Akademisyen, siyasetçi, lider ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli

Merhaba Sevgili Ogün okurları yeni bir haftada daha sizlerle beraber olmanın haklı gururunu yaşıyorum. Bu haftaki sayımızda sizlere, Türkiye’de çok köklü bir geçmişe sahip olan milliyetçi düşünce akımının en güçlü siyasi temsilcisi olan Milliyetçi Hareket Partisi’nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi anlatacağım.

Öğrenciliği ve hocalığı sırasında kader birliği yaptığı ülkücü gençlere bir abi edasıyla sahip çıkan, kötü ve yanlış olaylardan uzak tutmaya çalışan Sayın Devlet Bahçeli’nin mütevazı kişiliğine hep hayran olmuşumdur.

Alparslan Türkeş gibi 'Türk milliyetçiliğinin sembol ismi' mertebesindeki selefinin ağırlığına rağmen, kendi tabanında neredeyse alternatifsiz görülen bir isimdir. Akademisyen kökenli bir politikacı olan Bahçeli’nin gençliğinde ve özel hayatında, siyasetteki ciddi ve mesafeli duruşunun izleri hâkimdir. 

Sayın Bahçeli ile tanışmam 1997 yılında nasip olmuş ve o yıllarda birkaç kez daha görüştüm. Daha sonra Milliyetçi Hareket Partisi’nin hükümet üyeliği döneminde yine birçok kez görüştük. Bu görüşmelerimiz nezaket çerçevesinde halen devam etmektedir. Benim Sayın Cumhurbaşkanımızın dostu olduğumu ve Ak Parti görüş ve düşüncelerini benimsediğini bilmesine rağmentek bir gün bile tavrını değiştirmemiştir. Sayın Bahçeli asil bir lider ve devlet adamıdır. 

Bana göre Sayın Devlet Bahçeli ile Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı siyasette esasen ayıran sadece bir ince çizgi vardır. Sevgili okurlarımız sözü fazla uzatmadan Sayın Bahçeli’nin portresine başlayalım… 

Devlet Bahçeli, 1948 yılında Osmaniye’de dünyaya geldi. Bahçeli'nin ailesi, geniş bir Türkmen aşireti olan Fettahoğulları'na mensuptu. İlköğrenimini memleketinde tamamlayan Bahçeli, başarılı bir öğrencilik geçirdi. Ortaokula kendisinden üç yaş büyük ağabeyi Servet ile birlikte Adana’da ailesinden uzakta devam etti. Lise eğitimi için İstanbul’a gitti. Akgün Koleji’nde başlayan lise hayatı, Etiler’deki Ata Koleji’nde tamamlandı. 

Bahçeli'nin milliyetçi düşünceyle tanışmasında, dönemin 1. Ordu Komutanı Cemal Tural’ın eşi olan lisedeki edebiyat öğretmeni Suna Tural’ın tavsiyesiyle okumaya başladığı kitaplar büyük rol oynadı. Şimdiki adı Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi olan Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Dış Ticaret Bölümü'ne 1967'de kaydını yaptırdığında, Türk milliyetçiliğini büyük ölçüde benimsemişti.

Dönemin hareketli ideolojik mücadele ortamından Bahçeli de etkilendi. Daha üniversitenin ilk yılında, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (CKMP) Genel Başkanı Alparslan Türkeş'in seminerlerini takip etmeye başladı. CKMP'nin adı 1969'da Milliyetçi Hareket Partisi oldu. MHP, 'Türk-İslam Ülküsü' (ülkücülük) şeklinde formüle edilen ve geleneksel değerler ile devletin korunmasını temel alan bir Türk milliyetçiliğini savunuyordu. MHP'nin temsil ettiği siyasi hareket, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de 70'lerde yükselişe geçen sosyalizm karşısında Orta ve Doğu Anadolu ile Karadeniz bölgelerindeki gençler arasında etkinlik kazanmaya başladı. Sosyalist akımlarla mücadeleye girişen ülkücü hareketin bir neferi olan Bahçeli, okulunda MHP'nin Gençlik Kolu olan Ülkü Ocakları’nın bir şubesini açtı. Ülkücülerin, sosyalistlerin kontrolündeki okulu geri almalarına yönelik işgal hareketine önderlik etti. 1970-71 yıllarında Türkiye Milli Talebe Federasyonu Genel Sekreterliği yaptı.
 
 
Aktivizmini asla akademik çalışmalarının önüne geçirmedi. 1971'de üniversiteden mezun olduktan sonra, okulunun İktisat Bölümü’nde asistanlığa başladı. Öğrencileriyle yakın ilişkilerine rağmen Bahçeli, 'ağırbaşlı hoca' profiliyle hatırlanıyor. 
 
Akademisyenlik yıllarında Ülkücü Maliyeciler ve İktisatçılar Derneği'nin (ÜMİD-BİR) kurulmasında rol oynayan Bahçeli, Üniversite Akademi ve Yüksekokullar Asistanları Derneği'ni (ÜNAY) kurdu ve genel başkanlığını yaptı. İktisat alanındaki doktorasını, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde tamamlayan Bahçeli, aynı üniversitenin İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Politikası Ana Bilim Dalı'ndaki öğretim üyeliğini 1987'ye kadar sürdürdü. 12 Eylül 1980'deki askeri darbenin ardından derneklerin çoğu kapatılırken, Bahçeli’nin ÜNAY'ına dokunulmadı. 
 
Askeri müdahale sonrasında diğer partilerle birlikte MHP de kapatıldı; Bahçeli de siyasi faaliyetlerine ara vermek zorunda kaldı. 6 Eylül 1987'deki referandumla eski siyasetçilerin önündeki siyaset yapma yasağı kaldırıldı. 1985'te kurulan Milliyetçi Çalışma Partisi'nin (MÇP) başına geçen Türkeş, gelecek vaat eden bir isim olarak gördüğü Bahçeli'yi MÇP'ye davet etti. Ülkücü camia ve milliyetçi tabanda ‘Başbuğ’ olarak yüceltilen Türkeş’in çağrısıyla Bahçeli, üniversitedeki görevinden istifa etti. 19 Nisan 1987'deki MÇP Büyük Kurultayı'nda parti yönetimine seçildi ve Genel Sekreter oldu.

Bahçeli, MÇP’de ve 1993'te MÇP'nin feshedilmesiyle yeniden kurulan MHP'nin yönetim kadrolarında Türkeş’in yanında on yıl çalıştı. Genel Başkan Yardımcılığı, Merkez Yürütme Kurulu Üyeliği, Merkez Karar Kurulu Üyeliği, Genel Başkan Başdanışmanlığı vazifelerinde bulundu. Türkeş’in 4 Nisan 1997'de ölmesinin ardından, 6 Temmuz’da düzenlenen MHP 5. Olağanüstü Kurultayı’nda Genel Başkan seçildi.

Sayın Bahçeli, her zaman ülkücü gençleri şiddetten uzak tutmaya çalışmıştır. Parti gençliğine sık sık “Tahriklere kapılmayın” diye seslenen Bahçeli, partisinin imajını düzeltmekle de yakında ilgilendi. Teşkilatına “Beyaz çorap giymeyin, tespih taşımayın, sarkık bıyıkları kesin” talimatı verdi. Ülkücü olarak bilinen sabıkalılar ve tetikçilerle arasına mesafe koydu, böyle isimleri partiden uzaklaştırdı. 

Bahçeli liderliğindeki MHP'nin, yeni cumhurbaşkanı seçilme sürecindeki tavrı, AK Parti tarafından memnuniyetle karşılanırken, CHP saflarının ağır eleştirileriyle karşılaştı. Anayasa Mahkemesi'nin, Meclis'te cumhurbaşkanı seçilebilmesi için en az 367 üyenin TBMM Genel Kurulu'nda bulunmasını şart koşan kararı, milletvekili sayısı 367'nin altında kalan AK Parti'yi çıkmaza sokuyordu. CHP milletvekilleri, seçimin yapılacağı oturuma katılmayacaklarını ilan ederek süreci kilitlemişlerdi. Bu kilidi çözen ise Bahçeli ve MHP oldu. Seçimin başladığı 20 Ağustos'tan 28 Ağustos'a kadar geçen sürede oturumlara katılarak AK Parti Kayseri Milletvekili Abdullah Gül'ün Türkiye Cumhuriyeti'nin 11. Cumhurbaşkanı seçilmesini sağladı.

Birçok liderin aksine, özel hayatını gözlerden uzak yaşayan Bahçeli, mesafeli tutumunu bu alanda daha da sertleştiriyor. Ankara’daki yaşantısı siyasi kimliği dışında basına yansımayan Bahçeli hiç evlenmedi. Arkadaşları, Bahçeli’nin asistanlığı sırasında yaptığı aile kurma planlarını, o dönemdeki siyasi faaliyetleri nedeniyle yerine getiremediğini söylüyor. Bahçeli'nin bir röportajındaki şu sözleri, onun evlilik konusundaki tavrını ortaya koyuyor: 

Sevgili Okurlar haftaya yeni ''Bir Portre''de buluşmak üzere sağlıcakla kalın…
OGÜNhaber