Virüs strateji, taktik ve küresel dizayn için bir silah gibi üretilmiş; biyolojik ve tıbbi etkisinden ziyade oluşan, algı ve panikle gerçek tesirini gösteriyor denilince; bu sorular sorulup, bu cümleler kuruluyor…
Evet aynen öyle,
Virüs Amerika’da da çok büyük etkiler gösteriyor ve vahim sonuçlar doğuruyor.
Görüntü bu…
Ama gerçek ne,
Gerçeğin kendisi ne,
Gerçek denilen, kime göre gerçek…
Recep İvedik filmi var.
Tekne bir koyda demirliyor ve animatör başlıyor anlatmaya;
Teknedekilerin hepsinin gözü adamın üstünde ve ilgiyle dinliyorlar.
"Bu koyda 300 çeşit balık var"
Animatöre gıcık ve kızgın olan Recep İvedik durur mu;
Say bakalım, hadi say say…
Animatör; kefal, uskumru, lüfer filan falan…
Sekize kadar sayabilir ancak.
Gerisi gelmez.
İvedik lafı koyar hemen;
Ne oldu gerisi; söyle bakalım 292’si nerede balık çeşitlerinin…
Aynen bunun gibi…
Kim sayıyor, kim söylüyor, kim bilgilendiriyor kamuoyunu…
Amerika devleti…
Bir oyun kurulurken, oyun kurucu hemen her şeyi düşünür.
Her türlü parametreyi hesaba katar.
Hele de oyun sonunda bir taşla on kuş vuracak ise;
Oyunun şıkları öyle çoktur ki…
Önümüzdeki günlerde ABD Çin'e tazminat davaları açmayı planlıyor.
Bu konuda her eyalet, her şehir ve en önemlisi her vaka ve her ölüm bambaşka önem taşıyacak.
Tazminat miktarları ölümler üzerinden olabilecek,
Vaka sayısı üzerinden olabilecek,
Eyalet eyalet dava açılabilecek,
Şehir şehir açılabilecek…
Her türlü alternatif masada ve önceden düşünülmüş.
Bu arada, "oyun kurucular" için ABD vatandaşlarının da çok bir önemi yok.
Onlar için önemli tek şey oyunun amacına ulaşıp ulaşmaması…
Deniyor mesela; filanca başbakan, falanca bakan, feşmekanca devlet başkanı da pozitifmiş…
Medya böyle diyor,
Birileri böyle söylüyor…
Kesin mi peki.?
Söylenebilen tek söz; "öyle diyorlar…"
Derler sultanım, derler…
Herkes her şeyi der, söyler, algı operasyonunu çeker…
Taaa ocak ayında söyledim; "
oyun büyük, virüs bir enstrüman,
Asıl Pandemi küresel ekonomik dizayn,
Yeni dünya düzeni,
Ve Küresel Hakimiyet Savaşında ön almak” diye.
Savaş büyük, çok büyük.
Washington-Londra arasında denebilir,
ABD Derin Devleti ve Rothchild'ler arasında denebilir.
Ama o halde neden "Çin de Çin" diye sorabilirsiniz…
Çin demek Londra demek,
Çin demek Rohtchild'ler ve onlarla beraber olan aileler demek,
Çin demek ABD derin devletine karşıt duruş demek…
İşte tam da bu yüzden; ABD Çin'e vurdukça, ses Londra'dan geliyor.
İşte bu yüzden de ABD, Londra'ya vurmak yerine Çin'e vuruyor.
Sürekli Çin suçlanıyor,
Adeta
Uluslararası Savaş Suçlusu gibi…
Yakında bir "Uluslararası Lahey Ekonomik Mahkemesi" kurulursa,
Mahkeme üyelerini de ABD derin devleti atarsa,
Sanık sandalyesine de Çin nezdinde Rohtchild'ler ve onların yandaşı ailelerle, sahip oldukları şirketler oturtulursa,
Hiç mi hiç şaşırmayın.
Çin için PR yapmaya çalıştılar.
Hatırlayın; İtalya'ya tıbbi malzeme ve tıp ekibi gönderdiler,
İspanya'ya maske, tulum gibi ekipman yolladılar.
Virüsle mücadele bilgimizi tüm dünyaya açmaya hazırız ve açtık dediler.
Aslında bunu yapan görünürde Çin idi ama perde gerisinde Londra ve Çin'de küresel şirket sahibi aileler vardı.
Demiştim; "Çin'de başladı Çin'de bitecek" diye.
Aynen de öyle olacak.
Çin merkezli dizayn her kıtayı, her ülkeyi, hemen her coğrafyayı kapsayacak.
Çin korona oldu; emin olun Londra şuanda zatürre olmuş gibi…
Amerika'nın derin dehlizleri korkunç bir hesaplaşmada…
Düşünün; Boris Johnson hastaneye yatırıldı.
Neden.?
Çünkü Korona testi pozitif çıktı, diye…
Bugün gördüm; Trump, maske üretim tesisini gezerken maskesiz…
Açın gözlerinizi, açın…
Oyun öyle büyük ki;
İngiliz Başbakanı bile virüse maruz kalıp, hastaneye yatabiliyor/yatırılıyor.
(Test yapıldı mı, yapılmadı mı, gerçek ve doğru sonuç ne idi; bilmiyoruz. Sadece öyle söylendi ve biz de inandık..)
Bir zamanlar ülkemizde de Rahmetli Ecevit sürekli hastanedeydi ve hep hastaydı… Gidişatın sonucu hepimizin malumu…
Savaşların, vekalet savaşlarının, terör eylemlerinin, iç çatışma ve karışıklıkların, ekonomik yaptırımların, petrol fiyatlarının, siyasi ve askeri baskıların yapamadığını bir "virüs" yapıyor.
Nükleer tehditlerle, savaş gemi ve uçaklarıyla, ordularla, hibrit savaşlarla yapılamayan dizayn bir virüs "korku ve paniğiyle" yapılıyor.
Belki de "yeni dünyanın yeni nesil dizaynırları, oyun kurucuları" virüs etkisinin bu denli muazzam ve sonuç getirici olabileceğini,
Hedeflerinden çok daha ileriye gideceklerini,
Nihai amaçlarına bu denli yaklaşacaklarını kendileri bile öngöremiyorlardı.
Ama insan denen varlık böyle bir şey işte…
Ve yine gördük ki; korku, panik ve ürküntünün yapamayacağı/yaptıramayacağı bir şey yok.
Virüs sayesinde insanlığın bu boyutu da, küresel ölçekli test edilmiş oldu.
Unutmayın ki, bundan sonra virüs ve benzeri enstrümanlar artık hep masada olacaktır.
Çünkü sonuç alıcılık etkisi muhteşem…
Dikkatinizi çekiyor mu;
Ülkeler normalleşmeden bahsediyor ve tedrici olarak adımlar atıyor ve planlıyor.
Hem de "yeni normal" diye, yeni yeni türetken kavramlarla…
Ama birkaç gün içinde hemen vaka ve ölüm sayılarında artış gözlenebiliyor.
Hala "tanımlanamamış bir virüs"le yüz yüzeyiz.
Çünkü tanımı yapılsın istenmiyor.
Çünkü "virüs" denen kullanışlı "aparat" henüz görevini tamamlamadı.
O yüzden de aşı demagojisi, aşı terminolojisi, aşı üretişimi gibi gibi lafazanlıklar bir süre daha gündemimizi işgal edecek.
Ta ki;
Ana musluklar ele geçirilene veya el değiştirilene kadar,
FED denen doların anası dünyanın babası mekanizma, birilerinin tam kontrolüne geçene veya geçemeyene kadar,
Dolar denen nimet/lanet, küresel yerini garantileyene kadar,
Euro bitene kadar,
Çin üzerinden Londra Washington’u veya Washington Londra'yı,
ABD derin devleti Rothchild'leri yenene /yenemeyene kadar virüs potansiyel silahlığına devam edecektir.
Tüm dünya virüse odaklandık,
Virüsle yatıyor, virüsle kalkıyoruz.
Herkes evinde ve sokaklar "in-cin" kontrolünde…
Bu "yeni nesil İn-Cin" ise icraat peşinde…
Çin'e bakın Çin'e…
Ama Çin'e sadece Çin'den ibaretmiş gibi bakmayın.
Çin'e bakarken tüm dünya sistemine odaklanın.
Parayı takip edin ve dolara dikkat kesilin…
İşte o zaman;
"Virüs aslında ne idi, bir virüsle ne oldu, bir virüs nelere sebep oldu"yu anlarız…
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.