MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la CHP Genel Başkanı Özgür Özel arasında başlayan ‘normalleşme’ ve Sinan Ateş davasına ilişkin dikkat çekici bir açıklama geldi.

Bahçeli'den 'normalleşme' ve Sinan Ateş çıkışı

Eski Ülkü Ocakları genel başkanı Sinan Ateş, 30 Aralık 2022’de Ankara’nın Çankaya ilçesinde motosikletli iki kişinin silahlı saldırısı sonucunda hayatını kaybetmişti.

Cinayet soruşturması MHP’ye uzansa da iddianamede bu kısım yer almamıştı.

Önceki gün CHP Genel Başkanı Özgür Özel’le görüşen Ayşe Ateş ve kızları, dün de Erdoğan’la bir araya geldi. Görüşmede Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un da yer alması, Sinan Ateş davasının seyrinin değişeceğine ilişkin bir işaret sayılmıştı.

Erdoğan, Ayşe Ateş’le bir araya gelmeden önce CHP lideri Özel’le görüşmüştü.

10 Haziran’da Ayşe Ateş’i ağırlayan CHP lideri Özel ‘suikastın üzerindeki sis perdesi kalkana kadar ailenin yanında olmaya devam etme‘ sözü vermişti.

Bu görüşme trafiği ve ‘normalleşme’ adımlarının cumhur ittifakı ortağı MHP’yi rahatsız ettiği öne sürülünce Bahçeli’den açıklama geldi.

Açıklamadan öne çıkan başlıklar şöyle:

31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerini müteakiben Türk siyasetinde, demokrasinin vazgeçilmez kurumları olan siyasi partiler arasında normalleşme ve yumuşama arayışlarının temel alınarak çok bilinmeyenli yeni bir denklemin kurulmak istendiği gözlemlenmektedir. Zira her şey milletimizin huzurunda gerçekleşmektedir.

Milliyetçi Hareket Partisi iyi niyetli, yapıcı, yol açıcı, millet ve ülke lehine olduktan sonra söz konusu munzam ve muhassıl diyalogları kuşkusuz makul ve mantıklı değerlendirmekten en ufak rahatsızlık duymayacaktır. Kutuplaşmanın ve kavgaya tutuşmanın sonu ve sonucu asla yoktur.

Kucaklaşmak, konuşmak, milletimizin talep ve sorunlarına müşterek akılla çözüm aramak, bunu da başarmak siyasi partilerin asıl ve öncelikli görevidir. Elbette buna diyecek veya itiraz edecek halimiz ve hevesimiz hiç olmayacaktır.

Başka hesaplar vurgusu
Ancak sıcak gündemin üst sıralarına yerleşen temas ve görüşme trafiğinin Milliyetçi Hareket Partisi’ni hedef alan karalama kampanyasına dönüştüğü de her türlü izahtan varestedir.

Dikkat, temkin ve titizlikle takip ettiğimiz nevzuhur gelişmelerin esrar perdesi aralandığında başka hesapların, alttan alta körüklenen farklı beklentilerin varlığı müşahede ve mütalaa edilmektedir.

Özellikle Milliyetçi Hareket Partisi’nin normalleşme ve yumuşama ortamına şaşı baktığı, şüpheyle yaklaştığı, hatta zarar verdiği televizyon ekranlarından, sosyal medya platformlarından ve gazete sayfalarından devamlı surette ileri sürülmektedir.

Sinan Ateş davası
İddianamesi hazırlanan bir cinayet davası (Sinan Ateş davası) üzerinden de Milliyetçi-Ülkücü Hareket’e yönelik itibar suikastının yaygınlaşması, bu suikasta refakat eden kimi isimlerin sürekli parlatılması, dahası kapı kapı gezdirilmesi, ekran ekran dolaştırılması, bir hak ve hukuk arayışından öte iç huzur ve barış ortamını zehirlemeye tam teşebbüstür.

Milliyetçi Hareket Partisi mezkur davanın 1 Temmuz 2024 tarihinde yapılacak duruşmasında mutlaka hazır bulunacak, karanlık oyunlarla ve bu oyunların figüranlarıyla Türk yargısının huzurunda hesaplaşacaktır.

Normalleşme tartışması
Siparişi yapılan normalleşme ve yumuşama atmosferinin sürdürülebilir hale gelmesinin önünde şayet Milliyetçi Hareket Partisi bariyer olarak telakki ve tarif ediliyorsa, bu konuda da geniş bir ittifak husule gelmişse, bize düşen sorumluluk ülkemiz ve milletimiz uğruna her türlü fedakarlığı göze almak, gereğini ise gönül huzuruyla yapmaktır.

AK Parti içindeki gayri memnun kesimin devamlı suyu bulandırmasını da dikkate alarak, AK Parti ile CHP arasında geniş tabanlı bir ittifakın vücuda gelmesi, buna da altılı masanın diğer unsurlarının desteği Milliyetçi Hareket Partisi’nin samimi dileği ve temennisidir.

Buna rağmen Cumhur İttifakı’na bağlılığımız kararlılıkla devam edecek, TBMM’de kanun tekliflerine verilen desteğimiz aynen sürecektir. Kaldı ki Cumhur İttifakı’ndan tavizimiz, geri dönüşümüz, yarı yolda bırakmamız, ilkelerinden ve hedeflerinden cayma göstermemiz mümkün değildir.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da şartlar ne olursa sonuna kadar yanında ve arkasında olacağımızı, kesinlikle yalınız bırakmayacağımızı herkes çok iyi bilmelidir.
OGÜNhaber