Sanatsal Gerçekler'den herkese merhaba. Sizleri şaşırtacak sanatsal bilgilerle dolu programımızın bu haftaki bölümünde sembolleri anlattık..

Sanatsal Gerçekler | Semboller

Semboller yazının da icadından önce iletişimin en önemli figürleri olmuştur. İnsanlık, gezegenin de gördüğü her şeye anlam vermiş, anlam veremediklerini de tanrılaştırarak, tek tanrılı dinlerden önce kudretli olduklarına kanaat getirdikleri her şeye; Güneş’e, Ay’a, ağaca, taşa, toprağa tapınmış, tarih boyunca tüm dünya coğrafyasında hayvanlara güçlü mitolojik, kültürel ve dini anlamlar yüklenmişlerdir. Medeniyetler kuruldukça ,çağ ilerledikçe bu yüklenen anlamlar, o coğrafyada yaşayan sanatçıları da derinden etkilemiş, toplumun içinde bulunduğu sosyolojik durum, mensup oldukları din, sanatçıların verdikleri eserlere yansımıştır.

Sanat tarihinin her döneminde sanatçılar ,hayvanlara, meyvelere ve eşyalara kattıkları anlamlarla eserler üreterek kendilerini anlatmışlardır. Resmedilen bir Maymun İnsanların yapmacıklığını, ahmaklığını ve değersizliğini hicvetmek için kullanılmıştır. Antik Yunan ‘da kullanılan boğa sembolu , vahşeti değil gücü ve iktidarı simgelemektedir. Resmedilen bir elma figürü dinsel temalıdır ve ilk günahı temsil etmektedir.Bir terazi adaleti, bir zar kaderi anlatmaktadır.

Sembol sanatı edebiyatta da kendine yer bulmuş ve 19. yy da Sembolizm akımını doğurmuştur. Şiirlerde, müzikallerde sembolik betimlemeler yoğunlukla kullanılmıştır. İnsanlığın en eski anlatım biçimi olan semboller tarih boyunca önemli etki alanlarına sahip olmuş, günümüzde de aynı etkiyle devam etmektedir. En çok kullandığımız, karşılaştığımız semboller arasında ilk sırada gelen erkek ve kadın sembolleridir. Cinsiyet sembollerinin ilk değerlendirmesinde insan vücudunun fizyolojik yapısı aklımıza gelse de, işin aslı o kadar sıradan bir simgeleme değildir. Ortaçağda gelişmeye başlayan astronominin etkisiyle sembolleşen gezegenler, yaşamın her alanına yansımaya başlar. Mars gezegeninin simgesi günümüz erkek sembolü olarak, Venüs gezegeninin simgesi de günümüz kadın sembolü olarak çizilir. Mitolojide Mars savaş tanrısı, Venüs’de aşk tanrıçası olarak betimlenir. Bu nedenle zamanla Mars erkeklere, Venüs kadınlara atfedilmiştir.

Sembollerin, simgesel anlatımlarının imkanlarından yararlanılarak hemen hemen her kavimde, her millette, inanışlar ve öğretiler binlerce sene korunarak, uygarlıktan uygarlığa aktarılması mümkün olmuştur. Sembol dilini okuyabilmek özel eğitimi gerekli kılar. Ezoterizm olarak adlandırılan, herkese açıklanmayan ancak belli eğitimlerden geçip o bilgileri almaya hak kazanmış kişilere verilen bilgilerin dili sembollerdir.

İnsanoğlu bilinmeyenin üzerine giderek , merak duygusu ile hareke geçmiştir. "Niçin"ler ve "nasıl" lar meraklı insan doğasının bir gereğidir. İnsanlar normal öğreti sistemi içinde aktarılan bilgiler ile bazı soruların yanıtlarını bulamadıkları zaman arayışa girmektedir. Bunun sonucu materyalist düşünce sisteminden sıyrılmakta, yanıtları kimi zaman "din" kimi zaman ise felsefik düşünce sisteminde aramaktadır.

Bu arayışta bulduklarını ve anlatmak istediklerini ortak bir dil olan sembollerle ifade eden insanoğlu sadece tek bir işaretle bir çok duyguyu ve düşünceyi anlatabilmiştir. Günümüzde de her ideolojinin hatta her duygunun bir sembolü ya da bir simgesi vardır. İnsanlık geliştikçe semboller de değişkenlik göstererek sanatsal tasarımı doğurmuştur. Tasarımlar ne kadar gelişse de anlatılmak istenen ve sembolün ana fikri her zaman aynı kalmaktadır.

Karşılaştığımız şekiller, sayılar,renkler, antik ya da dini işaretler,isimler ve hayvanlar aslında hayatımıza dair çok şey anlatırlar ,tabi okumalarını doğru yapabilirsek. Bu konuda uzun yıllar araştırma yapan sembol okuyucuları bazen kitaplarıyla bazen de makaleleriyle doğru okuma yapabilmemiz ve yaşamımızı kolaylaştırmamız için bize destek oluyorlar.
Son yıllarda oldukça popüler olan sembol okuyucularına göre, günlük hayatta çoğumuzun görünce ürktüğü ya da olumsuz anlam yüklediği bazı canlılar aslında bildiğiniz gibi bizi kötü hissettirmek için karşımıza çıkmıyorlar. Karşılaştığımızda olumsuz duygular hissettiren bu canlıların ilgili sembollerini doğru yerde kullanırsak, negatif duyguları pozitife nasıl çevirebileceğimize dair bilgileri sembol okuyucuları sayesinde öğrenebiliyoruz.

Örneğin; İnce ince ördüğü ağlarla bir çok hikayeye konu olan örümcekler, sembol okuyucuları tarafından, kişinin amacına ulaşmak için verdiği emeği, sabrederek sonuca ulaşacağının işaretçileri olarak görülüyor. Onlara göre, bir örümcekle karşılaştıysanız, zekanız ve sabrınızla istediğinize kavuşacağınızın müjdesini almışsınızdır demektir. Ancak sembol uzmanlarının bir uyarısı da var; dişi örümceklerin erkek örümcekleri yeme özelliğinden dolayı, karşı cinsle olan ilişkilerinizde sorun yaşıyorsanız örümcek sembollerinden uzak durmanız gerekiyor.
Birçok inanışa göre ölüm habercisi olarak imgelenen baykuş aslında oldukça pozitif anlamlar taşıyan bir hayvan olarak tanımlanıyor.. Geceleri parlayan gözleriyle, kemirgen hayvanları avlayan baykuş, kişinin bilgeliğe ve aydınlanmaya ihtiyaç duyduğunda, içini kemiren olaylardan uzaklaşmak istediğinde faydalanabileceği sembollerin başında geliyor. Herhangi bir yerde karşılaşılan baykuş, yaşanılanların ötesinde derin bir gözlem yapmanın ve bilgilenmenin gerekliliğinin işareti olarak yorumlanıyor. Eğitim alanında ve bilgi alma verme ile ilgili tüm işlerde baykuş sembolleri sembol okuyucuları tarafından en çok önerilen figürler arasında.

Semboller ve sembol okuyucuları bize ezoterik bilgileri sunarak, farklı bakış açıları kazanmamızı sağlayıp, yaşadığımız gezegeni çok daha anlamlı hale getiriyor. Ezoterik bilgiler gizemini korudukça semboller dünyayı yönlendirmeye devam edecek gibi görünüyor !
OGÜNhaber