeni bir haftada daha sizlerleyiz.
Bu hafta sizlere Amerika’da çok ünlü bir iş adamının ilginç hayat hikayesini anlatacağım; bu ünlü iş adamının isminin baş harfini vereceğim, zaten ne fark eder ki ismi? Önemli olan aşkı uğruna bir insanın neleri feda ettiğini okuyacaksınız bu satırlarda. Bu ilginç hikayeyi bana A.B.D de yaşayan özel bir dostum anlattı ve hayret ve heyecanla dinledim, sanırım bu aşk hikayesi bir gün senaryo olup sinemada da izleriz.
İngiliz asıllı A.B.D’li iş adamının adının baş harfi G. Mr G 50 yaşlarda şimdilerde ancak İngiltere’den ABD ye tam 16 yaşında babasını kaybedince gelmiş ve 16 yaşında ABD de çalışmaya başlamış. Devletle arası çok iyi olan Mr G kısa zamanda dev bir yükseliş yaşamış ve ABD’nin sayılı iş adamlarının içine girmiş. İşine olan düşkünlüğü nedeni ile uzun yıllarda hiç evlenmeye vakit bulamayan Mr.G’nin hayatı tamamen işi olmuş. Dünyanın bir çok ülkesinde şirketler satın alan Mr.G’nin ömrü nerede ise yollarda geçerken, bir gün 21 yaşında iken ABD de kurulan ve tüm dünya ülkelerinde de ağını kuran dev bir grup; Mr.G yi şirketleri ile beraber üye olmaya davet etmiş, bu işin sonunda Mr G daha da büyüyebilecek ve dünya tröstü olabilecekmiş ve teklifi kabul etmiş, zaten bu topluluğa katılıp kabul görmek çok zor bir işmiş ve bunu başaran Mr.G sonunda muradına erip 21 yaşında artık arkasında dev bir topluluğu da alarak, dünya’nın sayılı şirketleri arasına girmiş. Bu topluluğa girmekte çıkmakta çok zormuş, topluluk üyelerinin iş hayatını özel hayatını da adım adım takip ediyor ve gerektiğinde müdahale yetkisini de peşinen tüm üyeler baştan beri kabul etmiş oluyorlarmış. Mr.G daha 21 yaşında bu topluluğun tüm kurallarını kabul ederek buraya girebilmiş. Daha sonra yıllar su gibi akıp giderken Mr.G bu toplulukta zamanla üst sıralara yükselmiş ve sonunda topluluğun üst yönetimine seçilirken; topluluğun en katı kurallarının da baş uygulayıcısı olmuş. Mr.G ailesine çok düşkün olmasına rağmen, her üyenin ilerde yerine geçecek bir kişiyi buraya aday gösterebilmesi noktasında hep ağır davranmış. Belki onları koruma adına, belki de öyle bir adayı olmadığı için hep yerine geçecek adayı belirlemekte yavaş davranıp durmuş .Bu yıllarda Mr.G nin hayatında onlarca kadın geçse de bir türlü aradığı aşkı bulamamış.
Bir gün bir konserde tanıdığı 19 yaşındaki çok güzel bir kıza aniden aşık olan Mr.G daha sonra bu güzel kızla büyük bir birliktelik yaşamaya başlamış. Kız önceleri bu muhteşem adamla yaşadığı aşk hikayesini oyun sanıp Mr.G nin onunla ilgilenmesinden hoşlandığı için farkına varmadan bu hikayenin içinde bulmuş kendisini ancak daha sonraki günlerde M.G ile aralarında ki yaş farkı onu etkilemeye başlamış olacak ki kendi yaşında bir arkadaşı da oluvermiş gizlice, tabii topluluk yönetimine kadar yükselen ve yakında yönetim kurulu başkanlığı görevini de üstlenecek olan Mr.G bunu çabuk öğrenmiş ve başlamış son aşkım dediği bu güzel kızla tartışmalara, kız başka birini de sevdiğini kabul etmişse de, Mr G güzel kızdan bir türlü ayrılamamış ve onu kazanmak için elinden geleni yapmaya çalışmış. Bir gün Malta adasına tatil için gittiklerinde güzel kızın ona denizden topladığı deniz kabuklarını verip bunlar aşkımızın sesi olsun deyince de tüm hayatını ona başlamış anlatmaya ve topluluklarını bu topluluğun dünya üzerindeki gücünü anlatmış kıza, kız şok bir şekilde dinlerken bir anda beni bir iş kadını yapar mısın? Bana ticareti öğretir misin ? sorularını sormaya başlayınca bir anda kız ile hayatını birleştirmeye ve onu hayatının kadını yapmaya karar vermiş. Newyork’a döner dönmez topluluk başkanını arayıp randevu almış ve başkana yaş farkına rağmen bu kıza olan aşkını ve onunla hayatını birleştirmek istediğini ve yerine de bu kızı yetiştirip veliaht yapacağını anlatıp izin istemiş Başkan
“Tam benim yerime bu göreve sen gelecekken 3 ay sonra; bence acele etme, iyi düşün taşın bu çok acele bir karar “ demesine rağmen Mr.G inatla bunu talep etmiş ve Mr.G ye çok inanan topluluk sonunda kızın adaylığını kabul edip Mr.G ye Zürih toplantısına adayını tanıtmak üzere davet etmesini söylemişler. Tam bu sırada Mr.G yine defalarca olduğu gibi güzel kızla kavga etmiş ve kız her zaman bu kavgalar sonunda yaptığını yapıp kayıplara karışınca Mr.G kendisi için düzenlenecek toplantıya kızı getiremeden gitmek zorunda kalmış. Adayı göremeyen topluluk başkanı Mr.G’ye kızın topluluğu bilip bilmediğini biliyorsa ve itaat esasına bağlı bu topluluğu hiçe saydıysa yaşama şansının bile tehlikeye gireceğini söyleyince; Mr.G kayıp ta olsa ayrı da olsa o kızı çok sevdiğini bu hatanı onun çok genç olmasından ileri geldiğini anlatsa da, bu açıklamaları topluluğu tatmin etmeyince Mr.G son aşkım olacaksın dediği kız uğruna topluluktan affını istemek zorunda kalmış ve
“Bana topluluk mu, hayatın mı? deseniz topluluğumuz derdim ama şimdi topluluk mu, aşkın mı? diye sorduğunuzda çok üzülsem de aşkım diyorum.” Diyerek 3 ay sonra 4 yıl süre ile Başkanlığına getirileceği topluluktan istifa ederek 30 yıllık serüvenini bir kalemde kızın uğruna feda ederken; kızın da hayat garantisini almış topluluktan. Daha sonra Newyork’a dönerek sevgilisini bulan Mr.G ona olayları anlatıp artık topluluğun üyesi değilim dedikten sonra kıza yaşlı gözlerle uzun uzun bakarak
“Artık özgürsün seni çok sevdim ve hep seveceğim. Senin için her şeye değerdi ve yine seni tanısam yine seni sever ve uğruna her şeyi feda ederdim.” Dedikten sonra veda etmesi gerektiğini anlamış ve oradan uzaklaşırken uğruna bir hayatı feda ettiği kızın arabasına binip belki de hala hiçbir şeyin farkına varmadan başka birinin kollarına gittiğini acı ile seyrettikten sonra ağzından şu kelime çıkıyormuş
“evet kısa da sürse yine de değerdin her şeye son aşkım seni ne kadar sevdiğimi hiçbir zaman anlamayacaksın”…
Daha sonra Mr.G’nin istifası kabul edilmiş ve bundan sonra nerde nasıl ne şekilde yaşadığını kimse bilmiyormuş. Kızı soracak olursanız o da şu sıralarda Mr.G yi çoktan unutmuş kendi hayatını yaşamaya devam ediyormuş, uğruna kaybedilen dev bir hayattan hiç habersiz…
Sevgili okurlar bu yüzyılda böyle aşklar var mıdır ? Satırlarım almadığı için mümkün olduğunca kısa tuttuğum bu aşk hikayesi gerçek midir ? Bilinmez ama ben yine de Mr.G’ ye hikayenin tümünü okuduğumda çok büyük saygı duyarken, genç kıza da hiç kızmadığımı söylemek isterim.
Bu haftada sizlere Mr.G’nin kısa Portresini yaptık umarım kısa da olsa beğenmişinizdir bu Portremizin hikayesini... Haftaya yeni Bir Portre’de buluşmak üzere sağlıcakla kalın…