Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Bu tarihi zirve ile bir kez daha Kudüs'ün sahipsiz olmadığını, karar sahipleri başta olmak üzere tüm dünyaya gösterdiğimize inanıyorum.' dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin ev sahipliğinde Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda gerçekleştirilen ve Anadolu Ajansı'nın "ev sahibi fotoğraf sağlayıcı" olduğu İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Olağanüstü Zirvesi'nin ardından Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve İİT Genel Sekreteri Yusuf bin Ahmed El Useymin ile ortak basın toplantısı düzenledi.
İstanbul Deklarasyonu: Doğu Kudüs Filistin'in başkenti
Erdoğan, toplantıda yaptığı konuşmada, İİT'nin varlık gayesinin, Kudüs'ün kutsiyetinin ve tarihi statüsünün muhafazası olduğunu vurguladı. Teşkilatın tarihi misyonuna ve gayesine yakışır, anlamlı ve kritik bir zirve toplantısı gerçekleştirdiklerine değinen Erdoğan, "Zirveye teşrif eden tüm misafirlerimize, bu önemli etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçen herkese gönülden teşekkür ediyorum." diye konuştu.
Bu tarihi zirveyle Kudüs'ün sahipsiz olmadığını, karar sahipleri başta olmak üzere tüm dünyaya gösterdiklerine inandığını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Trump'un Kudüs'e dair açıklamasının ilk işaretleri gelmeye başladığı andan itibaren İslam Zirvesi Dönem Başkanı olarak çok yoğun mesai sarf ettik. Kararın çok ciddi sonuçları olacağını, bölgeyi büyük bir ateş çemberine sürükleyeceğini her fırsatta açıkça dile getirdik. Bu kararın gayrimeşru ve kabul edilemez olduğunu, barış çabalarını sekteye uğratacağını, fanatiklerin ekmeğine yağ süreceğini de anlattık. Az önce Sayın Filistin Devlet Başkanı'nın ifade ettiği gibi, bundan böyle taraf olan bir Amerika'nın artık İsrail-Filistin arasında arabuluculuk yapması diye bir şey söz konusu olamaz. Bu süreç artık bitmiştir. Burada arabuluculuk konusu artık İslam İşbirliği Teşkilatı'nın tüm yetkililerinin aramızda görüşmek suretiyle 'Kim olabilir?' bunun üzerinde durmak lazım ve gerekirse Birleşmiş Milletler'de bu konunun değerlendirilmesi lazım. Çünkü taraf olanla değil, tarafsız olanla böyle bir süreç devam edebilir."
"İsrail tamamını almanın hesabı içerisinde"
Bugüne kadar alınmış birçok BM Güvenlik Konseyi kararı olduğuna da işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu kararların hiçbirisine İsrail uymamıştır. Uymadığı halde 'Bir daha bir daha bir daha' demek suretiyle tezgah tamamıyla hep İsrail'e çalışmıştır." dedi.
Filistin'in 1947 yılına ait haritalarını da basın mensuplarına gösteren Erdoğan, "Kaldı ki 1947'den önce bir de 30'lu yıllar var, yani İngilizlerin o zamanlar adeta işi yönlendirdiği dönemler. Bakınız bütün yeşil olan alan tamamen Filistin'e ait, noktasal alanlar da o zamanlar Yahudi yerleşim bölgeleri. Geliyoruz 1947'ye, burada bir paylaşım planı var ki bu paylaşım planı da Birleşmiş Milletler'in. Onların yaptığı bir paylaşım planı. Burada da yine Filistin yeşil alan, ama beyaz olan kısımlar İsrail'e verilmiş. Yani İsrail büyüyor." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1949-1967 döneminde Filistin'in ciddi manada küçüldüğünü, İsrail'in ise orada "büyütüldüğünü" vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kurt-kuzu paylaşımı var ya kurt bile böyle adaletsiz bir paylaşım yapmaz. Bu toprakların gerçek sahibi Filistinliler. İşte şu andaki mevcut duruma geliyoruz. Bakın 47'de İsrail ne ise şu anda da Filistin o hale getirildi. Şimdi ise İsrail neredeyse tamamına yerleşmiş durumda, bununla da doymuyor, tamamını almanın hesabı, gayreti içerisinde. Şu anda Trump Efendi bunun gayreti içinde. Niye? Evangelist ve siyonist bir mantığın ürünüdür şu andaki tablo ve bu siyonist mantık, Sultan Abdülhamid'e yaptıramadıklarını şimdi yapmanın gayreti içerisindeler. İİT'nin devlet ve hükümet başkanları olarak, yöneticileri olarak, buradaki bu duruşumuzu kararlı bir şekilde sürdürmemiz gerekiyor. Bu konudaki duruşumuzu 'Kudüs bizim kırmızı çizgimizdir.' diyerek tüm dünyaya ilan ettik. Amerikan yönetimi tüm itirazlara, ikazlara rağmen Kudüs'le ilgili hukuk dışı, mantık dışı, ahlak dışı açıklamasını yaptı. Bu kararın gerek vicdan gerek hukuk gerek tarih önünde hükümsüz olduğunu ilk günden itibaren belirtiyoruz. Yani Trump'ın ilan ettiği bu kararın bizim indimizde kıymeti harbiyesi yoktur."
"Buradan bir ittifak doğmuştur"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İİT'nin bugünkü zirvesinin Amerikan yönetiminin attığı provokatif adımın vahametini göstermesi açısından tarihi bir mesaj olduğunu vurgulayarak, "Hatada ısrar etmenin kimseye faydası yoktur. Amerikan makamlarının bu yanlış kararlarından bir an önce dönmelerini bekliyoruz. Teşkilat üyesi ülkelerin tamamı, Kudüs ile dayanışma içinde olmaya, Kudüs'ün kutsiyetini ve tarihi statüsünü müdafaa etmeye kararlıdır. Zirvenin 'Kudüs ile dayanışma için birlikte hareket' temasıyla yapılmış olması bu kararlılığın ispatıdır. Yani buradan bir ittifak doğmuştur." ifadelerini kullandı.
İstanbul Deklarasyonu'nda Filistin ve Kudüs hattında Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilmiş olan kararları, özellikle de 1980 tarihli ve 478 sayılı Güvenlik Konseyi kararını hatırlattıklarını aktaran Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"478 sayılı kararın altında Amerika Birleşik Devletleri'nin de imzası var. Çok önemli. Güvenlik Konseyi'nin daimi üyelerinin itibarsız hale getirildiği bir sisteme, diğer ülkelerin güvenmesini kimse beklememelidir. Sayın Başkan, altında Amerika'nın da imzası olan böyle bir karar metnini nasıl yok sayar? Tek başına sen böyle bir kararı nasıl alıyorsun? Kudüs ve Filistin geçmişi özellikle, Deir, Yasin, Cenin, Gazze, Sabra ve Şatilla gibi katliamlarla dolu bir ülkenin insafına terk edilemez. Kudüs'ün kaderi kandan beslenen, çocukları, sivilleri, kadınları vahşice öldürerek sınırlarını genişleten bir ülkenin ellerine bırakılamaz. 14 yaşında çocuğu, 20 askerin, polisin nasıl gözlerini kapatarak işte buyurun, işkence yaptıklarını görüyorsunuz değil mi? Şu hale bakın. Çok daha enteresan down sendromlu bir çocuğu işkence yaparak, sürükleyerek götürüyorlar.
Tabii şu anda onlar ekranda yok. Onların da ekranda olması bu toplantıyı daha da zenginleştirecekti. Daha da ileriye gidiyorum, ufacık bir kız, yavru... Annesi yavrusuna sarılıyor, onlar gelip dipçikle anneyi orada döverek, işkence ederek, herkesin önünde bunu yapıyor. Daha ileri gidiyorum, bu çocukları yakalayıp demir kafeslerin içine koyuyorlar. Ben nereyi anlatıyorum şu anda? Anlattığım yer İsrail. Ey Trump sen bu İsrail'in mi arkasında duruyorsun ya? Burada işgal var, burada işkence var, burada terör var. Burayı mı savunuyorsun? Ama artık ben normal karşılamaya başladım, savunur. Niye? YPG'yi, PYD'yi, DEAŞ'a karşı cepheye süren bir Trump anlayışı bunu da yapar. Ama şunu bilmeniz lazım, Kudüs bizim ilk kıblemizdir. Peygamberler şehridir. Kudüs, Mekke'nin, Medine'nin, İstanbul'un, Bağdat'ın, Kahire'nin, Buhara'nın kardeşidir. Kudüs tüm Alem-i İslam'ın göz bebeğidir. Bunun yanında Kudüs tüm insanlığın ortak mirasıdır. Biz tüm uluslararası ortaklarımızla birlikte, Amerikan yönetimi yanlış kararından dönene ve İsrail işgali bitene kadar hukuk ve meşruiyet temelinde Kudüs mücadelemizi sürdüreceğiz."
"Amerikan yönetiminin açıklamasını reddettiğimizi bir kez daha teyit ettik"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amerika'nın Kudüs açıklamasının Birleşmiş Milletler kararları yanında, şehrin kadim karakterine de aykırı olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
"Kudüs'ün tarihi karakterinin muhafazasının tüm insanlık için önemini vurguladık. Kudüs'e sahip çıkmanın gerek bölgemizde gerek dünyada vicdanın, adaletin mihenk taşı olduğunun özellikle altını çizdik. Bölgede barışın ancak Kudüs, Batı Şeria ve Gazze'deki işgal sona erip, Filistinliler kendi yurtlarında özgürce yaşayabildiğinde mümkün olacağını da hatırlattık. Yine söylüyorum, 1,7 milyarlık İslam dünyasıyla birlikte tüm insanlık olarak Amerikan yönetiminin açıklamasını reddettiğimizi bir kez daha teyit ettik. Buradan altını çizerek şu noktayı tekrar ifade ediyorum, biz teşkilat olarak 1967 sınırlarında, başkenti Kudüs olan, egemen ve bağımsız Filistin Devleti talebinden asla geri adım atmayacağız."
"Filistin devletinin başkenti Kudüs'tür"
Erdoğan, işgal bitene kadar mücadeleyi hukuk, demokrasi ve meşruiyet çizgisinde kararlılıkla yürüteceklerini belirterek, BM başta olmak üzere uluslararası platformlarda Filistin davasına ve Kudüs'e sahip çıkmaya devam edeceklerini vurguladı.
Aynı şekilde medya, sosyal medya, sivil toplum, akademi, iş dünyası, üyesi olunan kuruluşlar nezdinde güçlü bir Kudüs seferberliği de başlatacaklarını ifade eden Erdoğan, "Filistin Devleti'nin ve kuruluşlarının her sahada güçlendirilmesi için Müslümanlar olarak tüm imkanlarımızı harekete geçireceğiz. Bir kez daha şu tarihi açıklamayı yapmak istiyorum; Filistin Devleti'ni henüz tanımamış tüm ülkelere derhal Filistin Devleti'ni tanıma çağrısında bulunuyorum. Biz, bugün Kudüs'ü Filistin'in başkenti olarak tanıdığımızı ilan ettik. Artık bizim nazarımızda Filistin Devleti'nin başkenti Kudüs'tür ve öyle kalacaktır." diye konuştu.
Diğer ülkelerin de Kudüs'ü Filistin Devleti'nin işgal altındaki başkenti olarak tanımaya davet eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Adalet ve barış isteyen herkesin bu önemli adımı bir an önce atacağına inanıyorum." dedi.
"Filistinli çocuklar bizim ilham kaynağımızdır"
Erdoğan, Bakara Suresi'nin 216. ayeti olan, "Sizin şer bildiklerinizde hayır, hayır bildiklerinizde şer vardır" ayetini hatırlatarak, şunları kaydetti:
"Şu an Müslümanlar için zahirde şer gibi görünen bu kararın, inşallah hayra tebdil olacağına inanıyorum. Uzun süredir özlediğimiz vahdet tablosunun bugün burada tecessüm etmesini de bu bakımdan anlamlı görüyorum. İnşallah ortak mücadelemizle hem mevcut adaletsizliği düzeltecek hem de Kudüs'ün özgürlüğüne kavuşmasını inşallah sağlayacağız. Şu gerçeği daima aklımızda tutmamız gerektiğine inanıyorum; umutsuz olmayın, 'Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyiniz.' Müslümanlar asla çaresiz değildir, güçsüz değildir. İman varsa her zaman imkan da vardır. İnanç, sabır, azim ve mücadele olduğu sürece aşamayacağımız hiçbir engel yoktur. Onlarca İsrail askerinin arasında o başı dik yürüyen Filistinli çocuklar bizim ilham kaynağımızdır, onlara selam olsun. Onca baskıya, şiddete, devlet terörüne rağmen, özgürlüklerinden vazgeçmeyen o Filistinli kadınlar, anneler bizim en büyük güven kaynağımızdır, onlara selam olsun. Rabbimizin inayeti, kardeşlerimizin desteği, mazlum ve mağdurların duasıyla inşallah bu mücadeleyi başarıya ulaştıracağız."
Katılımcılara teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini, Kudüs için canını veren şehitleri yad ederek tamamladı.