“KUDÜS’Ü ASLA İŞGALCİLERİN İNSAFINA TERK ETMEYECEĞİZ”
Ayrıca, Kudüs’ü masum ve boynu bükük bırakmayan tüm Şırnaklılara teşekkürü borç bildiğini anlatan Erdoğan, “Siz, ‘Kudüs’e özgürlük, insanlığa barış’ diyerek, Kudüs’ün yalnız olmadığını tüm dünyaya haykırdınız. Ümmetin kalbi Kudüs’e nasıl sahip çıkılacağını herkese gösterdiniz. Siz tekerlekli sandalyesinde kurşunların hedefi olan Filistinli gazilerin, İsrail askerlerine korkusuzca meydan okuyan Filistinli gençlerin yanında oldunuz. Rabbim Kudüs davası için, Filistin’in özgürlüğü, masumların kurtuluşu için mücadele eden kardeşlerimizin yardımcısı olsun. Kudüs’ü işgalcilerin insafına asla terk etmeyeceğiz” diye konuştu.
“İSRAİL VE AMERİKA’NIN TEHDİTLERİ İŞE YARAMADI”
6 Aralık’tan itibaren diplomatik alanda yürüttükleri çalışmalarla bu konuda ne kadar kararlı olduklarına gösterdiklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Dönem başkanı olduğumuz İslam İşbirliği Teşkilatı’nı (İİT) İstanbul’da topladık. ABD’nin hukuksuz kararını tanımadığımızı, Kudüs’ü Filistin’in başkenti olarak gördüğümüzü tüm dünyaya ilan ettik. BM’de gerekli süreci başlattık. Karar tasarısı 14 ülkenin evet oyuna rağmen sadece Amerika yönetimi tarafından veto edildi. Veto yetkisine sahip 5 ülkeden biridir. Bizim her fırsatta dile getirdiğimiz dünya 5’ten büyüktür tespitinin ne kadar doğru olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Bunun akabinde Yemen’in de desteğiyle Türkiye olarak konuyu BM Genel Kuruluna taşıdık. Önceki gün yapılan oylamada genel kurula sunduğumuz karar tasarısı 128 ülkenin oyuyla kabul edildi. İsrail ve Amerika yönetiminin oylama öncesi tehditleri bir işe yaramadı. Ekonomik, askeri ve medya gücü ile korku imparatorluğu kuracağını düşünenler, tarihlerinin en büyük diplomatik hezimetlerinden birini yaşadı. BM ülkeleri takdire şayan bir tavır sergiledi. Dünyada paranın satın alamayacağı değerlerin de bulunduğu son oylamayla görüldü. Bu 128 ülkenin tamamına şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum.”
“AMERİKAN YÖNETİMİNİ HATASINDAN DÖNMEYE ÇAĞIRIYORUM”
Amerikan yönetimini bir an önce BM Genel Kurulu’nda oluşan dayanışma tablosunu doğru okuyarak, hatasından dönmeye çağırdığını vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
“Yanlışta ısrar ederek, gerilimi tırmandırmanın kimseye faydası olmadığı ortaya çıktı. Bunlar sadece terör örgütlerini mutlu ediyor. Bu tür şımarık tavırlardan kan, gözyaşı ve çatışmalardan beslenen kesimler memnuniyet duyuyor. İsrail Down sendromlu çocuklara, kadınlara, 15 yaşındaki Cüneydi’ye, tekerlekli sandalyedekilere saldırmaya ve suç çetelesini zenginleştirmeye başladı. Filistinli kardeşlerimizin kanını dökmek için fırsat kollayanlar şahsım ve ülkemizle ilgili beyanlarda bulunuyorlar. Bizi susturabileceklerini sanıyorlar. Herhalde birileri gibi tehditler ve iftiralar karşısında geri adım atacağımızı teslimiyet göstereceğimizi düşünüyorlar. Bunlar bizi hiç tanımıyorlar. Tarihi zaferle dolu bu milleti hiç tanımıyorlar. Biz her zaman ne diyoruz, ‘Mert direnir namert kaçar.’ Korkaklar zafer anıtı dikemez. Bugüne kadar biz halkın ve hakkın iradesi dışında hiçbir irade tanımadık. Terör örgütlerinden yüzlerce tehdidine rağmen hakkı göstermekten, halkımızın gösterdiği istikametten yürümekten asla çekinmedik. Ne bölücü terör örgütlerine ne de bunların yularını elinde tutanlara boyun eğmedik. Biz bu yola kefenimizle çıktık. Bayrağımız ve vatanımız için, tüm masum ve mağdurların hakkı için mücadele etmeyi kararlılıkla sürdüreceğiz. Toprakları elinden alınan milyonlarca Filistinlinin hakkını elbette uluslararası platformlara taşıyacağız. Kudüs’ün işgalcilere peşkeş çekilmesine asla rıza göstermeyeceğiz. Tarih bilmez, edep bilmez, diplomasi bilmez densizlere aldırmadan hakkımızı arayacağız. Tarih boyunca olduğu gibi Ortodoksların da, Katoliklerin de Kudüs üzerindeki hak ve hukukunu gerekirse biz savunacağız. Barış ve peygamberler şehri Kudüs’ü kan gölüne çevirmek isteyenlere kesinlikle fırsat vermeyeceğiz. Bu mücadeleyi zafere taşıyacağız.”