Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, hedeflerinin yüksek teknolojiye dayalı ürünleri üretmek ve ihraç etmek olduğunu belirterek, 'Yerli ve milli üretim, bizim için stratejik bir yaklaşım ve stratejik bir duruştur' dedi.
Yerli ve Milli Üretim” Konferansı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.
Konferansa, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Ankara Ticaret Odası Başkanı Gürsel Baran, Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir, çok sayıda milletvekili, üniversitelerin rektörleri, yönetim kurulu üyeleri ve davetli katıldı. Burada bir konuşma gerçekleştiren Bakan Özlü, “Dünyada kamu alımları, yerli sanayinin ve teknolojinin gelişmesine büyük katkı sağlayan bir sanayi politikası aracı olarak uygulanmaktadır. Dolayısıyla kamu alımlarını bir politika aracı olarak görmek, büyüme ve üretimin önemli bir paydaşı olarak değerlendirmek gerekir. Ayrıca kamu alımları; ülkemizin Ar-Ge ve yenilik çalışmalarına katkı sağlayan, önemli bir politika aracıdır. Gelişmiş ülkeler, kamu alımları yoluyla, yerli üretimi ve teknolojiyi yoğun biçimde desteklemektedir. Ayrıca, yurt içi üretimde yerli girdi tedariğinin azami seviyeye çıkarılmasına, büyük önem veriyoruz” ifadelerini kullandı.
“YERLİ VE MİLLİ ÜRETİM, BİZİM İÇİN STRATEJİK BİR YAKLAŞIM VE STRATEJİK BİR DURUŞTUR”
Ülkemizde, sanayinin üretim yeteneğinin gelişmesi ve bilgi birikiminin artması için, yeni yapılara, yeni stratejik yaklaşımlara ve desteklere ihtiyaç olduğunu belirten Özlü, “Yerli ve milli üretim, bizim için stratejik bir yaklaşım ve stratejik bir duruştur. Özellikle orta ve yüksek teknolojili ürünlerde, Avrasya’nın üretim üssü olmayı hedef olarak seçtik. Bu hedefe ulaşmak için, kamu alım gücünü; sanayimizin teknolojik dönüşümüne katkı sağlayacak biçimde kurgulamak, planlamak ve yönlendirmek durumundayız” şeklinde konuştu.
“ÖNCELİKLE TEKNOLOJİ AÇIĞINI KAPATMAYA KONSANTRE OLDUK”
Kalkınma hedeflerinin ve programlarının önemli bir ayağını, kamu alımları yoluyla sanayinin desteklenmesinin oluşturduğunu belirten Bakan Özlü, “Bunun adına ister pozitif ayrımcılık deyin, ister yerli ve milli destek deyin; kamu alımlarını önemli bir kalkınma enstrümanı olarak görüyoruz. Bakanlığımızın 2018 yılındaki öncelikli hedeflerinden birisi; üretim altyapımızı dünyadaki teknolojik gelişmelerle uyumlu bir hale getirmektir. Biz Bakanlık olarak; teknoloji açığımızı kapatmak suretiyle, cari açığımızın da kapanacağının farkındayız. Dolayısıyla, Bakanlık olarak, öncelikle teknoloji açığını kapatmaya konsantre olduk” vurgusunu yaptı.
“HEDEFİMİZ, YÜKSEK TEKNOLOJİYE DAYALI ÜRÜNLERİ ÜRETMEK VE İHRAÇ ETMEKTİR”
Temel motivasyonlarının ve hedeflerinin, yüksek teknolojiye dayalı ürünleri üretmek ve ihraç etmek olduğunu söyleyen Özlü, “Sevinerek ifade etmek isterim ki, Türkiye bu anlamda çok önemli bir mesafe kat etmiştir. Kalkınma planlarımızın, yaptığımız kanunların ve düzenlemelerin özünde; yerli ve milli üretimin desteklenmesi amaçlanmıştır. Kanunun 63. Maddesinde, orta ve yüksek teknolojili sanayi ürünlerinin ihalesinde, yerli malı teklif edenler lehine yüzde 15 oranında fiyat avantajı sağlanmasını, mecburi hale getirdik. Yerli malı yazılım konusunda da aynı düzenlemeyi yaptık. Ayrıca, yapım işlerinde kullanılacak makinelerin yerli malı olması konusunda da, son derece etkin düzenlemeleri hayata geçirdik” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE ARTIK YERLİ VE MİLLİ ÜRETİMİ, BİR KALKINMA POLİTİKASI OLARAK BENİMSEMİŞTİR”
Geçtiğimiz günlerde Başbakan Binali Yıldırım’ın imzasıyla, Resmi Gazete’de yayımlanan genelgeye de değinen Bakan Özlü sözlerine şöyle devam etti:
“Yüksek teknolojili ürünlerin ihracattaki payının artırılması amacıyla, ’Yerlileştirme Yürütme Kurulu’ oluşturuldu. Bu kurulda, Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı yer alıyor. Yürütme Kurulu’nun sekretaryasını ise, Bakanlığımızın müsteşarlığı üstlenmiştir. Yerlileştirme Yüksek Kurulu, sanayinin ithalata bağımlığını azaltacak ve rekabet gücümüzü artıracak programları hayata geçirecektir. Bu kurul, yerli ve milli sanayimize bakışımızın, en somut ifadesidir. Türkiye artık yerli ve milli üretimi, bir devlet politikası, bir sanayi politikası ve bir kalkınma politikası olarak benimsemiştir. Açıkça ifade etmem gerekirse, sanayide ve üretimde yerli ve milli olmak, bizim nazarımızda bir istikbal ve beka meselesidir. Nasıl ki, Zeytin Dalı Harekatında milli ve yerli imkanlarımızdan güç alarak düşmanla mücadele ediyorsak, sanayi savaşında da, yerli ve milli üretimimizle galip geleceğiz.”
“KATMA DEĞERİNİ 10 YILDA, 2 KATINA ÇIKARACAK, 5 ODAK SEKTÖR BELİRLEDİK”
Tarihi hamleler atacaklarını vurgulayan Özlü, “Yerli üretimin ve sanayinin büyümesi için, tarihi atılımlarımız, tarihi hamlelerimiz bundan sonra da devam edecek. Yerli sanayide tarihi adımlar atacağız. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatlarıyla, başlangıç olarak, ithalatımızda 15 milyar dolarlık paya sahip, 43 ürünü yerlileştirmek için teşviklerimizi başlattık. Katma değerini 10 yılda, 2 katına çıkaracak, 5 odak sektör belirledik. Bu sektörler, kimya ve ilaç sanayi, gıda sanayi, yarı iletken elektronik ürünler, makine ve teçhizat, motorlu kara taşıtları sektörleridir. Ayrıca tüm bu sektörlerle ilişki içinde olan, bilişim ve yazılımı da teşvik kapsamına aldık. Bu sektörlerde yer alan ürünleri, vergi indirimi, kaynak tahsisi, teşvik ve muafiyetlerle destekleyeceğiz. Başta KOSGEB olmak üzere, bütün kaynaklarımızı, yerli ve milli üretim için seferber edeceğiz” değerlendirmesinde bulundu.