6 Kasım 2020 tarihli bir portre yazımın başlığı; "Kaos artık her yerde; Amerika'da, Rusya'da, Çin'de, Avrupa'da…" idi.
Ve yazının içinde;
"Yani herkes ve her yer kaosa dahil oluyor.
Yani,"kaos" yaratan ülkeler diye bildiğimiz devletler de kaos'un bir parçası oluyor.
Nasıl mı.?
ABD seçimlerine ve muhtemel sonuçlarına odaklanalım.
Artık, Amerika da sarmala dahil…" demiştik.
Peki koskoca ABD; nasıl üçüncü dünya ülkelerinde görülen enstantanelere sahne olabiliyor…
Düşünün, Kongre Binası basılıyor ve yakın zamanda Ermenistan ve Belarus gibi ülkelerde görülebilen olaylara sahne oluyor.
Ama işin içyüzü başka.
Görünürde dünyanın hakimi ABD gibi görünse de; asıl belirleyicinin başkaları olduğu aşikar.
İşte şuanda Washington'da/Amerika'nın kalbinde/Kongre Binasında yaşananların arkasındaki belirleyici de, hep dile getirdiğim ve hatta zaman zaman bazılarımızca ütopik bile karşılanan "Güç ve Akıl" sahipleri olduğunun delilidir.
Bu yaşanan olaylar Amerika'nın küresel hakim olmadığını, egemenlerin başkaları olduğunun apaçık göstergesidir…
Yeniden olaylara ve ne olacağa dönersek..
Kimse heyecana kapılmasın.
ABD bu yaşananlardan emin olun ki, güçlenerek çıkacaktır.
ABD harici dünyanın sevinmesini normal görüyorum. Çünkü ABD'nin sorun yaşatmadığı toprak parçası ve dünya halkı neredeyse yok.
Lakin boş hayale de kapılmanın bir gereği yok.
(Bunları söylerken de kimse Amerikancılık yaptığımı düşünmesin. Sadece romantizme kapılmanın kimseye bir şey kazandırmayacağını, olayları doğru okumak ve isabetli analiz yapmak gereğine atfen söylüyorum)
Şimdi sizinle yaşananların anlamını paylaşmak istiyorum.
Bu Kalkışma/Darbe Girişimi yaşlayan "Kontrollü Kaos"un heryerleştiği ve herkesleştiğinin herkese ilanıdır.
Ve en önemlisi; tüm dünyaya ve özellikle stratejik coğrafya ülkelerine ve yönetimlerine apaçık bir uyarı, ikaz ve işarettir.
Neyin uyarı ve ikazı peki..?
Amerika bile bunu yaşıyor ise, sizler ayağınızı denk alın,
Amerika nezle oluyor ise, sizler sıtma olursunuz,
Kaos Amerika'da bile yaşanıyor ise; yerkürenin hiçbir yeri istisna değildir; mesajı, ikazı ve uyarısıdır.
Bu olay önemli mi; evet, olağanüstü önemli.
Çünkü küresel algıda "Özgürlükler Ülkesi/Sistem Devleti" olarak bilinen Amerika'da bu ana dek pek de görülmemiş bir şey yaşanıyor.
Ama bu olaylara odaklanarak;
"Yok efendim, Trump'tan dolayı, Trumpizm'in getirisi, Amerika'nın Düşüşü, Amerika'nın Utancı vb. gibi söz söylem ve beklentilerle vakit geçirmek bizi yanlışa düşürür.
Ne yapmalıyız peki.?
Sorgulamalı, sorular sormalı ve olayın hamasetine kapılmamalıyız.
Aslında ne oluyor/neler olacak,
Kimin işine yarıyor/kime zarar veriyor, verecek,
Bundan sonraki hedef ülkeler ve coğrafyalar kimler,
Hangi ülkenin yönetimi kalacak/gidecek…" gibi soruların cevaplarına odaklanmalı ve buna göre konumlanmalıyız.
Amerika bunu yaşıyor ise, artık her şey olabilir ve son derece mümkündür.
Ve öyle düşünüyorum ki;
Önümüzdeki günlerde Rusya'da benzer olaylar yaşanabilir. Ve maalesef kanlı da olabilir.
Keza Çin…
Benzeri süreci daha geniş ve büyük boyutla yaşayabilir ve oldukça kanlı olabilir.
Hatta İngiltere bile…
Avrupa…
Ve olmaz demeyin; sadece Fransa değil, Almanya'da bile…
Neler yaşanacak, neler…
2021'in daha zorlu geçeceğini sizlerle paylaşmıştım.
Daha Bismillah dedik fakat en beklenmedik yerden geldi; 2021'in beklenen sürprizi…
Yaşanan bu olay bağlamında Türkiye'nin durum/konum/pozisyon ve yarınını düşünecek olursak;
Hep söylediğim gibi tüm bu krizler ve hatta ABD’deki Darbe Girişimi/Kalkışma ülkemiz için yeni fırsatlar getirebilir.
Ama işin sırrı, "akıl ve akılcı/sağduyulu/soğukkanlı okumalar" yapabilmekte…
Çünkü bu olaylar sonrası ABD, ülke dışındaki ve özellikle bizim de olduğumuz coğrafyadaki askeri güçlerini geri çekebilir.
Bu, oldukça muhtemel bir durumdur.
Eğer doğru öngörü ve analiz yapıp, doğru noktada konumlanırsak bölgede ABD'den boşalan yerlerde varlık alanı oluşturabiliriz.
Bu da bize çok ciddi imkanlar ve fırsatlar doğurur.
Ülkemizin yıllardır uğraştığı PKK terörü ömrünü tamamlayıp, İŞİD vb. gibi örgütler tehdit olmaktan çıkabilir.
Irak, Suriye, Libya, Doğu Akdeniz ve hatta Afrika coğrafyası bağlamında oldukça etkin ve bir üst level'da yer alacak bir Türkiye olabiliriz.
Bu yüzden de, bugünler ülkemiz yönetimi için ciddi bir sınav ve karar anıdır.
Bu olayla verilmek istenen küresel mesajı hemen/ciddiyetle ve doğru şekilde okumak bundan sonraki sürecin temel anahtarıdır.
ABD'de de bile bunların yaşandığı dünyada, artık "Güç ve Akıl" sahiplerinin gücü/belirleyiciliği ve varlık olgusu yadsınamaz/gözardı edilemez bir gerçek.
Tam bu noktada; Türkiye, küreselin en belirleyicisi olanlarla gerçek bir "kazan-kazan" politikasını ikna edici/tutarlı ve güvene dayalı şekilde oluşturursa; tüm bu dediğim fırsatlar, emin olun ki; asla hayal değildir ve oldukça yakınımızdadır.