Akademisyen, yazar ve T.C. Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı

'Her çocuğun özel bir yeteneği var. Her çocuğun başarılı olabileceği bir alan var. Onları bu özellikleri arasında ayrımcılıklar yaparak, hiyerarşiye tabi tutmamamız gerekiyor''  Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı..

Merhaba Sevgili Ogün okurları yeni bir haftada daha sizlerle beraber olmanın haklı gururu içerisindeyiz. Bu hafta sizlere, "Eğitim politikaları, bir ülkenin eğitim sisteminin gelecekte nasıl şekilleneceğinin ve o ülkede eğitim ile ilgili neler yapılması gerektiğinin belirlenmesi için önemlidir" sözünün sahibi olan Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’yı anlatacağım.
 

Haberin fotoğrafları


Sayın Bakan Nabi Avcı’yı uzun yıllar önce tanıdığımda eğitimci olan kişiliğine ek olarak dürüst ve adalete çok önem verdiğini yaptığımız sohbet vasıtasıyla öğrenme imkanı bulmuştum. Milli Eğitim Bakanı olmadan önce de başarılı projelerin sahibi olan Sayın Nabi Avcı daima örnek çalışmalara imza atmıştır. Nabi Avcı, 8 Ekim 1953'te Bilecik'te doğdu. Baba adı Abdullah, anne adı Habibe'dir.

Öğretim Üyesi Prof. Dr.; Orta Doğu Teknik Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesini bitirdi. Doktorasını Anadolu Üniversitesinde İletişim Bilimleri alanında yaptı.
1974 yılında Kültür Bakanlığında memuriyete girdi. Anadolu Üniversitesinin kuruluşunda İletişim Bilimleri Fakültesinde öğretim görevlisi oldu. Milli Eğitim Bakanlığı ve Başbakanlık Müşavirliği görevlerinde bulundu. Çeşitli ulusal televizyon, dergi ve gazetelerde program yapımcısı, köşe yazarı ve genel yayın danışmanı olarak çalıştı.

2000 yılında İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesinde profesör oldu. 2003'te Başbakan Başmüşavirliği görevine getirildi. TÜBİTAK Bilim Teknoloji Yüksek Kurulu Üyeliği ve UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanlığı yaptı.

Telif ve tercüme olarak çok sayıda kitabı bulunmaktadır. Bombacı Parmenides ve Enformatik Cehalet gibi kitapları var. Ayrıca "Molla Kasım" takma adıyla mizah yazıları yazdı. Bunlardan bir bölümü, karikatürist Necdet Konak tarafından resimlenmiş olarak Evvel Zaman İçinde (Nehir Yayınları) adlı kitapta yayınlandı. Ayrıca çok sayıda çevirisi de vardır. Rene Guenon, Martin Lings ve S.H.Nasr gibi gelenekçilerin kitaplarını Türkçeye çevirmiştir.

24. Dönemde TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı oldu. 25 Ocak 2013’te 61. Hükümette Milli Eğitim Bakanlığı görevine atandı.
Çok iyi düzeyde İngilizce, orta düzeyde Almanca bilen Avcı, evli ve 5 çocuk babasıdır.
Milli Eğitim Bakanlığının davetlisi olarak katıldığım Hayat Boyu Öğrenmenin Geliştirilmesi Projesi Kapanış Töreni'nde Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın günün anlam ve önemine uygun yaptığı konuşmadan çok etkilenmiştim. Bu önemli konuşmanın ayrıntılarını sizlerle paylaşmak istiyorum.
“Bakan Avcı: ''Artık miadını doldurmuş olan köhne zihniyetlerden ve kurumlardan yenilere, yeni hayatın yeni organizasyonlarına geçme yolunda bu projenin ilk bakışta çok mütevazi ama bence çok stratejik öneme sahip olduğunu düşünüyorum''

Bakan Avcı, törende yaptığı konuşmaya, ''Birazdan söyleyeceklerim aslında bir Milli Eğitim Bakanı'nın on düşünüp bir söylemesi gereken şeyler, ama epeydir düşündüğüm şeyler olduğu için artık söylemekte bir beis görmüyorum'' diyerek başladı.

Bulutsuz bir gecede, şehrin ışıklarından uzak bir yerde gökyüzüne bakıldığında yıldızların göründüğünü belirten Bakan Avcı, şöyle devam etti:
''Ama gökbilimciler diyorlar ki, bu gördüğünüz gök haritası bir yanılsama. Siz gökyüzüne bakarken aslında o gördüğünüz yıldızların uzaklıklarına göre, belki milyonlarca yıl önceki ışıklarını ancak bugün ulaştığı için görüyorsunuz. Belki sizin gerçek zamanınız açısından dünya zamanıyla baktığınızda o yıldızların birçoğu belki de artık söndü. Ama aradaki mesafe o kadar büyük ki, ışıkları ancak yüzbinlerce, milyonlarca yılda bize ulaşabildiği için biz onları hala varmış gibi görüyoruz''

Sosyal kurumların da böyle olduğunu ifade eden Bakan Avcı, ''Kendi doğum koşullarında çok anlaşılabilir taleplere göre biçimlenmiş pek çok sosyal kurum, onlardan birisi de okuldur, artık o doğum koşulları ya büsbütün ortadan kalktığı halde veya çok radikal bir biçimde değiştikleri halde sanki hala o günün koşulları geçerliymiş gibi varlıklarını sürdürmeye devam edebiliyorlar'' diye konuştu.

Bakan Avcı, bugün genellikle anlaşıldığı, muhafaza edilmek istendiği biçimiyle okul denilen kurumun da geriye bakıldığında, doğum koşulları itibariyle Fransız İhtilali, Endüstri Devrimi ve fabrika atölyeleriyle eş zamanlı, iç içe olduğunu, bunların dayattığı talepleri, zihniyetleri hayata geçirmek üzere örgütlenmiş kurumlar olduğunu belirtti.

Bakan Avcı, ''Oysa şartlar o günden bugüne çok değişti. Sanayi Devrimi miadını doldurdu, Fransız İhtilali'nin dogmaları artık Fransız Milli Eğitim Bakanlığı'nın astığı şartlara rağmen çok değişti. Ama sanki o koşullar hala sürüp gidiyormuş gibi bazılarımız bu kurumsal yapıları, eski biçimleriyle nasıl doğdularsa, hangi koşullarda doğdularsa o koşulların ön kabulleri ile sürdürmeye çalışıyorlar. Meryem Hanım aslında o koşulların artık yetmediğini, dünyanın çok değiştiğini ve okul denilen toplumsal kurumun da kendini bu değişikliklere uydurması gerektiğini sadece sözle değil, eseriyle de kanıtlıyor'' şeklinde konuştu.”
Evet, Sayın Bakanımız bir bakan edasından çok geleceği görebilen bir akademisyen rütbesiyle bu konuşmayı yapmıştı.

Sayın Nabi Avcı ile geçtiğimiz günlerde de bir görüşme yaptığımda, Milli Eğitim Camiasında yaşanan bir sorunu kendisine anlatmıştım. Kendisi de bu konuda gerekli talimatları vererek sorunu acil bir şekilde çözüme kavuşturmuştu.

Sayın bakanımız konuştukları gibi yaşayan kişiliği nedeniyle dürüstlüğü ve adaleti ile her zaman kendisine beni hayran bırakmıştır.
Yeni bir portrede buluşmak ümidiyle…
OGÜNhaber