Murat Yılmaz kitap tanıtımını doğum gününde yaptı.
OGÜNhaber olarak doğum gününü kutlayıp kitabı hakkında konuştuk.
Kitabının ana temasının, FETÖ ile mücadele olduğunu söyleyerek; 15 Temmuz şehitlerinin anısına bir mekan da bu tanıtımı yaptığını ifade etti.
OGÜNhaber'de 2-2 buçuk yıldır köşe yazarlığı yaptığını söyleyerek, Gün Medya Grubu Onursal Başkanı Cengiz Aygün'e ve Gün Medya Grubu Ailesine özel teşekkür etti.
Kitapta okuyucuları neler bekliyor sorumuza Murat Yılmaz, "Zambak Operasyonu ilk kitabım, Motto Yayınlarından çıkacak; kitap aslında bir polise romanı olarak başladı, Başkomiser Asım'ımımız var, cevval bir başkomiser. Kendisi cinayet masasında çalışıyor, araştırdığı bir cinayettin arkasında bizim derin devlet dediğimiz bir yapı çıkıyor. Başkomiser Asım, olayları araştırınca hiçbir şeyin tesadüf olmadığını anlıyor. 15 Temmuz'dan sonra süregelen ihtanetin belli başlı kısımlarında intikamları başlıyor." dedi.
Kitabını 15 Temmuz'da hayatını kaybeden 251 şehite, yaralanan gazilere ve kimliği belirli olmayan kahramanlara armağan ettiğini de ifade etti.
Kitabını yazarken kıvılcımı ateşleyen şeyin ne olduğunu sorduğumuzda Yılmaz, " İlk kıvılcımı ateşleyen şey: 15 Temmuz olayı oldu. Ondan sonra süregelen, ülkemizin üzerinde oynanan bazı siyasal ekonomik oyunlar oynandı. Bu olanların hepsi kıvılcımı ateşledi. Hazırlık aşaması yaklaşık 2 yıl sürdü, 2 yıl içerisinde çeşitli araştırmalar ve duyumların bir yansıması oldu kitap." dedi.
Kitap yazımında zorlandınız mı diye sorunca Murat Yılmaz, "Hiçbir zaman usanmadım, hiçbir zaman yılmadım; tam tersi her gün, geçen her gün artan bir intikam öfkesiyle yazılan bir kitap bu. Öfke kitabı değil, neresi gerçek neresi fantazi orası sayın okurlara kalacak, kitabı gözü açık okuyun her okuduğunuzu bir daha okuyun." diyerek okuyuculara da mesaj verdi.
Kitabın kapağının görselinde ne anlatılıyor sorusuna Yılmaz, " Kapaktaki görsel de New York'un Skyline'ını görüyorsunuz galiba. Buradan bakınca öyle gözüküyor, işte o bazıların üst akıl dediği, bazılarının dış güçler dediği ve uzanan elleri görüyorsunuz. Daha doğrusu kaybolan elleri görüyorsunuz. İşte o kaybolan eller bir meçhul; insanlık nerede başlıyor, ticaret nerede başlıyor, onu görüyorsunuz." dedi.
Kitabının diliyle ilgili de," Kitabın dili direkttir. Dolandırma olmaz, bazı yerlerde geçmişe ait bazı kesintiler olacaktır. Bugüne nasıl gelindi, onun ufak izahatları olacaktır. Polisiye olarak başladı, politire olarak bitti." dedi.
Kitabın bir kısmını yazdıktan sonra dönüp okudunuz mu diye sorunca, " Hayır dönüp bakmadım.
OGÜNhaber'in Haber Müdürü Sevgili Emre Aygün'ün benimle beraber bir hatırası var. Bir gün birlikte ofiste otururken, bir meseleyi bekliyorduk, yarım saat boşluğumuz vardı. Ben oturduğum yerden yarım saatte, 4 A4 sayfa boyutunda telefondan yazımı yazdım. Kendisi de çok şaşırmıştı. Ben otodidakt bir insanım, öyle olduğum için çok geri dönüşüm olmaz. 1 Sayfasını bile yırtmadım. Hiçbir satırını silmedim, nasıl çıktıysa öyle yazdım. Üretmek önemlidir fakat bazen siz mi, kitap mı üretiyor bilemiyorsunuz. Teknik terim yok çok az. Polisiye terimler olması gereken kadar, her şey yazılabileceği kadar vardır. Yazılmaması gereken de yoktur." dedi.