Global piyasaların lider insan kaynakları yönetim danışmanlığı firması Mercer’ın beş kıtada 231 şehri kapsayan küresel “Yaşam Kalitesi Araştırması”nın sonuçları açıklandı. Bu sene dünyanın yaşam kalitesi en yüksek şehri yine Viyana oldu. Sıralamada Zürih ikinci, Auckland, Münih ve Vancouver üçüncü sırada yer aldı. İstanbul ise bu sene en çok yükseliş gösteren şehirler arasında üçüncü sırada bulunuyor. Bağdat hâlâ son sırada yer almasına rağmen hem güvenlik hem sağlık hizmetleri açısından ciddi iyileşme kaydettiği görülüyor. Mercer’ın araştırmaya bu sene ilk kez eklediği kişisel güvenlik sıralamasına göre dünyanın en güvenli şehri Lüksemburg olurken onu Helsinki, Basel, Bern ve Zürih kentleri takip ediyor.
231 şehri kapsıyorTüm dünyada 44’ten fazla ülkedeki 23 bin çalışanı ile 130’dan fazla ülkede faaliyet gösteren ve şirketlerin değişen işgüçlerinin sağlık, varlık ve kariyer alanlarındaki ihtiyaçlarını yönetmeleri için teknoloji odaklı çözümler sunan ve danışmanlık veren Mercer’ın her yıl merakla beklenen “Yaşam Kalitesi Araştırması” ilginç sonuçlar ortaya koyuyor. 231 şehri kapsayan “Yaşam Kalitesi Araştırması”, 10 ayrı kategori arasında gruplanan 39 faktöre dayandırılarak analiz ediliyor.
Mercer’ın Yaşam Kalitesi Araştırması, dünyada bu alandaki en kapsamlı çalışmalarından biri olarak çokuluslu şirketlerin ve diğer kuruluşların çalışanlarını başka ülkelerde görevlendirirken, adil ücretlendirmesini sağlamak amacıyla her yıl gerçekleştiriliyor. Araştırmaya göre küresel ekonomik iklimde ticaret gerginliklerinin ve popülist dip dalgaların hâkimiyeti sürüyor. Para politikalarının sıkılaşması ve piyasalarda beklenen çalkantılar gibi endişeler de eklendiğinde uluslararası şirketler, diğer ülkelerdeki operasyonlarını yoluna koyma konusunda baskıyı her zamankinden daha fazla hissediyor.
Lider viyana..New York baz alınarak gerçekleştirilen Mercer Yaşam Kalitesi Araştırması’nda Avusturya’nın başkenti ve en büyük şehri Viyana, önceki yıllarda olduğu gibi liderliğini koruyor. İkinci sırada İsviçre’nin en büyük kenti Zürih yer alırken, onu Yeni Zelanda’nın kuzey adasında yer alan Auckland ve Almanya’nın en büyük üçüncü şehri Münih ve son 10 yıldır Kuzey Amerika birinciliğini devam ettiren Vancouver izliyor. 100 puana sahip referans şehir New York, sıralamada 44’üncü basamakta yer alırken, Türkiye’nin 2018 yılında yabancı para karşısında yitirdiği değer ve bankacılık, kredi kartı kullanımı ile ATM kullanımı sonuçlarına negatif bir etki yansımadığı görülüyor. İstanbul araştırmanın bu seneki sonuçlarına göre, San Juan ile birlikte sıralamada en çok yükselen şehirler arasında üçüncü sırada bulunuyor.
Batı Avrupa yükselişteMercer Yaşam Kalitesi Araştırması’nda bu yıl şehirlerin iç istikrarını, suç oranlarını, hukukun uygulanmasını, kişisel özgürlüklerin kısıtlanmasını, diğer ülkelerle ilişkileri ve basın özgürlüğünü analiz eden ayrı bir kişisel güvenlik sıralaması da sunuyor. Kişisel güvenlik, her şehirde istikrarın yapı taşıdır ve o olmadan ticari faaliyet ve yetenek bir şehirde gelişemez. Araştırmaya göre Batı Avrupa şehirleri sıralamaların en tepesinde yer alıyor. Dünyanın en güvenli şehri Lüksemburg olurken, onu Helsinki, Basel, Bern ve Zürih kentleri takip ediyor. Mercer’in 2019 kişisel güvenlik sıralamasına göre, Orta Afrika Cumhuriyeti’ndeki Bangui 230, Şam ise 231’inci ve son sırada yer alıyor. Mercer Yaşam Kalitesi Araştırması sonuçları kıtalar bazında değerlendirildiğinde dünyanın yaşam kalitesi en yüksek şehirlerine ev sahipliği yapan Avrupa, listenin ilk sıralarında ağırlığını hissettirmeye devam ediyor. Yerli ve yabancılara yüksek bir güvenlik seviyesi, iyi yapılandırılmış toplu taşıma, çeşitli kültür ve eğlence olanakları sunan Viyana, bir önceki araştırmada olduğu gibi yine en iyi yaşam kalitesine sahip şehir oldu.
Rusya düşüşteMercer Yaşam Kalitesi Araştırması’nın ilk 20’sinde 13 Avrupa şehri yer aldı. 13’üncü Berlin, 39’uncu Paris ve 41’inci Londra gibi büyük Avrupa başkentleri sıralamada yerlerini korurken, üç sıra yükselen Madrid 46’ıncı sırada yer aldı. Bir basamak düşen Roma ise 56’ıncı sırada kendisine yer buldu. 174’üncü St. Petersburg, 175’inci Tiran ve 188’inci Minsk bu yıl en düşük sıralarda yer alan Avrupa şehirleri oldu. 156’ıncı sırada yer alan Saraybosna ise ihbar edilen suç oranlarındaki azalma nedeniyle üç basamak yükseldi. Yaşam Kalitesi Araştırması’nın güvenlik sıralamasına göre, Dünyanın en güvenli şehri Lüksemburg olurken, onu Helsinki, Basel, Bern ve Zürih kentleri takip etti. 197’inci St. Petersburg ve 200’üncü Moskova ise bu yıl Avrupa’nın en az güvenli şehirleri arasında yer alıyor. Batı Avrupa’da 2005 ile 2019 yılları arasındaki en büyük düşüşler son yıllardaki terörist saldırılara da bağlı olarak Brüksel 47’inci, küresel finansal krizin ardından ekonomik ve siyasi çalkantılardan toparlanması ağır giden Atina ise 102’inci sırada bulunuyor.
Kanada ilerliyorKuzey Amerika’da Kanada şehirleri yaşam kalitesi konusunda en yüksek puanı almaya devam ediyor. Kanada’nın Britanya Kolombiya’sı eyaletinde bulunan Vancouver, sıralamada üçüncü basamakta yer alarak, Amerika kıtasının yaşam kalitesi en yüksek şehri oldu. Genel yaşam kalitesinde en üst sırada yer alan Vancouver, güvenlik açısından da Toronto, Montreal, Ottawa ve Calgary ile ilk sırayı paylaşıyor. ABD şehirleri bu yıl listede sıra kaybederken, en büyük düşüşü 53’üncü sırada yer alan Washington DC yaşadı. Suç oranlarının düşüşünü sürdürmesiyle bir basamak yükselen New York 44’üncü sırada yer aldı. Detroit, bu yıl da ABD’nin yaşam kalitesi en düşük şehri olmaya devam ederken, Haiti’nin başkenti 228’inci Port-au-Prince Amerika kıtasının genelinde en alt sırada yer alan şehir oldu. Nikaragua’daki iç istikrar sorunları ve halk gösterilerinden dolayı Managua bu yıl yaşam kalitesinde yedi sıra gerileyerek 180’inci sırada yer alıyor. Meksika’da kartel kaynaklı şiddetin ve yüksek suç oranlarının sürmesi nedeniyle 113’üncü Monterrey ve 129’uncu Mexico City listede alt sıralarda kalmaya devam ediyor.
GÜNEY AMERİKA’DA DEĞİŞİKLİK YOK
Güney Amerika’da ise, 78’inci sırada bulunan Montevideo yaşam kalitesi açısından yine en üst sırada yer alıyor. 202’inci Caracas istikrarsızlığın sürmesi nedeniyle yaşam kalitesinde dokuz, güvenlikte ise 48 basamak gerileyip 222’inci sıraya inerek Amerika kıtasının en az güvenli şehri oldu. 91’inci Buenos Aires, 93’üncü Santiago ve 118’inci Rio de Janeiro gibi diğer büyük şehirlerde yaşam kalitesi, geçen yıldan bu yana önemli bir değişiklik göstermiyor. Mercer Yaşam Kalitesi Araştırması’nın sonuçlarına göre Orta Doğu’da 74’üncü sırada yer alan Dubai ile 78’inci sırada yer alan Abu Dhabi bölgenin en iyi yaşam kalitesine sahip kentleri olurken, bölgenin yaşam kalitesi en düşük şehirleri 229’uncu San’a ve 231’inci ve son sıradaki Bağdat oldu. Suudi Arabistan’da 2030 vizyonu kapsamında yeni rekreasyon tesislerinin açılması ile birlikte Riyad 164’üncü sırada yer aldı. Orta Doğu’nun en güvenli şehirleri ise, 73’üncü sırada yer alan Dubai ve Abu Dabi olurken, Orta Doğu ve dünyada güvenliğin en az olduğu şehir ise 231’inci sırada yer alan Şam oldu.
Cape town'ın yıldızı sönüyorAraştırmanın Afrika sonuçlarında 83’üncü sırada yer alan Port Louis yaşam kalitesi en yüksek şehir oldu. Port Louis güvenlik sıralamasında da 59’uncu sırada yer alarak Afrika’nın en güvenli şehri oldu. Yaşam kalitesinde onu yakından takip eden Güney Afrika şehirleri 88’inci Durban, 95’inci Cape Town ve 96’ıncı Johannesburg olsa da bu kentler kişisel güvenlik açısından hâlâ alt sıralarda yer alıyor. Öte yandan su kıtlığı konusundaki sorunları Cape Town’ın bir basamak gerilemesine neden oldu. Skalanın diğer ucunda Bangui hem yaşam kalitesi hem kişisel güvenlik açısından 230’uncu sıra ile son sırada yer aldı. Gambiya’nın demokratik bir siyasi sisteme yönelik ilerleme kaydetmesi ve uluslararası ilişkiler ile insan haklarındaki iyileşmeler, 179’uncu sırada yer alan Banjul’un hem Afrika’da hem dünyada bu yıl altı basamak yükselerek yaşam kalitesini en çok geliştiren şehir olmasını sağladı.
Asya-Pasifik'te eşitsizlik var Mercer Yaşam Kalitesi Araştırması’nın sonuçlarına göre Asya’da en yüksek yaşam kalitesine sahip olan 25’inci sıradaki Singapur’u beş Japon şehri takip ediyor. Tokyo ve 49’uncu, Yokohama 55’inci, Osaka 58’inci ve Nagoya 62’inci sırada yer alıyor. Hong Kong 71’nci sırada yer alırken, geçen sene cumhurbaşkanının tutuklanmasından sonra ülkede istikrarın yeniden kazanılmasıyla birlikte Seul iki basamak yükselerek 77’inci sırada kendisine yer buluyor. Güneydoğu Asya’nın diğer önemli şehirler arasında yer alan Kuala Lumpur 85’inci, Bangkok 133’üncü, Manila 137’inci ve Jakarta 142’inci sırada yer alıyor. Çin anakarasında ise Şanghay 103’üncü, Pekin 120’inci, Guangzhou 122’inci ve Shenzen 132’inci sırada bulunuyor. Doğu ve Güneydoğu Asya’daki tüm şehirler arasında kişisel güvenlik açısından ilk sırada Singapur, en altta ise Phnom Penh yer alıyor.
Güvenlik sıralamasında, Orta Asya’da Almati 181’inci, Taşkent 201’inci, Aşkabat 206’ıncı, Duşanbe 209’uncu ve Bişkek 211’inci basamakta bulunuyor. Güney Asya’da 162’inci Yeni Delhi, 154’üncü Mumbai ve 149’uncu Bengaluru yaşam kalitesi açısından sıralamadaki yerlerini korurken Colombo 138 basamakta yer alarak en üst sırada yer alan şehir oldu. Chennai, 105’inci sıradaki konumuyla bölgenin en güvenli şehri, 226’ıncı sıradaki Karaçi ise güvenliği en az olan şehri oldu.
Okyanus'ta son durum ne?
Yeni Zelanda ve Avustralya yaşam kalitesinde üst sıralardaki yerlerini korurken Auckland üçüncü, Sydney 11’inci, Wellington 15’inci ve Melbourne 17’incilik ile ilk 20 arasında yer alıyor. Avustralya’nın tüm büyük şehirleri güvenlikte ilk 50’nin içinde yer alırken dokuzuncu sırayı paylaşan Auckland ve Wellington, Okyanusya bölgesinin en güvenli şehirler listesinin en üstünde konumlanıyor. Peki bütün bu verileri nasıl okumak gerekiyor? Konuyu işin uzmanına sorduk. Mercer Yaşam Kalitesi Araştırması’ndaki verilerin, firmaların mobil işgücüne yönelik ücret ayarlamalarında ve politikalarında son derece önemli bir referans kaynağı işlevi gördüğünü söyleyen Mercer Türkiye Kariyer Bölümü Danışmanı Güneş Nalbantoğlu, mobil işgücünün ücret ayarlaması için en önemli referanslardan biri olduğunu belirtiyor.
Nalbantoğlu sözlerini şu şekilde detaylandırıyor: “Firmalar, çalışanlarını bir ülkeden diğer bir ülkeye gönderirken ücret ayarlaması için, çalışanın gideceği şehrin yaşam kalitesi endeksini göz önünde bulunduruyorlar. Çalışana verilmek üzere belirlenen ve ‘Yaşam Zorluğu Ödeneği’ (Hardship Allowance) olarak adlandırılan ek ücret, o şehrin yaşam kalitesindeki yerine göre belirleniyor. Bir şehrin yaşam kalitesi endeksinin düşük olması, yaşam zorluğu ödeneğini yükseltirken, bu durumun tersi geçerli olmuyor. Yani bir çalışan yaşam kalitesi endeksi yüksek olan bir şehre gönderildiğinde maaşında bir düşüş olmuyor”. Gerek Nalbantoğlu’nun değerlendirmeleri gerekse araştırma sonuçları biz seyyahların yolculuk kararı öncesi fazlasıyla ihtiyaç duyacağı bilgiler içeriyor. Öyle değil mi?