Vücudumuz trilyonlarca hücreden oluşur ve asıl önemli olan bu hücreleri doğru beslemektir. Oysa biz yemek yemeyi kendimizi beslemek olarak algılıyoruz. Hücrelerimiz için en iyi enerji kaynakları bitkisel gıdalardır. İnsan motorunun en iyi yakıtı bitkisel beslenmeyle sağlanabilir. Bu motor benzetmesinde bir mantık vardır. Enerji üreten her motorun çalışmasında olduğu gibi vücutta da enerji üretilirken ortaya birtakım egzoz artıklar çıkar. İnsanda bu egzozun adı serbest radikallerdir, bunların sağlık için çok zaralı olduklarını biliyoruz. Bitkisel beslenme ise serbest radikal artığı yapmaz. Oysa tüm hayvansal gıdalar, şekerliler, unlular, işlenmiş tüm yiyecekler, alkoller, asitli, şekerli içecekeler, kızartmalar, bisküviler vücutta enerji kullanıldığında serbest radikalleri artırır. Serbest radikaller kanser de dâhil tüm hastalıklarda en önemli etkendir.
Daha ayrıntılı bir tanımla serbest radikaller elektronu eksik maddelerdir. Eksik elektronlarını derhal bulmak için vücuda saldırırlar ve saldırdıkları her yerde hastalık yaratırlar. Onlara elektron vererek vücudu koruyan ise antioksidanlardır. Sebzeler ve meyveler en büyük antioksidan deposudur. Renkleri koyulaşıp mora doğru ilerledikçe içlerindeki antioksidan, yani elektron depoları artar. Mesela mor lahana eczanedeki pek çok antioksidan vitaminden daha güçlüdür.