Antalya'da, dayısından nakledilen ilikle sağlığına kavuşan 20 yaşındaki Mine Çevik, sosyal medyada kurduğu yardımlaşma platformu sayesinde bir yılda kan bekleyen 150 hastanın ihtiyacının karşılanmasına aracılık etti.
Bir yıl önce nakil beklediği hastane odasında sarı saçlı, ellerinde balon olan bir genç kızı taş üzerine resmeden 20 yaşındaki Mine Çevik, şimdi aynı odanın penceresinden masmavi Antalya denizine bakarak kurduğu hayalleri gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyor.
Dayısından nakledilen ilik ile 8 yaşında tanıştığı ender görülen Fanconi Aplastik Anemisi (doğuştan bozuklukların olduğu genetik kökenli bir kemik iliği yetersizliği) hastalığından geçen yıl kurtulan Çevik, tüm zorlukları, üzüntüleri arkasında bırakarak hayata devam ediyor.
Memleketi Adana'ya dönen Çevik, hasta olduğu dönemde kendisi gibi kan bulma sıkıntısını yaşayan çocukların ihtiyacını karşılamak için geçen yıl sosyal medyada "Adana Kan Bankası" isimli bir platform oluşturdu.
Çevik, kısa sürede üye sayısı 5 bini aşan platform aracılığıyla bugüne kadar 150 hastanın kan ihtiyacının karşılanmasına aracılık etti.
Adana'daki hastanelerde lösemi tedavisi gören çocukları da ziyaret ederek onlara küçük hediyeler verilmesini sağlayan Çevik'in en büyük mutluluğu ise insanların zor günlerinde yüzlerinde bir gülümse oluştuğunu görmek.
Çevik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, uzun yıllar hastanede tedavi gördüğünü 2 kez yurt dışında nakil olduğunu ancak sağlığına üçüncü nakilde kavuştuğunu anlattı.
Bu süreçte sürekli kan ihtiyacının olduğunu aktaran Çevik, "Antalya'ya geldiğim ilk yıllarda büyük zorluklar yaşadım. Ardından 'ağabey' dediğim Antalya Kan Bankası isimli grubun kurucusu Emin Balin ile tanıştım. Bu grup ne zaman darda olsam yardımıma koştu. Benim süper kahramanlarım oldular. Zor günlerimi onların sayesinde atlattım. İyileşince 'Ben de Adana'da böyle bir grup kurup hastalara yardımcı olacağım' diye kendime söz vermiştim. Hayalimi gerçekleştirdim." dedi.
Hastalara moral etkinlikleri de yaptıklarını anlatan Çevik, şöyle devam etti:
"Gönüllü olarak koşturuyoruz. Hasta yakınları ile iş birliği içerisindeyiz. Bize taleplerini iletiyorlar. Kendimize ait listelerimiz var. Her kan grubundan kişileri tek tek arayarak adeta seferberlik ilan ediyoruz. Hastanın ihtiyacı karşılanana kadar gerekirse sabaha kadar uyumuyoruz. Kan beklerken yaşadıkları sıkıntıları çok iyi bildiğim için bunları gidermeye çalışıyorum. Onlara umut olmaya devam edeceğim."
Yaşadıklarını kitaba aktardı
Yaşadıklarını konu alan bir kitap yazdığını da belirten Çevik, "Maskeli Hayat isimli bir kitap yazdım. Şu an basım aşamasında. Kitap sadece beni değil tüm kanserli, lösemili hastaların çektiği üzüntüleri, umutlarını anlatıyor." ifadelerini kullandı.