Başbakan Binali Yıldırım, 'Bu bölgenin kaderini yine bu bölgede yaşayanlar belirler, uzaktan gelenler değil' dedi.

Bölgenin kaderini bölgede yaşayanlar belirler

İSTANBUL/İHA- Başbakan Binali Yıldırım, özel bir otelde düzenlenen Türkiye Ekonomi Zirvesi programına katıldı. Türkiye Ekonomi Zirvesi’nde konuşan Başbakan Yıldırım, “Bugünlerde Türkiye üzerinde Amerika’da bir dava üzerinden bir takım dedikodular, yalan yanlış laflar ortada dolanıyor. Bunda fırsat bilen bir takım çevreler Türkiye ekonomisinde operasyon yapıyorlar. Amerika’da görülmekte olan davalar mesnetsiz asılsız ve söylentilere dayanmaktadır. Türkiye bugüne kadar ihracatında ve ticaretinde hem kendi hukukuna ve uluslararası hukuka aykırı hiçbir işlem yapmamıştır. Biz Birleşmiş Milletlerin aldığı her türlü karara saygı gösteren hukukun üstünlüğüne önem veren bir ülkeyiz. O bakımdan Türkiye’ye zorlama yoluyla bir takım isnatlarda bulunmak v e buradan finans sektörünün sıkıştırarak Türk ekonomisini zora sokmak beyhudedir, asla sonuç çıkarmaz. Bu dava maalesef hukuku olmaktan siyasi bir yöne doğru eğildiğini görüyoruz. Biz diyoruz ki Türkiye’de de Amerika’da da bırakalım hukukçular işini yapsın, siyasette kendi işini yapsın. Ama asla ve asla hukukçuların iki ülkenin ilişkilerini zehirlemesine de müsaade etmeyelim. Amerika ve Türkiye iki müttefik devlettir. NATO da beraberiz, yarım asra aşan bölgede iş birliğimiz var. Her ne kadar bizim canımızı yakan terör örgütleriyle iş yapıyor olsalar bile bunun geçici bir durum olduğunu kabul ediyor ve bu yanlıştan kısa sürede döneceklerini düşünüyor bekliyoruz” dedi.

“AMERİKA’DA GÖRÜLEN DAVAYA FETÖ’CÜLERİN SIZMAYA ÇALIŞMASIYLA TEKRAR DENENMEYE ÇALIŞIYORLAR”

“17-25 Aralık’ta terör örgütünün yargı yoluyla gerçekleştirmeye çalıştığı darbe tutmayınca bugün Amerika’da görülen davaya FETÖ’cülerin sızmaya çalışmasıyla tekrar denenmeye çalışıyorlar” diyen Başbakan Yıldırım,, “Bu davanın temelinin hukuki dayanağı oluşturan deliller, bilgiler FETÖ 17-25 Aralık öncesi ülkemizde yaptığı kanunsuz ve hukuksuz işlerin bir sonucu olduğunu bilmenizi isteriz. Hukuk devletinden beklenen bir delilleri ve hukuki alt yapısı sağlam bir şekilde davayla yargılamayı gerçekleştirmiş olmasını istiyoruz. Ne olduğu belirsiz, üretilmiş, montaj, yapıştırma bilgileri delil olarak ortaya koymak hukuk değildir, hukuki bir düşünce tarzı değildir” dedi.

“TÜRKİYE AMBARGOYU DELDİ İDDİALARINA BUNA KARGALAR GÜLER”

Türkiye’nin koyulan ambargoları deldiğine ilişkin çıkan iddialarla ilgili Yıldırım, “Türkiye’nin başka ülkelerle yaptığı ticaret kimse kusura bakmasın bu Türkiye’nin işidir ve vereceği karara bağlıdır. Bu konuda da kimseden icazet almaya ülkemizin ihtiyacı yoktur. Bazı ülkeler ambargo koydukları ülkeyle rahat rahat iş yapacaklar, aynı ülkeyle Türkiye ticaret yapınca bu suç olacak. Buna kargalar güler. Daha yakın zamanda Amerika ve İran uçak satışı konusunda prensip anlaşmasına vardılar. Sonrada Türkiye ambargoyu deldi ihlal etti gibi ipe sapa gelmeyen iddialar ortaya koyuyorlar. Bunun neresinde hukuk ve adalet var. Bu bakımdan eğer uluslararası hukuka uyulacaksa bu iddiayı ortaya koyanların en önce kendileri riayet etmesi beklenir” diye konuştu.

“ABD’de devam eden dava ve olaylar Türkiye’nin küresel ölçekte ki ekonomik ilişkilerini zarar verme noktasına gelmiştir”

Türkiye’nin ABD ile hukukunun derin olduğunu söyleyen Başbakan Yıldırım, “Türkiye’nin ve söz konusu ülkenin hukuku derindir. Bu hukuku zedeleyecek bir takım spekülasyonlardan sorunlardan kaçınılması mutlaka elzemdir, gereklidir. Türkiye’nin ekonomik ilişkilerinden hukuka aykırı herhangi bir işlem ne geçmişte ne de şimdi mevcuttur. Türkiye bütün kurumlarıyla sağlık bir şekilde çalışan bir hukuk devletidir. Her ülkede hatalar olabilir hataları düzeltmekte hukuk devletinde ülkeyi yönetenlerin sorumluluğundadır. ABD’de devam eden bu yargı ve burada gelişen olaylar Türkiye ve ülkemizin küresel ölçekteki ekonomik ilişkilerine zarar verme noktasına gelmiştir. Bunun asla ve asla müsaade edilmemelidir. Davanın tarafları orada baskı altında tutulmakta ülkemizi ve devletimiz aleyhine ifade vermeye zorlanmaktadır. Sanık olarak açılan dosya duruşma başlamadan tanığa dönmüştür. Bunun adalet neresindedir. Türkiye’yi zor durumda bırakacak ifadeleri almak suretiyle ve bu şekilde sonuca oluşma gayretleri beyhudedir. Yapılan işin adı insan hakları ihlalidir. Bu hukuk ayıbını suiistimal ederek Türk bankaları hakkında söylenti çıkartanlar, geçmişte olduğu gibi yine sukutu hayale uğrayacaktır” şeklinde konuştu.

“TÜRKİYE ESKİ TÜRKİYE DEĞİLDİR, OLSA NE OLUR OLMASA NE OLUR”

Avrupa Birliği katılım öncesi yatırımında aldığı kısıtlama kararıyla ilgili konuşan Binali Yıldırım, “Avrupa Birliği Türkiye’nin 50 yıllık hedefidir ve bu hedefinde zerre kadar sapma yoktur. Geçen gün Avrupa Birliği katılım öncesi yatırımlarda kısıtlama kararı aldı. Sanki büyük bir işmiş gibi, büyük bir gürültüyle kamuoyuna duyurdular. Neymiş, 105 milyon EURO verilen katılım öncesinde desteklerde kesintiye gidilmiş. 105 milyon euro nedir kardeşim, Türkiye’nin ekonomisi içinde ne anlam ifade eder. Türkiye’nin tek bir projesi 3 milyar euro’dur. Türkiye eski Türkiye değildir, olsa ne olur olmasa ne olur. Türkiye milyon euroları yatırım için harcayabilecek bir ekonomik potansiyele sahiptir. Türkiye Avrupa Birliği hedefine ne kadar sadakat gösterdiyse bundan sonrada aynı şekilde devam edecektir. Tabi bu tek taraflı olmaz karşı tarafında aynı şekilde gelecek vizyonunu belirlemesi ve hangi yöne gideceğine karar vermesiyle de ilgilidir. Türkiye’yle mi Avrupa Birliği yoluna devam edecek, yoksa kendi içine kapanıp, yeni bir gelecek mi belirleyecek. Bunu belirleme işi bu karar bizim değil Avrupa Birliğinin kararı olacaktır. Bu kararı verildiği anda da bizde ona göre hareket edeceğiz” dedi.
OGÜNhaber