Kulakları sağır edecek kadar yüksek sesle çığlıklar atan kuşlardan yorulanlar,
okyanusun dev dalgaları arasına kendilerini atarak intihar etmektedirler!
Bu olayı yıllar boyunca bir çok balıkçı görür, bir çok bilim adamı araştırır.
Kuş bilimciler, yaptıkları araştırmalarda, göçmen kuşların farklı yönlerden gelerek, okyanusta bu noktada birleştiklerini keşfederler; ancak intihar etmelerinin nedenini çözemezler.
Yıllar süren araştırmalar sonucunda, bu trajik olayın yaşandığı yerde, geçmişte bir ada olduğunu, kuşların göç yolu üzerinde bulunan bu adanın bir deprem sonucunda okyanusa dökülerek yok olduğunu öğrenirler.
İnsanların, yokluğunu bile farketmedikleri ada, kuşlar için göç yollarının vazgeçilmez bir durağıdır.
Kuşlar binlerce yıllık alışkanlıkla genetik kodlarla, adanın yerini içgüdüsel olarak, ezbere bilmektedirler ve uzun, yıpratıcı bir yolculuktan sonra, aradıkları adayı bulamayınca, yorgunluktan bitkin bedenleri çığlık çığlığa okyanusun sularına gömülmektedir.
Peki ya siz...?
Sizin hiç bir adanız oldu mu?
Yaşamın uzun göç yollarında size bir yudum taze soluk verecek...
Yolunuza dinç olarak devam etmenizi sağlayacak...
Yerini ezbere, içgüdüsel bulduğunuz bir adanız var mı?
Bir gün yerinde bulamazsanız, ille de ulaşmak ve sığınmak için başınız dönüp, dengenizi yitirinceye kadar kanat çırptığınız bir ada bulabildiniz mi kendinize?
Sınırsızca herşeyi paylaşabileceğiniz bir dost...
Yola birlikte çıkacak kadar güven duyduğunuz bir arkadaş...
Size daima huzur ve mutluluk verecek biri...
Ulaşmak için yıllardır uğraş verdiğiniz bir amaç edinebildiniz mi?
Şöyle bir kere daha, iyi bakın çevrenize...
Gittiğiniz, yerini ezbere bulduğunuz kaç adanız var çevrenizde?
Ya da size gelen, sizi içgüdüsel bulan her seferinde...
Kaç tane durup nefeslendiğiniz ada bulmuşsunuz kendinize?
Kaç kişinin durağı olmuşsunuz?
Bir bakın, bakın bir...
Ve sonra dürüstçe cevap verin kendinize. Cevabınız hayır olursa, ne adası kardeşim derseniz...
Çok yorar çok da yorulursunuz elbette.
Ölesiye hem de...