Tarih kitaplarına göre, 1789 Fransız İhtilalinden bu yana yakınçağ'ı yaşıyoruz. Hâlbuki o tarihten bu yana dünya da gerek siyasal, gerek sosyal ve kültürel o kadar şey değişti ki…
İki dünya savaşı atlattık, aya, uzaya çıktık; ulus devlet mantığı epeyce gevşedi, küreselleşme aldı başını gidiyor ama tarih kitaplarına göre hala yakınçağdayız.
Bana kalırsa yakın çağ çoktan bitti. Yaşadığımız çağ, Bilişim Çağı. Bilişim adına hayatımıza giren, bilgisayar, internet, telefon, cep telefonları hayatımızı o kadar farklılaştırdı ki.
Artık en ücra köylerde bile artık sevgililer birbirine köyün veya mahallenin çocukları ile mektup ulaştırmıyor. Msn ya da cepten mesajlaşıyorlar. Sevgililer bile bilgisayardan bulunuyor. Sanal aşklar yaşanıyor. Dünyanın öbür ucundaki tanıdık, tanımadık herkesle görerek ve sesini duyarak haberleşebiliyoruz. Analar askerdeki çocuklarından mektup beklemiyor. Hemen hemen her eve internet girdi. Cep telefonu kullanma yaşı o kadar düştü ki… Çevrenizdeki internet cafelere bir uğrayın, orta yaş üzeri erkek, kadın, pek çok kişinin uzaklarda asker veya öğrenci çocukları ile msn'den görüştüklerini göreceksiniz. Bireysel hayatlarımızı bu derece etkileyen bilişim sektöründeki bu, akıl almaz gelişmeler, dünya da en çok ta siyasal ve sosyal yapıları değişime zorlamaktadır.
Bilgi her geçen gün daha büyük bir hızla dünya üzerinde hareket ediyor. Her geçen gün daha ucuz ve daha kolay elde edilebilen bilgi havuzu genişliyor.
Birçok alandaki bilginin toplumsallaşması ve hızlı dolaşımı sonucunda, gizliliklerin azaldığını gözlemliyoruz. Artık devletler ve toplumların geçtiğimiz yüzyılların kapalı düzenleri ile hayatlarına devam edemeyecekleri gerçeği ortaya çıktı. Çok değil, bundan en fazla on yıl öncesine kadar kapalı kapılar ardından ya da fiskos şeklinde konuşulan pek çok konu bugün Televizyonlarda açık oturumlarda tartışılır oldu.
Küreselleşme karşıtı oluşumlar dahi internet üzerinden organize olup, haberleşmektedir. Sadece internet üzerinde oluşturulan ve organize olan çok fazla siyasal, sosyal ve kültürel oluşumlar var.
Obama Amerika'da internet üzerinde organize olan gençler sayesinde ABD Başkanı oldu. Artık askeri muhtıralar bile internet üzerinden verilmektedir. 27 Nisan e-muhtırası gibi.
Son seçimlerden sonra İran'da yaşananlara bir bakın, sistemin zinde güçlerinin basına getirdikleri sınırlamalara rağmen, internet ve TV lerde İran'da yaşananları an be an tüm dünya izleyebiliyor. Kapalı toplumlar ve siyasal yapılar artık tarihe karışıyor.
Toplumsal muhalefetler bile artık sosyal medya-facebook,twitter vs- üzerinden örgütleniyor. Arap Baharı denilen Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da onlarca yıllık diktatörlükleri deviren muhalefet hareketleri ilk sosyal medyada örgütlendi.
Küreselleşme karşıtı, anti-kapitalist uluslar arası örgütlenmeler, dünya bankası, imf karşıtı eylemler için sosyal medyada örgütleniyor.
Doğu Türkistan’daki Çin’in yaptığıTürk-Müslüman kıyımı ilk kez bu kadar net olarak cep telefonlarından çekilen zulüm görüntülerinin internette yayınlanması ile dünya gündemine geldi.
Bilgi ve iletişim teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte, bilginin hızlı dolaşımı dünyayı giderek küçük bir köye dönüştürdü.
Yeni bir dünya kuruluyor. Bu dünya gerçekten küçük bir dünya. Herkes ve her şey artık bir tuş kadar yakınımızda..