İstanbul'da yaşayan mimar ve mühendis çiftin Bilecik'in Pazaryeri ilçesine bağlı Kınık köyünde açtıkları 'Organik Yaşam Çiftliği', şehrin stresinden kaçmak isteyenlerin tercihi oldu.

Doğayla iç içe olmak için yüzlerce kilometre uzaktan geliyorlar

135 yıldır çömlekçilik yapılan Kınık köyündeki 100 dönümlük ailelerine ait arazide Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansının (BEBKA) da hibe desteğini kullanarak sertifikalı organik tarım yapmak için köy yaşamına dönen Didem Baran ve Çağrı Ergül çifti, Bursa’ya 80, Eskişehir’e 70, Bilecik’e 35 kilometre mesafedeki çiftliklerindeki 6 bungalov tipi evlerinde sınırlı sayıda misafiri ağırlıyor.

Özellikle hafta sonları çevre illerden ve İstanbul'dan yer ayırtan misafirler, büyük kentlerin yoğun ve stresli yaşamından iki günlüğüne de olsa kurtularak doğayla iç içe oluyor. Sabah erken saatte horoz ve kuş sesleriyle uyanan, tarladan topladıkları domates, biber ve salatalıklarla kahvaltı yapan, tulumbadan su çeken, dalından kopardıkları çileklerin lezzetiyle damaklarını şenlendiren misafirler, güzel hatıralarla evlerine dönüyor.

Didem Baran Ergül (33), AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyaya geldiği Kınık köyünden eğitim hayatı için ayrılıp İstanbul'a gittiğini ve mimar olduğunu belirterek, mühendis eşi Çağrı Ergül (35) ile evlenip İstanbul'da iş yaşamlarını sürdürdüklerini kaydetti.

Bir iş yapma, kırsala gelme hayalleri olmadığını belirten Ergül, şunları söyledi:
"Mesleklerimizi yapıyorduk, İstanbul'da gayet güzel bir hayatımız vardı. Daha sonrasında İstanbul'daki hayat giderek yoğunlaşmaya, stresli hale gelmeye ve güvenlikle ilgili sıkıntılar olmaya başladı. Kaliteli gıdaya ulaşmak giderek pahalı hale geldikçe etrafımızda, 'Ufak bir toprağım olsa, yerleşecek bir yerim olsa, hafta sonları gidecek bir köyüm olsa.' gibi çok söz duymaya başladık. Bizim elimizin altında vardı. Sonra, 'Bunu niye değerlendirmiyoruz?' diye düşündük." diye konuştu.

Kuş ve horoz sesi ile uyanıyorlar

Ergül, iki sene önce köyünde bir iş yapma kararı aldıklarını ve BEBKA'dan destek sağlayabilmek için proje hazırladıklarını anlatarak, şöyle konuştu:
"Projemiz seçildi ve burayı yapmayı başladık. Sertifikalı organik tarım yapıyoruz. 100 dönümlük arazimiz var. Yürüyüş yapabilecekleri imkan bulunuyor. Çiftliğe çok yakın, biri 4 ve diğeri 9 kilometre uzaklığında iki gölet var. Bu göletler doğa harikası, aynı zamanda bu bölge çok yeşil bir bölge. Burası doğa ile iç içe olmak isteyenlerin tercih edebileceği bir yer. Sabahları kuş ve horoz sesleriyle uyanılıyor. Güzel bir kahvaltınızı yaptıktan sonra dilerseniz bu arada domatesinizi, biberinizi, salatalığınızı kendiniz toplayabilirsiniz. Çiftlik işleriyle ilgili bize yardımcı olabilirsiniz. Bunlar ürün toplamak, yumurtaları almak ve koyunlarla ilgili bir şey yapmak olabilir. Aile ortamında 6 bungalov evimiz var, sayıyı artırmayı düşünmüyoruz, maksimum 18 kişi konaklayabiliyor." dedi.

İstanbul'dan ailesiyle çiftliğe gelen mühendis Kemal Can, "Buranın doğası ve havası bizi çekti. Çocuklar İstanbul'da böyle bir alan görmüyorlar. Bir gece kaldık, sabah kahvaltımızı yaptık. Domatesler, salatalıklar, soğanlar, ay çiçekleri yedik. Onun lezzeti daha bir farklı keyifli oluyor. Yürüyüş yaptık, çay içiyoruz. İş, güç olmasa İstanbul'da yaşamayı tercih etmeyiz." diye konuştu.

Torunumla tarladan çilek topladık

Eskişehir'den gelen emekli öğretmen Nazile Can, unutulmayacak anlar yaşadıklarını dile getirerek, "Emekli öğretmen arkadaşlarla gelmiştik daha önce. Kahvaltı ettik, yemek yedik. Kalınabileceğini gördük. Çok keyifli bir yer. Görmek bile yetiyor. Torunumla hemen gittik bir çilek kopardık, testili çeşmede yıkadık. Unutulamayacak bir ortam." ifadesini kullandı.

Mustafa Doğan da şehrin stresinden uzaklaşıp, toprağa basıp, dalından meyve ve sebze toplayarak güzel bir hafta sonu geçirmek için buraya geldiğini belirterek, "Çok sakin güzel bir yer. Doğası da güzel buranın. Çiftlik dışında da güzel vakit geçirebilecek yerler var. Şehrin stresinden, karmaşasından uzaklaşmak ve nefes almak için muhteşem bir yer." dedi.
OGÜNhaber