Uzun Mehmet'in 8 Kasım 1829'da kömürü bulmasının ardından 1848'den bu yana 170 yıldır Zonguldak'ta üretimi yapılan taş kömürü, ülke ekonomisine katkı sağlamaya devam ediyor.
Uzun Mehmet tarafından 1829 yılında bulunan ve 170 yıldır üretimi yapılan taş kömürü, Zonguldak havzası için en önemli kaynaklar arasında yer alıyor.
Türkiye'nin önemli kömür üretim merkezlerinden biri olan Zonguldak'ta yıllık ortalama 1 milyon 235 bin ton kömür üretilirken, Türkiye Taşkömürü Kurumu'nun (TTK) 5 müessese müdürlüğüne bağlı ocakların yanı sıra kömür üreten rödovanslı saha işletmelerinde çalışan yaklaşık 10 bin 500 civarındaki işçi için madenler, en önemli istihdam kapısı olarak görülüyor.
Heykelleriyle, anıtlarıyla ve yeraltındaki kömür üretimine dair koşulların yansıtıldığı müzesiyle kent kültüründe önemli bir yere sahip olan taş kömürü, 1848 yılından bu yana işçilerin zorlu mesailerinin ardından ekonomiye kazandırılıyor.
"Ülkemizin taş kömürüne ihtiyacı var"
TTK Genel Müdürü Kazım Eroğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Uzun Mehmet'in kömür havzasının ilk maden şehidi olduğunu anımsatarak, kömürün kent için önemine değindi.
"Zonguldak, Uzun Mehmet ve taş kömürü ile var olmuştur." diyen Eroğlu, "Kömür uzun yıllardan bu yana Zonguldak-Karabük-Bartın illerini içine alan bölgede şehir planlama da dahil belirleyici olmuştur. Demir-çelik ve çimento fabrikalarıyla termik elektrik santralleri kömüre dayalı sanayi fabrikaları olarak ülkeye hizmet vermiş ve vermeye devam etmektedir." dedi.
Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Ahmet Demirci de koklaşabilir (kok haline gelen) taş kömürünün bir tek Zonguldak'ta bulunduğunu ve ülke için çok önemli bir yeraltı zenginliği olduğunu belirtti.
Yeraltında 1,5 milyar ton çıkarılmayı bekleyen rezerv olduğuna dikkati çeken Demirci, "Bu kömürü çıkarmak, ülke ekonomisine kazandırmak için mücadele veriyoruz. Ülkemizin taş kömürüne, kentin de istihdama ihtiyacı var." diye konuştu.
"Türkiye'nin bir doları dahi dışarıya gitmesin"
Demirci, ülke ekonomisine katkı vermek için ellerinden gelen mücadeleyi yapacaklarını anlatarak, şöyle devam etti:
"Biz buradan ne kadar kömür çıkartabilirsek ne kadar üretimi artırabilirsek ülke ekonomisine o kadar katkı vereceğimizi biliyoruz. Türkiye'nin bir doları dahi dışarıya gitmesin. Biz bunun bilincinde içerisinde üretimimizi artırarak taş kömürünü ülke ekonomisine kazandırmak istiyoruz."
"Havzada üretim daha uzun yıllar devam edecektir"
Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şube Başkanı Erdoğan Kaymakçı ise doğal kaynakları zengin ve teknik gelişmeye elverişli olan ülkelerin, bu kaynaklarını en yüksek düzeylerde üreterek, kalkınmalarını hızlı bir şekilde gerçekleştirdiklerini belirterek, doğal kaynakların gelişmiş ülkelerin bugünkü teknoloji ve refah düzeyine ulaşmalarında etkin bir rol oynadığını dile getirdi.
Doğal kaynakların, ülkelerin en önemli ekonomik güçleri olduğunu vurgulayan Kaymakçı, şunları kaydetti:
"Yaklaşık 1,3 milyar tonluk bir rezerv söz konusudur ve bugüne kadar da 350-400 milyon ton üretilebilmiştir. Dolayısıyla havzada üretim daha uzun yıllar devam edecektir. Zonguldak sahip olduğu kömür servetiyle 1980'li yılların ortalarına kadar ağır sanayimizin en önemli merkezlerinden birisi olmuş, kömür üretimine bağlı olarak hem kendi kalkınmasını sağlamış hem de ülkemizin kalkınmasına yön vererek lokomotif görev üstlenmiştir."
Uzun Mehmet'in öyküsü
Çeşitli kaynaklara göre, Uzun Mehmet ve kömürün bulunuşuyla ilgili öykü, 1820-1829 yıllarında geçiyor.
Kaynaklarda, Uzun Mehmet'in hikayesi şöyle anlatılıyor:
"Uzun Mehmet, Ereğli'ye bağlı Kestaneci köyündendir. 1820'li yıllarda Ereğli'nin belli başlı ailelerinden Karamahmutzadeler sülalesinden olduğu bilinir. Uzun Mehmet, askerliğini bahriye eri olarak yapmıştır. Terhis olurken kendisine subayları tarafından kömür numunesi gösterilmiş ve memleketine dönünce siyah taşlardan araması istenmiştir.
Uzun Mehmet, bir gün Neyren köyü civarındaki değirmene gider. Hasat sonu olduğu için değirmen tamamen doludur. Uzun Mehmet, dere kenarında dolaştığı sırada siyah taşlar bulur. Bir anda askerde kendisine gösterilen siyah taş (yanan taş) aklına gelir.
Bunlardan biraz toplayarak değirmende yanan ocağa atar. Taşların yandığını görünce çok sevinir. Ertesi gün aynı yere gizlice giderek daha geniş arama yapar. Bazı yerleri kazan Uzun Mehmet, çuvala koyduğu kömür numunelerini İstanbul'a götürür. Padişah II. Mahmut, kömürün bulunuşuna sevinerek, Uzun Mehmet'i 50 altınla ödüllendirir. Böylece kömürün bulunuşu 8 Kasım 1829 olarak tarihe geçer.
Dönemin Ereğli Ayanı Hacı İsmail Ağa, Uzun Mehmet'in kömürü bulmasını hazmedemez. İstanbul'a Fen Heyeti'ne gitmek için yola çıkan Uzun Mehmet'i Leblebici Hanı'nda öldürtür."