Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Kemal Kılıçdaroğlu’nun tutuklanacağı iddialarına ilişkin, 'CHP tarafından bilinçli olarak ortaya atılmış ve mağduriyet yaratma ve AK Parti’yi ve hükümeti yıpratma hedefi olan bir mühendislik argümanı' dedi.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, TRT Haber’de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları cevaplandırdı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun tutuklanacağına ilişkin iddiaları değerlendiren Bozdağ, "CHP tarafından bilinçli olarak ortaya atılmış ve mağduriyet yaratma ve AK Parti’yi ve hükümeti yıpratma hedefi olan bir mühendislik argümanı olduğunu düşünüyorum. Cumhurbaşkanımızın açıklamaları çok nettir. Hiçbir açıklamasında Sayın Kılıçdaroğlu’nun tutuklanmasına ilişkin ifade yoktur. Bu tartışma bizzat CHP’nin içinden çıkıyor. Bu tamamen CHP’nin uydurduğu ve CHP’nin değirmenine su taşıma hedefi güden uydurma bir tartışmadır" diye konuştu.
CHP’nin düzenleyeceği kurultaya ilişkin konuşan Bozdağ, "Adalet yürüyüşü hesaplı bir imaj çalışmasıdır. Sözde adalet yürüyüşü, adalet arayışıyla alakası olan bir yürüyüş değil, Sayın Kılıçdaroğlu’nu 2019 seçimlerine hazırlamak için yapılmış, cumhurbaşkanlığı adaylık yürüyüşüdür. Oradaki miting de cumhurbaşkanlığı adaylık mitingidir, adalet mitingi değildir. 16 Nisan’dan sonra genel başkan seçimi dahil kurultay talebi varken, Sayın Kılıçdaroğlu o talebi bir kenara itti, kurultaya götürüyor. Kurultaya götürüyor, adaylık kurultayına götürüyor. Kurultay talebinde bulunmaları yanıltmadı, kurultay yapıyor, adaylık kurultayı yapıyor" açıklamasında bulundu.
"2019’DE CHP’NİN ADAYI KILIÇDAROĞLU"
Bozdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ben aday değilim diyor. Çok net söylüyorum. 2019’un CHP’in adayı Kılıçdaroğlu’dur. İktidara talip olmayan bir partiye halk niye oy versin? Siz bir ana muhalefet partisi lideri olarak ’Ben aday olmuyorum’ dediğinizde, halk, ’Bu seçilmekten korkuyor’ diyecek. Adaylık hazırlıklarını yapıyorlar. CHP’nin adayı Kılıçdaroğlu’dur. Aday olmayacağım açıklamaları geniş konsensusu muhafaza etmek için yapılan açıklamalardır."
KILIÇDAROĞLU’NUN ATLETLİ FOTOĞRAFI
Bozdağ, Kılıçdaroğlu’nun atletli fotoğrafını da eleştirerek, "Öyle atletle karavan içerisinde fotoğraf çektirip, ’halkın adamı’ diye yandaş medyaya manşet yapılarak halkın adamı olunmuyor. Yaşantınızla, konuşmanızla, her türlü hal ve tutumunuzla halkın adamı olursunuz. Halk sizi kendi adamı kabul eder. Seçkin, elit çevrelerin adamı olmakla övünen birisi halkın adamı olabilir mi? Her seçim sonrasında CHP’liler açıklamalar yapıyorlar, ’Eğitim düzeyi arttıkça zenginleşme arttıkça CHP’nin oyu artıyor.’ Bunun bir anlamı nedir, zengin olmayanlara saygısızlıktır, hakarettir, küçümsemedir. Eğitimi, lisans, yüksek lisans üstü olmayanlara bir saygısızlık ve hakarettir, küçümsemedir. Bunu genel başkan dahil, aşağıya doğru herkes yapıyor. Her seçimde halkı küçümseyeceksiniz, ekonomik imkanlarına göre oy dağılımı yapacaksınız, eğitim durumuna göre oy taksimi yapacaksınız ve ’biz bu yüzden alamıyoruz’ diyeceksiniz, halka saygısızlık yapacaksınız sonra bir atletle fotoğraf çektirip, halkın adamı olacaksınız. Bu iş böyle ucuz değil ve kolay değil. Halk kalbinde hisseder manşetlerde hisseder" dedi.
ADİL ÖKSÜZ’ÜN ABD KONSOLOSLUĞU TARAFINDAN ARANMASI
Bozdağ, ABD Konsolosluğu tarafından Adil Öksüz’ün aranmasına ilişkin, "Adil Öksüz’ün üzerine kayıtlı 2 tane telefon var. Bu telefonlardan birini fiilen kendisi kullanıyor, biri fiilen kendisinin kullanmadığı başkasının kullandığı telefon. Konsolosluktan yapılan arama fiilen kullandığı telefondan yapılan arama. Burada merak edilen soru şu, ABD konsolosluğu fiilen kullanılan bu numarayı nereden biliyor? Üzerine kayıtlı gözüküyor numara ama fiilen kullandığı numara o. 2 tane telefon var. Yanında olan telefon bu. Öbür telefon yanında değil başkası kullanıyor veya kullanmıyor da olabilir. Ama fiilen kullandığı telefon bu. Ve ilginçtir, en son arayan numara da ABD Konsolosluğu, oradan aranıyor. Başka arama da yok en son arama o. Şimdi burada 2 tane şey var. Bir, elçiliğe vize müracaatı var mı ki var diyorlar varsa o zaman bu müracaatta beyanda bulunduğu telefon numaraları vardır. Orada bir numara mı beyan etmiş iki numara mı beyan etmiş? Beyan ettiği telefon numarası Adil Öksüz’ü aradığı numara mı yoksa başka bir numara mı? Birincisi bunun açıklığa kavuşması gerekiyor. Bunun için de ne lazım? Bu vize müracaatı varsa o müracaata ait evrakın açıklanması lazım. O evrakta hangi telefon numarası var açıklanması lazım. Kafayı karıştıran soru: şimdi üzerine kayıtlı 2 numara var fiilen birini kullanıyor. ABD Konsolosluğundan yapılan aramada fiilen kullandığı telefon aranıyor. O telefonu fiilen kullandığını nereden biliyor? En son o, başka arama yok, ondan sonra telefon kapanıyor zaten. Yani oradaki bu şeylerin açıklığa kavuşturulması son derece önemli. Yani konsoloslukla ilgili milletin sorduğu sorulara net bir şekilde cevap vermesi burada bir takım senaryoları ortadan kaldırır. O nedenle bunların açıklanmasında ben de fayda görüyorum" ifadelerini kullandı.