Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, 'Türk Silahlı Kuvvetlerimiz Amerikalı mevkidaşlarıyla sahada koordine ediyorlar ve çok yakın bir zamanda da hem müşterek eğitim hem de müşterek devriye faaliyetleri başlayacak' dedi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlediği basın toplantısında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın her vesileyle ifade ettiği gibi izlediği küresel barış diplomasi vesilesiyle de ortaya koyduğu gibi mezhep ayrımlarına etnik ayrımlara tarihi hadiseleri gerekçe çıkılarak ya da bahane ederek bugün yeni husumetler oluşturulmasına asla olumlu bakmalarının mümkün olmadığını vurgulayarak, 'Bugün İslam dünyasının çeşitli yerlerinde de etnik ve mezhebi gerginlikleri kışkırtmak suretiyle yeni çatışma alanları çıkartmak isteyenlerin olduğunu biliyoruz.
Irak'tan Suriye'ye Pakistan'dan Afganistan'a Afrika'nın çeşitli yerlerine kadar Arap dünyasında bu tür tahriklerin provokasyonların yapıldığını biliyoruz. Bunlara karşı hepimizin uyanık olması teyakkuz halinde olması birlik ve beraberlik içinde olması büyük önem arz ediyor. Bu vesileyle tekrar Kerbela şehitlerimizi rahmetle tazimle hüzünle yad ettiğimizi ifade etmek istiyorum. Bu vesileyle aşure günü de tebrik ediyorum. Bu da İslami gelenekler içerisinde önemli bir gün dün idrak ettik. Bunun da aşure sembolizmin de olduğu gibi çokluk içinde birlik felsefesi ile o birliği yakalayacak bir idrak düzeyine hepimizin ulaşmasında Cenabı Haktan niyaz ediyorum” diye konuştu.
'ÖZELLİKLE BU TERÖR UNSURLARIN AYRIŞTIRILMASI BİZİM İÇİN DE ÖNEM ARZ EDİYOR”
Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında Milli Güvenlik Kurulu toplantısının yapıldığını hatırlatan Kalın, MGK bildirisine de değinerek, 'Sayın Cumhurbaşkanımızın yoğun diplomatik girişimleri ile geçtiğimiz Pazartesi günü Soçi'de varılan İdlib mutabakatının son derece büyük bir insani krizi önlediğini ifade etmek istiyorum. Burada Sayın Cumhurbaşkanımız küresel barış diplomasisi yolunu izlemektedir. Sadece Suriye'de değil Irak'ta Filistin'de Myanmar'da Somali'de ve dünyanın başka yerlerinde hakikaten modern diplomasi tarihine bir örnek olarak geçecek büyük bir küresel barış diplomasisi Cumhurbaşkanımız tarafından bıkmadan usanmadan yorulmadan takip edilmektedir. Bunun en son neticesini de Soçi'de varılan İdlib mutabakatında gördük.
Bütün dünyanın izlediği büyük bir insani felaketin geleceğinin haberini veren İdlib saldırısı bu vesileyle önlenmiş oldu. Bu mutabakat çerçevesinde de ilgili birimlerimiz çalışmalarını sahada yürütüyorlar. Bildiğiniz gibi 10 maddelik bir mutabakat orada Milli Savunma Bakanlarımız tarafından imzalandı ve bugün itibariyle aslında Pazartesiden itibaren hemen imzalandığı gün itibariyle de uygulanmaya başlandı. Bunun operasyonel detayları, sahada bu ayrışmanın nasıl yapılacağı bu silahlardan arındırılmış 15- 20 kilo metrelik derinlikte alanın nasıl oluşturulacağı, diğer terör unsurlarının buradan nasıl çıkartılacağı ya da pasifize edileceği silah bıraktırılacağı konularında Milli İstihbarat Teşkilatımız, Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, Özel Kuvvetler birlik içerisinde koordinasyon içerisinde Ruslarla birlikte bunu sahada çalışıyorlar. Zaten daha önce de devam eden İdlib'le ilgili bir koordinasyon çalışması vardı, teknik heyetler Ankara'da toplantılarını yapmaktaydılar. Şimdi bu İdlib mutabakatı çerçevesinde bu çalışmalarını da yoğunlaştırıyorlar. Orada özellikle bu terör unsurların ayrıştırılması bizim için de önem arz ediyor” ifadelerini kullandı.
'HEM MÜŞTEREK EĞİTİM HEM DE MÜŞTEREK DEVRİYE FAALİYETLERİ BAŞLAYACAK”
Kalın, konuşmasına şöyle devam etti:
'Türkiye hiçbir zaman ne sınırında ne sınırının güneyinde veya bir başka noktasında herhangi bir terör yapılanmasına müsaade etmez. Biz bunu Afrin'de gösterdik. Cerablus El-bab Bölgesinde gösterdik. İdlib bölgesinde gösterdik. Aynı tavrımız bizim için Suriye'nin Türkiye'yle olan diğer sınır bölgelerinde de aynen geçerlidir. Burada kastettiğim özellikle PYD ve YPG kontrolü alstında bulunan bölgeler biz bunu bir bütün olarak görüyoruz. Bütün bu bölgenin terör unsurlarından arındırılması öncelikli hedefimizdir. İdlib mutabakatını sağlarken Suriye'nin diğer bölgelerini göz ardı etmemiz söz konusu değil. Dünkü MGK toplantısında bu konu detaylı ele alındı ve yansıtıldı. Bu çerçevede Amerika Birleşik Devletleri ile vardığımız Münbiç mutabakatının uygulanması büyük önem arz ediyor. Bu konuda şu ana kadar 48 devriye çalışması yapıldı. Ortak devriye müşterek, devriye için çalışmalar tamamlanmak üzere. Bunu Türk Silahlı kuvvetlerimiz Amerikalı mevkidaşlarıyla sahada koordine ediyorlar ve çok yakın bir zamanda da hem müşterek eğitim hem de müşterek devriye faaliyetleri başlayacak. Faaliyetlere mani bir durum şu anda söz konusu değil. Yaşanan bir takım gecikmeler oldu.
Fakat bir gerçek bunu da muhataplarımıza Türk Silahlı Kuvvetleri üzerinden düzenli bir şekilde iletmeye devam ediyoruz. Cumhurbaşkanımızın da birkaç vesileyle ifade ettiği gibi Münbiç yol haritasının herhangi bir gecikmeye maruz kalmadan uygulanması büyük önem arz ediyor. 90 gün gibi bir takvim konmuş idi. Bunun daha fazla geciktirilmeden hayata geçirilmesi hem güven ilişkisinin test edilmesi açısından hem de sahadaki durumun kontrol altına alınması açısından büyük önem arz ediyor. Münbiç yol haritasının planladığı şekilde herhangi bir gecikme olmadan uygulanmasını beklediğimizi ifade ediyoruz. Türkiye olarak biz üzerimize düşeni bugüne kadar yerine getirdik. Bundan sonra da getirmeye devam edeceğiz.”
'ULUSLARARASI TOPLUMA SİYASİ VE İNSANİ SORUMLULUĞUNU ÜSTLENMESİ GEREKTİĞİ ÇAĞRISINDA BİR KEZ DAHA BULUNMAK İSTİYORUZ”
Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde küresel barış diplomasisini yürütürken uluslararası toplumun da üzerine düşen siyasi ve insani sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini kaydeden Kalın, 'Suriye meselesinin İdlib konusunun terörle mücadelenin bütün yükünün Türkiye'nin omuzlarına konması yüklenmesi elbette ne adildir ne de doğrudur kabul edilemez. Burada Türkiye'ye dönük 'tebrik ediyoruz çok iyi bir anlaşma yaptınız' ifadelerini memnuniyetle karşılıyoruz elbette ama uluslararası toplumun sorumluluğu bunlardan ibaret olamaz. Siyasi süreçte bütün aktörlerin daha etkin bir rol alması ve hem anayasa yazım sürecinin hem de ondan sonra takip edecek olan seçim sürecinin hayata geçirilmesi için uluslararası toplumun katkı sunmasını bekliyoruz.
Aynı şekilde insani noktada Suriye savaşının bugüne kadar insani yükünü neredeyse tek başına çeken Türkiye'yi daha fazla desteklemeleri gerektiği aşikardır.AB ile varılan 2015 yılındaki Türkiye-AB Mülteci Anlaşması bildiğiniz gibi ağır aksak da olsa ilerliyor. Ama 3+ 3 milyar avro şeklinde vaadedilen fonlarında gecikmeli olarak geldiğini biliyoruz. Meselenin büyüklüğünü düşündüğünüz zaman ise bu rakamların bile son derece küçük kaldığını yetersiz kaldığını ifade etmek gerekiyor. Bugün Suriye dünyadaki mülteci krizinin en önemli merkezidir. Milyonlarca insan ülkesini terk etmiş 3,5 milyonu bizde. Yüz binlercesi, milyonlarcası hatta kendi ülkesinde yerlerinden edilmiş. dolayısıyla bu insanlara yardım eli uzatacak bir uluslararası toplumun öne çıkması gerekir. Türkiye ile işbirliği halinde. Biz uluslararası topluma siyasi ve insani sorumluluğunu üstlenmesi gerektiği çağrısında bir kez daha bulunmak istiyoruz” açıklamasında bulundu.
'TÜRKİYE'YE KARŞI SUÇ İŞLEYENLER MUTLAKA AMA MUTLAKA ADALETİN ÖNÜNE ÇIKARTILACAKLARDIR'
Milli İstihbarat Teşkilatının, ilgili güvenlik kurumlarının, silahlı kuvvetlerin özel kuvvetlerin, yurt dışında yürüttüğü operasyonlar olduğunu hatırlatan Kalın, 'PKK terör örgütüne karşı PYD YPG terör örgütüne DEAŞ FETÖ ve benzeri bütün terör örgütlerine karşı yurt dışı operasyonları kararlılıkla devam edecek. Bunlar hem de BM 51 maddesi çerçevesinde hem Türkiye'nin güvenlik çıkarları çerçevesinde ve bugüne kadar uygulandığı gibi bundan sonra da kararlı bir şekilde uygulanmaya devam edecek. Reyhanlı hadisesinde olduğu gibi bir yıl sonra da olsa 3 yıl sonra da olsa 5 yıl sonra da olsa Türkiye'ye karşı suç işleyenler mutlaka ama mutlaka adaletin önüne çıkartılacaklardır. Buradan bütün terör örgütlerine açık ve net bir uyarı olarak ifade etmek istediğimiz bir husustur. Hangi terör örgütü hangi yöntemi kullanırsa kullansın kimle sahada işbirliği yaparsa yapsın Türkiye'ye karşı işledikleri suçlar karşılıksız cezasız asla kalmayacaktır. Dolayısıyla bu yurt dışı operasyonları son dönemde bunları gördük, neticelerini de sahada aldık. Aynı kararlılıkla bundan sonra da devam edecektir. Bu hususun altını özellikle çizmek istiyorum” dedi.
'CUMHURBAŞKANIMIZ BM GENEL KURULUNA İLK GÜN HİTAP EDECEK'
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Pazartesiden itibaren Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda bir programı olacağını söyleyen Kalın, 'Cumhurbaşkanımız BM Genel Kuruluna ilk gün hitap edecek ve o konuşmasını son derece önemsiyoruz. Yaşadığımız küresel krizler, adaletsizlik, eşitsizlik ve çözüm yolları konusunda çok önemli mesajlar verecek. Özellikle Türkiye'nin izlediği diplomasi, bölgesel diplomasi ,küresel barış diplomasisi ve diğer alanlarla ilgili önemli mesajlar verecek Cumhurbaşkanımız bu konuşmasında. Bunun yanında birçok ikili görüşmesi olacak. Çeşitli devlet başkanlarıyla, uluslararası kurum ve kuruluşların başkanlarıyla da programı elverdiği ölçüde yaklaşık 3,5 4 gün kalıyoruz New York'ta. Yoğun bir görüşme diplomasi trafiği de olacak. Çeşitli BM programlarına katılması öngörülüyor. Orada Türk vatandaşlarımızla buluşacağız. Onlarında sorunlarını dinleyeceğiz. Çeşitli heyetlerle de görüşmeleri olacak” şeklinde konuştu.
ALMANYA ZİYARETİ
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, şunları kaydetti:
'BM'lerin hemen ardından New York'tan Berlin'e geçeceğiz. 28-29 Eylül tarihlerinde bir devlet ziyareti gerçekleştirecek Cumhurbaşkanımız. Bu ziyarete son derece olumlu yaklaşıyoruz. Almanya ile ilişkilerimizin daha da güçlendirilmesi derinlik kazanması için önemli bir vesile olarak görüyoruz. Pozitif bir gündemle gidiyoruz. Maliye Bakanımızın başkanlığında bir heyetle oraya gitmek suretiyle çeşitli görüşmeler yapacaklar. Orada hem siyasi hem ekonomik hem kültürel konuları etraflı şekilde ele alma imkanımız olacak Alman mevkidaşlarıyla Cumhurbaşkanımızın. Alman tarafının da bu ziyarete iyi hazırlık yaptığını memnuniyetle görüyoruz. Bu ziyaretin ülkelerimiz arasındaki ilişkiler orada yaşayan vatandaşlarımız ve Türk kökenli diğer Alman vatandaşları Türkiye'de Alman şirketleri ve bütün boyutlarıyla hayırlara vesile olmasını öngörüyoruz diliyoruz ve bu çerçevede çalışmalarımızı yoğunlaştırarak devam edeceğiz.”
'BAKANIMIZ HAKİKATEN ÇOK İYİ DETAYLANDIRILMIŞ KAPSAMLI GERÇEKÇİ HEDEFLERİ BELLİ OLAN BİR PROGRAM AÇIKLADI'
Dün Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından açıklanan yeni ekonomi programıyla ilgili Kalın, 'Bakanımız hakikaten çok iyi detaylandırılmış kapsamlı gerçekçi hedefleri belli olan bir program açıkladı. Yeni büyüme hedefleri ortaya koydu ve 3D şeklinde formüle edilen bir çerçeveyi ortaya koydular. 'Dengelenme, disiplin ve değişim' ilkeleri çerçevesinde Türk ekonomisinin yeniden yapılandırılması, önceliklerin doğru konulması, tasarruf tedbirlerinin hayata geçirilmesi ve Türk ekonomisinin zaten sağlam olan bünyesinin daha da korunması konusunda bir program açıklandı. Bunun neticelerinin de olumlu olduğunu görüyoruz. Piyasalar tarafından da olumlu bir şekilde algılandığını görüyoruz. Bu ilkeler çerçevesinde bu programda gayet disiplinli bir şekilde uygulanmaya devam edecek” değerlendirmesinde bulundu.