Ekonomik kriz dönemlerinde finansman sıkıntısı çeken işletmelerde, yöneticilerin ve finansman danışmanlarının aklına gelen ilk çözüm yollarından birisi de, vergi borçları başta olmak üzere Devlete olan borçlar ile diğer borçların ödemesinin geciktirilmesi, ertelenmesi. Bu şekilde, işletmelerin finansman ihtiyaçlarının kısa süreliğine de olsa azaltılması hedefleniyor.
İşletme yöneticilerinin ve finansman danışmanlarının böyle davranmalarının altında yatan ana neden ise, bu borçların vadesinde ödenmemesi halinde uygulanmakta olan gecikme zammı oranının banka faiz oranlarının altında kalması. Bir başka neden ise, sıkça çıkarılan af yasaları. Çünkü, af yasaları, vadesinde ödenmeyen kamu borçlarının gecikme zammı yerine daha düşük bir faiz oranıyla ödenme imkanı sağlıyor, hem de taksitle. Bu ödemeleri geciktirmek daha avantajlı hale geliyor. Ayrıca, son yıllarda çok sık olarak çıkarılan af ve yapılandırma yasaları, vergi ödeme alışkanlığını azalttı hatta yok etti, ödememe alışkanlığını artırdı diyebiliriz. Gecikme zammı oranının banka faiz oranlarının altında kaldığı durumlarda ise, ödenecek tutarın ödenmeyerek bankalarda değerlendirilmesi daha avantajlı hale geliyor.
Ancak, yapılan bu işlem işletme açısından anlık olarak cazip olmakla beraber, orta ve uzun dönemde işletme lehine sonuç doğurmuyor, işletmeler açısından bir dezavantaj haline geliyor. Yani, işletmelere bir avantaj sağlamıyor.
Bunun önüne geçilebilmesi bakımından bazı önlemlerin alınması mümkün. Örneğin, kamu borçlarının vadesinde ödenmemesi halinde uygulanmakta olan gecikme zammı oranının artırılarak veya en azından banka faiz oranları ile eşitlenerek, kamuya olan borçların ödenmeyerek ertelenmesi avantajının ortadan kaldırılması.
Gecikme Zammı Nedir? Neden Uygulanır?
Gecikme zammı, amme alacaklarının süresinde ödenmemesi durumunda uygulanan mali bir yaptırım, zam. Gecikme zammı düzenlemesi, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51. Maddesinde yer alıyor. Madde hükmüne göre, amme alacağının vadesinde ödenmeyen kısmına vadenin bitim tarihinden itibaren her ay için ayrı ayrı belirlenen oranda gecikme zammı uygulanıyor. Ay kesirlerine isabet eden gecikme zammı ise, günlük olarak hesap ediliyor.
Gecikme zammı uygulaması, vergi ödemelerini vadesinde yapmayanlar için ilk bakışta caydırıcı. Neden, çünkü ödemeyenler/ödeyemeyenler için, ilave bir masraf, maliyet. Tabi, gecikme zammı uygulamasının caydırıcılığı, gecikme zammı oranına bağlı. Oran ne kadar düşükse, caydırıcılık bir o kadar az oluyor.
2002 Yılında Başlayan Ak Parti Hükümetleri Döneminde Gecikme Zammı Oranı, İkinci Kez Artırıldı!
2000’li yılların başından bugüne kadar uygulanmakta olan gecikme zamlarını gösteren tablo aşağıda yer alıyor:
Tablonun incelenmesinden de fark edileceği üzere, 17 yıllık dönemde gecikme zammı oranında 2 defa artırıma gidilmiş durumda. O da son 1 (bir) yıl içerisinde. Yapılan artırım ekonomik zorunluluktan da kaynaklanıyor.
Gecikme Zammı Oranı, 1 Temmuz 2019 Tarihinden İtibaren Aylık % 2’den, % 2,5’a Yükseltildi
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51. Maddesinde yer alan ve aylık % 2 olarak uygulanmakta olan gecikme zammı oranı, 29.06.2019 tarihli ve 30816 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 1266 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile 1 Temmuz 2019 tarihinden itibaren aylık % 2,5’e yükseltildi. % 2 oranı, 5 Eylül 2018 yılından bu yana uygulanıyordu.
Buna göre, 6183 sayılı Kanun kapsamına giren ancak ödenmemiş bulunan kamu alacaklarına 1 Temmuz 2019 tarihinden itibaren aylık % 2,5 oranında gecikme zammı uygulanacak.
29 Haziran 2019 itibariyle banka faiz oranlarını incelediğimizde, ihtiyaç kredilerinde faiz oranı % 1,80 – 2,35; konut kredilerinde faiz oranı % 1,50 – 1,85; taşıt kredilerinde faiz oranı % 1,78 – 2,19; ticari kredi faiz oranları ise % 2,25 – 2,95 arasında değişmektedir.
Bu faiz oranları dikkate alındığında, aylık % 2,5 olarak belirlenen yeni gecikme zammı oranı, bankaların bazı kredi faiz oranlarının oldukça üzerinde, bazılarında ise aynı düzeyde. Yani, yeni gecikme zammı oranı, kamu borçlarının ödenmemesi eğilimini bitirecek düzeyde, hatta bitirdi diyebiliriz.
Sadece Gecikme Zammı Oranı Artmadı, Gecikme Faizi ve Pişmanlık Zammı Oranı da, 1 Temmuz 2019 Tarihinden İtibaren Aylık % 2,5 Oldu!
Öte yandan, gecikme zammı oranının değişmesine paralel olarak, yine Vergi Usul Kanununun 112. Maddesinde düzenlenen gecikme faizi oranı ile 371. Maddesinde düzenlenen pişmanlık zammı oranı da 1 Temmuz 2019 tarihinden itibaren otomatik olarak aylık % 2,5 oldu.
Tecil Faizi Oranı Aynı Kaldı, Şu An İçin Bir Değişiklik Söz Konusu Değil, Yıllık % 22
6183 sayılı Kanunun 48. Maddesinde düzenlenen ve 06.09.2018 tarihinden itibaren yıllık % 22 olarak uygulanmakta olan tecil faiz oranında ise şu an için bir değişiklik yapılmadı, oran aynen devam edecek.
Bugünlerde Yapılması Beklenen Konu:
Vergiye Uyumlu Mükelleflere Vergi Borçlarının Daha Düşük Faizle, Hesaplanacak Yİ-ÜFE Tutarı İle 60 Aya Kadar Taksitlendirilebilmesine İlişkin Düzenleme Yasalaştı, Ancak Çalıştırılmıyor. Olağanüstü Bir Durumdan Geçtiğimiz Şu Günlerde Herhangi Bir Şart Aranılmadan Söz Konusu Düzenleme Çalıştırılmalı.
Bilindiği üzere, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna 7020 sayılı Kanunla eklenen 48/A maddesi ile, vergisel yükümlülüklerini süresinde yerine getirmiş ancak öngörülmeyen nedenlerle son bir yıl içinde borçlarını ödeyememiş vergiye uyumlu mükelleflerin anılan Kanunun 48. Maddesinde düzenlenmiş olan tecil müessesesine göre daha uygun şartlarda borçlarını taksitlendirerek ödeyebilmelerine imkan sağlanmış oldu. Yapılan bu düzenleme ile, vergiye uyumu yüksek olan mükelleflerin çok zor duruma düştükleri zaman yerine getirmeleri gereken ödeme yükümlülükleri kolaylaştırıldı. Bakanlar Kurulu, 24/02/2018 tarihli ve 30342 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2018/11284 sayılı Kararı ile, vergiye uyumlu mükelleflerin borçlarının tecilinde çok zor durum halinin tespitinde kullanılacak kriterleri, tecil süreleri ve tecil faizi oranlarını belirledi.
Yani, maddenin uygulanması için her şey hazır, peki bugüne kadar bu uygulamadan kimse yararlandı mı? Hayır, yararlanamadı. Çünkü, çok sayıda başvuru olmasına rağmen, 48/A maddesi işler hale getirilmedi ve hala da kimse yararlanamıyor. Aslında zor günler geçiren ve vergi borçlarını ödemekte güçlük çeken reel sektör açısından, bu 48/A maddesinden yararlanmak çok değerli. Ama anlayamadığımız nedenlerle, içinden geçtiğimiz bu zor günler için getirilen bu avantajlı uygulamadan yararlanmak şu an için söz konusu değil. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın bu avantajlı tecil uygulamasını bir an önce hayata geçirmesi ve reel sektörü bu uygulamadan yararlandırması şu an için acil, çok anlamlı ve değerli olacak.
Sonuç Olarak;
1 Temmuz 2019 tarihinden itibaren gecikme zammı oranı aylık % 2,5 oldu. Bu oran banka faizlerinin bazılarının üzerinde, bazıları ile de aynı düzeyde. Gecikme zammı oranında yapılan bu artırım ile, kamuya olan borçların ödenmemesindeki cazibe ortadan kalktı. Ayrıca, ödenen bu gecikme zammı ve faizlerinin gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde kanunen indirim konusu yapılamaması, hatta KKEG olarak kabul edilerek vergi matrahlarına ilave edilmesi, mükellefler aleyhine bir durum yaratıyor. Bu artırımdan sonra, kamuya olan borçların ödenmemesi, bir hayli maliyetli olacak, düşünmekte fayda var, herkesin dikkat etmesinde yarar var.