952 yıl önce Yusuf Has Hacib'in nasihatleri ve günümüz!..

Bilirsiniz; Kutadgubilik diye bir eser var.
Adeta bir başucu kitabı; özellikle de yöneticiler için…
En önemli Türkçe eserlerin başında gelir.
Türk-İslam edebiyatının adı bilinen ilk şair ve düşünürü, Yusuf Has Hacib tarafından yazılmıştır.

Balasagun'lu Yusuf, eserini, 1069 yılında Karahanlı hükümdarı Tabgaç Buğra Han'a sunmuştur.
Eseri çok beğenen Han da, Balasagunlu Yusuf'u "Hâs Hâcib" tayin ettirmiştir.

Kutadgu Bilig, saadet ve mutluluk veren bilgi/ilim anlamına gelir.
"Hükümet olma bilgisi" olarak da kullanılır.
Toplumda bozulan düzenin düzeltilmesine dair düşünceler, halkın nasıl mutlu edileceğine dair fikir/gözlem/dini ve sosyolojik yaklaşımlar ve bunların tesisi için yol ve yöntemler devrin hükümdarına nasihat/tavsiye şeklinde anlatılmıştır.

Eser dört ana karakter ve bu karakterlerin temsil ettiği esaslar üzerinde oluşur.
Bu dört karakter, "Küntogdı/Aytoldı/Ögdülmiş/Odgırmış",
Dört esas ise, "Akıl/Adalet/Saadet ve Devlet"tir.

Eser, oldukça muhkem/muhteşem ve daha dün yazılmışçasına hala popüler ve güncelliğini korur halde…
Her kelimesi ayrı bir mana, her cümlesi ayrı bir vecize olacak bu eserden birkaç kısmı paylaşmak istiyorum.
Belki, bir nebze sarsar/silkeler ve birazcık olsun düşündürtür bizleri…

"Ey devletli hükümdar,
Kulluk adı, hizmet etmekle güzelleşir.
Hizmet et; kul hizmeti sayesinde bey olur,
Hizmeti makbule geçmeyen insan dileğine kavuşur mu?..
Bir yönetimde ehil ve yeterli yardımcılar olursa, bey zahmet çekmez,
Onun her işi yoluna girer ve nizam bozulmaz…"

"Ey Devletlü…
Huzur istersen; o, zahmet ile birlikte gelir,
Sevinç istersen; o, kaygı ile birlikte bulunur…"

"Ey hükümdar,
Ölüm henüz yaklaşmadan uyan,
Bilgini kullan,
İşlerini tanzim et…
Sen, halkı beladan zulümden koru,
İyilik yap, elinle ve dilinle sevindir.
Ölüm gelmeden, sen ölüme hazırlan; hayatta iken, Tanrı'nın emirlerini yerine getir.
Ölüm gelip-çatınca, pişmanlık fayda etmez; kara toprak altında istediğin kadar feryat et.
Bu dünya ve devlet seni aldatmasın, bütün işlerde daima doğruluğu göz önünde bulundur."

"Ey Devletlü,
Halka, kanunu doğru ve dürüst tatbik et,
Ki, kıyamet gününde bahtiyar olasın.
Bu dünya için kendini ateşe atma,
Vücuttan öcünü al, nefsin boynunu kopar."

"Ey hükümdar,
Bu saltanatın uzun sürmesini istersen, şu birkaç şeye dikkat kesil.
Birincisi, adaletle iş gör, buna gayret et,
Hiçbir zaman zulmetme,
Allah'a kulluk et ve onun kapısına yüz sür.
İkincisi gafil olma, dikkatli ol, uyanık dur; sana başkasının yüzünden, ansızın bir suç isnat edilmesin.
Üçüncüsü heves ve öfke anında hiçbir iş yapma; her iki halde de dişini sık sabret.
Bütün iyilere hürmet göster ve onları yükselt,
Kötülere yüz verme, onları kapına dahi yanaştırma!..

Kötü teamül kurma,
Böylelikle ömrün iyi geçer ve saadet sana yar olur.
Ey kanun yapan kişi,
İyi kanun koy…
Kötü kanun yapan kimse, daha hayatta iken ölmüş demektir."

"Ey hükümdar,
Şu üç işe, çok seçkin kimseleri ara-bul ve bu işleri onlara ver.
Bunlardan biri kadıdır,
Halka faydalı olabilmesi için, onun çok temiz ve takva sahibi olması lâzımdır. İkincisi hükümdara vekalet edecek olan kimsedir,
Halkın huzur ve saadetle yaşaması için, dürüst ve güvenilir bir kimse olması şarttır.
Üçüncüsü vezirdir,
Bunun çok seçkin bir kimse olması lazımdır,
Halka ne gelirse ondan gelir."

"Ey Devletlü/Ey bilgili insan,
Teba'nın/Halkın senin üzerinde üç hakkı vardır,
Bu hakları öde ve onları zorluğa düşürme.
Bunlardan biri, memleketinde halkının kullandığı "gümüş/akçe" temiz kalsın,
Onun ayarını koru…
İkincisi, halkı adil kanunlar ile idare et,
Birinin diğerine tahakküme kalkışmasına meydan verme/onları koru.
Üçüncüsü, bütün yolları emin tut/güvenliği tesis et,
Yol kesici/Yan kesici/halkın akçesine göz dikenleri ve haydutların hepsini ortadan kaldır!.."

"Ey Hükümdar,
Öfke ve gazapla işe yaklaşma; eğer yaklaşırsan, ömrü heder edersin.

Yalnız kendi menfaatini gözeten dosta gönül bağlama.
Fayda görmezse, sana düşman olur; ondan vazgeç!..
İnsanların seçkini insanlığa faydalı olan insandır.
Halk nazarında muteber kimse, merhametli olan insandır.

İyi hareket et, kötülerin zararlarını ortadan kaldır!

Bak,
Doğan ölür; ondan eser olarak, söz kalır,
Sözünü iyi söyle!
İşte o zaman, ölümsüz olursun.

İnsanın bunca zahmet çekmesi hep boğazı ve sırtı içindir,
Mal toplar, yiyemez,
Öldükten sonra da, vebali altında kalır.

İnsan nadir değil, insanlık nadirdir.
İnsan az değil, doğruluk azdır.

Çok mal bile, aç gözlüyü doyurmaz.
Ecel gelince pişman olur, fakat artık işini yoluna koyamaz."

"Ey Hükümdar,
Akıl bir meşaledir,
Kör için göz, ölü vücut için can, dilsiz için sözdür.
Çok dinle fakat az konuş.
Sözü akıl ile söyle ve bilgi ile süsle!.."


Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.
OGÜNhaber