Bodrum'daki tekne faciasında 9 yaşındaki Filistin uyruklu Melek Abucezar'ı kucaklayıp, var gücüyle koşarak 100 metre ilerideki ambulansa yetiştiren trafik polisi Kılıçoğlu, 'Keşke yaşasaydı keşke yarın elini tutabilseydim. Çok üzücü bir durum' dedi.
Bodrum'un Gümbet sahilinde 5-6 kişilik olan kapasitesini katbekat aşarak 34 kişi taşıyan teknenin battığı düzensiz göçmen faciasına müdahale ederek sahile çıkarılan 9 yaşındaki Filistin uyruklu Melek Abucezar'ı kurtarmak için çırpındığı anlar kameralara yansıyan trafik polisi Harun Kılıçoğlu, yaşadıklarını AA muhabiriyle paylaştı.
"Türk insanının ne yapması gerekiyorsa onu yaptım"
Bodrum Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Büro Amirliğinde görevli Harun Kılıçoğlu, sabah erken saatlerde Bodrum Emniyet Müdürlüğü haber merkezinin yönlendirmesiyle olay yerine hareket ettiklerini söyledi.
26 yıldır trafik polisi olarak görev yapan Kılıçoğlu, "Bölgeye vardığımızda üzücü olayla karşı karşıya kaldık. Devamında da Türk insanı ne yapması gerekiyorsa ben de Türk evladı olarak onu yaptım. Benim zaten işim bu." dedi.
Kendisinin de 20 ve 11 yaşında iki çocuğunun olduğunu belirten Kılıçoğlu, "Çocuğu taşırken bir baba evladı için ne hissederse ben de onu hissettim. Benim de iki çocuğum var. Öncelikle kendi çocuklarımı düşündüm, çevremdeki çocukları düşündüm, insanları düşündüm, düşünmediğim hiçbir şey olmadı. O bir can. O canı kurtarmayı düşündüm. İnsan başka daha ne düşünebilir ki." ifadelerini kullandı.
Çocuğa ilk etapta kalp masajı yaptığını belirten Kılıçoğlu, şöyle konuştu:
"Sağlıkçılar çocuğun hayata döndürüleceğini söyledikleri için, bir ümitle bekledim. Daha sonra sağlıkçılar çocuğun yeniden hayata döndüğünü söyleyince de çok mutlu oldum. Çocuk keşke yaşasaydı, keşke yarın elini tutabilseydim. Çok üzücü bir durum. Keşke bunu ben hiç bilmeseydim."
"Üniforma olduğu için beni dikkate almışlar"
Eşinin de polis olduğunu belirten Kılıçoğlu, kendisiyle aynı büroda görev yaptığını kaydetti.
Türk milletinin çaresiz insanlara yardım eden bir kişiliğe sahip olduğunu anlatan Kılıçoğlu, şöyle devam etti:
"Bizim millet olarak özelliğimiz yardım etmek, çaresiz insanlara el uzatmak. Ben de yaptığım hareketle milletimin yüreğine tercüman olduğumu düşünüyorum. Benim gibi bütün polis ve sahil güvenlik arkadaşlarımın hepsinin, oradaki insanların hepsinin bir çabası vardı. Bende üniforma olduğu için sadece beni dikkate almışlar. Ama Türk milletinin özelliği bu."
Sağlık ekiplerinin küçük kıza müdahale ettiğinde çok duygulandığını dile getiren Kılıçoğlu, "Çocuğun kurtulması için Allah'a dua ettim. Allah'tan şunu istedim. Allah'ım benim ömrümden alıp, ona katsın istedim. Onun milleti, hangi ırktan olursa olsun hiç önemli değil, biz millet olarak, yaratılanı Yaradan'dan ötürü severiz. O anda onu istedim."
"Eşimle gurur duyuyorum"
Harun Kılıçoğlu'nun 22 yıllık eşi ve meslektaşı Gönül Kılıçoğlu da eşiyle gurur duyduğunu, eşinin yerinde başka bir meslektaşı da olsa aynı şeyi yapacağını vurguladı.
Kendisinin de evlatları olduğunu söyleyen Kılıçoğlu, "Eşimle gurur duyuyorum. Oradaki her şeyden önce bir çocuk. Hepimizin evlatları var. Dini, dili, ırkı ne olursa olsun, bunlar hepimizin vatandaşlık görevi." diye konuştu.
Bodrum'un Gümbet Mahallesi'nde yaklaşık 6 metrelik "Ela" isimli tekne, kıyıdan çıktıktan 50 metre sonra batmış, kapasitesini aştığı halde içine istiflendikleri anlaşılan, aralarında kadın ve çocukların da olduğu 34 kişi denize düşmüştü. "İmdat" sesleri duyan vatandaşların ihbarıyla olay yerine giden Sahil Güvenlik ve polis ekipleri, bölgede çalışma başlatmıştı. Trafik polisi Harun Kılıçoğlu, çevredekilerin yardımıyla denizden çıkarılan bir kız çocuğunu kucağına alarak yaklaşık 100 metre var gücüyle koşarak sağlık ekiplerine yetiştirmeye çalışmıştı. Hastaneye kaldırılan biri Kılıçoğlu'nun ambulansa yetiştirdiği Melek Abucezar diğeri 12 yaşındaki Somali uyruklu Nafiso Mohamed Abdi olan iki kız çocuğu tüm çabalara karşın kurtarılamamıştı. 32 kişinin kurtarıldığı olayla ilgili 4 kişi gözaltına alınmıştı.