Japonya’ya seyahat etmeyi planlayan bir sanat aşığıysanız, seyahat planınıza Naoshima’yı eklemelisiniz.
Naoshima, Hiroşima ile Osaka arasında yaklaşık 18,3km² büyüklüğünde bir ada. Seto İç Denizi’ndeki 3000 adadan birisi. Bu adalar serisi, hava olarak Akdeniz’i andıran rahat bir ortama ve ılıman bir iklime sahip. Seto İç Denizi’nin çoğu tarihsel olarak önemli bir ticaret yolu rotasıydı. Buradaki çok sayıda güzel ada arasında, Naoshima ve küçük komşuları İnukima ile Tejima, birkaç mükemmel sanat müzesiyle tanınıyor. Hatta Naoshima, “sanat adası” takma adı ile de biliniyor.
Adanın bu ünü tesadüf değil. 1980’lerin sonunda Naoshima Belediye Başkanı ve adadan bir iş insanı, adanın gelecekteki canlılığına dair bir vizyon geliştirdi; o zamandan günümüze kadar ada ve çevresindeki adaları küresel bir üne kavuşturacak bir vizyon.
Naoshima’nın Sanat Dünyasına İlk Adımları1989’daki ilk proje “Naoshima Uluslararası Kamp Alanı” konukların güzel doğanın tadını çıkarmalarına ve adayı keşfetmelerine izin verdi.
O dönemde, Karel Appel bölgedeki ilk eseri yaptı; Kurbağa ve Kedi. Appel (1921-2006) Hollandalı ressam, heykeltıraş ve şairdi. CoBrA adında bir Avrupalı avangard hareketin kurucularından biriydi. Bu, natüralizm gibi mevcut sanat akımlarından uzaklaşmak isteyen sanatçıların işbirliğiydi. 1992 yılında “ Naoshima Uluslararası Kamp Alanı” projesi Naoshime Çağdaş Sanat Müzesi’ne dönüştü.
Günümüzde Benessse Evi olarak bilinen yer, entegre bir müze ve otal. 1992-1995 yılları arasında birçok geçici sergiye ev sahipliği yaptı.
1994 “Sınır Dışı” sergisi, sanat eserlerini toplamak yerine adanın doğal ortamındaki nesneleri kullanarak eserler üretmeyi esas aldı ve sanatçılar özellikle ada için parçalar yaratmaya odaklandı. O dönemde yapılan sanat eserleri adanın her tarafında görülebiliyor ve bu Naoshima’ya büyüleyici bir görünüm kazandırıyor.
Benesse EviSanat eserleri evin her köşesinde, dışarıda, yakındaki ormanlarda ve deniz kıyısı boyunca. Evin içindeki koleksiyonlarda, dünyanın dört bir yanından uluslararası alanda tanınmış 30’dan fazla sanatçı yer alıyor. Sabahları ziyaret ederseniz, Warhol’s Flowers (1967) himayesinde kahvelerinde kahvaltı yapabilirsiniz. Belki de Yayoi Kasuma’nın Balkabağı (1994) yanında yüzmeye gidersiniz. Yayoi Kasuma’nın meşhur Pumpkin’i “Sınır Dışı” sergisinin bir parçasıydı. Şimdi de bu ada için bir sembol görevi görüyor. Yayoi Kusama (d. 1929), yaşayan en önemli Japon sanatçılardan birisi. Sanatı, heykel ve enstalasyondan moda ve şiire kadar her şeyi kapsıyor. Eserleri anında tanınır ve izleyicileri zihnine ve deneyimine davet ediyor. Naoshima’da sarı renkli imzası, Seto İç Denizi’ne bakan bir iskelede duruyor. 2006’da Naoshima’ya ikinci bir balkabağı (Red Pumpkin) geldi. Uno limanına gelenleri bu Red Pumpkin karşılıyor.
Sanat ve Yerel ToplumSanatı adanın hayati bir parçası haline getirmek için 1998 yılında Sanat Evi Projesi hayata geçirildi. Sanatçılar bölgedeki balıkçı evlerini birer Sanat Evi’ne dönüştürdü. Bu Benesse Evi’nin yerel topluma yayılması için önemli bir fırsat oldu. Sanat Evi Projesi, sanatın yerel halk üzerindeki etkisini açıkca ortaya koydu. 2001-2006 yılları arasında özel sergiler adadaki normal evlerde yapıldı ve bu proje, ilerleyen yıllarda yapılacak birçok projeye ilham oldu.
Chichu Sanat MüzesiNaoshima’nın ikinci müzesi olan Chichu Sanat Müzesi, 2004’te açıldı. Chichu Müzesi kendini adanın doğal manzarası ile birleştiriyor ve içinde doğal olmayan alanlar yaratıyor. Japonca’da “chichu” kelimenin tam anlamıyla “yeraltı” anlamına geliyor. Müze, yeraltından yola çıkarak göze çarpmadan manzarayla karışıyor, ancak aynı zamanda bol miktarda doğal ışık alıyor. Benzer şekilde, sanat eserleri ve mimari de bir araya geliyor. Müzede sadece 3 sanatçının eserleri gösteriliyor; Claude Monet, Walter de Maria ve James Turrell. James Turrell’in Open Sky’ı ve Walter de Maria’nın Time/Timeless/No Time eserleri, müze için özel olarak yapıldı. Benzer şekilde, Water Lilies serisinden beş Monet resimlerinin asıldığı galeri, resimlerle mekanı birleştirecek şekilde tasarlandı. Chichu bahçesi, Monet’in sanat eserlerinde 150 bitki ve 40 ağaçtan oluşuyor. Üstteki fotoğraf Giverny’deki bahçenin küçük bir görüntüsü.
James Turrell hakkında kısa bir bilgi James Turrell(d.1943), sanatın ışığını sunan dünyaca ünlü bir Amerikan sanatçı. Naoshima’da Turrell’den 4 eser bulunuyor. Bunlardan 3 tanesi Chichu müzesinde, bir tanesi ise Sanat Evi kapsamında adanın açık alanlarıdan birinde. Chichu Müzesi bir gece programı yürüyor, böylece ziyaretçiler Open Sky’ı günün her saatinde deneyimleyebiliyor. Open Field, ziyaretçileri adım adım parlak mavinin içine çekiyor ve Turrell’in yarattığı ışığa girmenize olarak sağlıyor.
Lee Ufan MüzesiAdada öne çıkan bir diğer önemli sanatçı ise minimalist bir ressam ve heykeltıraş olan Lee Ufan. Chichu Müzesi’nden altı yıl sonra, Naoshima’nın dördüncü ve son müzesi olan(şimdiye kadar) Lee Ufan Müzesi açıldı. Müzede yalnızca Koreli sanatçı Lee Ufan’ın eserleri bulunuyor. Japon hükümeti, Ufan’ın Japonya’daki çağdaş sanatın gelişimine önemli bir katkısı olduğunu düşünüyor. 1960’ların ve 70’lerin sonunda Ufan, Mono-ha olarak bilinen çağdaş sanat akımında önemli bir rol oynadı. Chichu Müzesi’nden farklı olarak, Lee Ufan Müzesi’nin mimarisi, keskin yatay ve dikey çizgiler üzerinde durulan yoğun bir atmosfer yaratıyor. Müzede hem heykel hem de resim olmak üzere 16 eser bulunuyor. Resimde ziyaretçileri galerinin girişinde karşılayan soğuk ve korkutucu üçgen avlu görülüyor.
Tadao Ando’nun EtkisiNaoshima, çevredeki denizlerin panoramik manzarasını sunan kayalıklarla güzel bir ada. Tadao Ando’nun mimarisi, adadan hiçbir şey almadan adanın güzelliğine iltifat ediyor. Ando’nun Mimari tarzı Japon haiku şiirinin sadeliği ve deneyimi kullanarak güzelliği vurgulamasına benziyor. Betonu çoğunlukla doğal ışıkla birlikte kullanın Ando’nun adayla olan ilişkisi, 1989 kamp alanını ziyaret etmesiyle başlıyor. Ando’nun tarzı, insanlara insanlık ve doğa arasındaki ilişkiyi düşünmeleri için alan açıyor.