Adet gecikmesi, çoğu kadının çeşitli nedenlere bağlı olarak hayatının bir döneminde yaşadığı bir sorundur. Adet döngüsü çoğu kadın için 28 gün olsa da, bazı kadınlarda 21 gün-40 gün arasında değişebilir. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Mehtap Yazıcıoğlu, “Adet gecikmesi ciddiye alınmalıdır. Özellikle vücut kitle indeksi 18.5 ve altında ya da 30 ve üzerinde olan kadınlar risk grubundadır” dedi.
Sağlıklı kadınlarda normal adet döngüsü, son kanamanın başlama tarihinden itibaren 28 gündür. Bununla birlikte 21-40 gün arası da normal kabul edilebilir. Döngünün her seferinde birkaç gün değişmesi de normal bir durumdur. Kanamaların bu döngü dışında görülmesinin adet gecikmesi olarak nitelendirildiğini söyleyen Medicana Ataşehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Mehtap Yazıcıoğlu, “Normal bir adet döngüsü sırasında kadınların yumurtalıklarının birinden yumurta salınır. Bir sperm tarafından döllenmeyen yumurta, kan ve dokularla birlikte vücuttan atılır. Bu kanama ortalama 5 gün sürer. Daha sonra döngü, aylık olarak kendini tekrar eder. Bazı dönemlerde ise stres gibi duygu durumlar, çeşitli dış etkenler ya da hastalıklar nedeniyle bu döngü bozulabilir. Bu durumda döngü dışında anormal kanamalar görülür” diye konuştu.
Op. Dr. Yazıcıoğlu, adet gecikmesinin bazı yaygın nedenlerini ise şöyle sıraladı:
Gebelik
Aşırı stres
Ani kilo kaybı
Aşırı kilolu olmak
Gün içinde çok fazla egzersiz yapmak
Doğum kontrol hapı kullanmak
Menopoz ya da erken menopoz
Polikistik over sendromu
Kontrolsüz diyabet
Kalp hastalıkları
Aşırı aktif tiroit bezi
Uzun süreli stres hormonları etkiler
Herhangi bir faktöre bağlı olarak yaşanan uzun süreli stresin hormonları etkileyerek adet gecikmesine ve menstrüal dönemin normalden daha ağrılı geçmesine neden olabildiğini ifade eden Op. Dr. Mehtap Yazıcıoğlu, şöyle devam etti: “Stres, gecikmenin yanı sıra kanamanın erken olmasının da nedenlerinden biridir. Meditasyon, yoga, yüzme ve koşu gibi egzersizler stresin azalmasına yardımcı olabilir. Ancak gün içinde aşırı egzersiz yapmak da stres seviyesini artırır. Bu durumda yağ seviyesi de düşeceği için yumurtlama gecikebilir ya da durabilir.”
Vücut Kitle İndeksi 18.5’in altında ve 30’un üzerinde olan kadınlar dikkat!
Genellikle 45-50 yaşlarında görülen menopoz döneminin yaklaşmasıyla adet gecikmeleri görülebileceğini belirten Op. Dr. Yazıcıoğlu, “Östrojen seviyesinin düşmeye başlaması ve yumurtlamanın düzensiz hale gelmesiyle, menopoza yaklaşan kadınlarda adet gecikmesi görülebilir. Menopozdan sonra ise kanamalar tamamen durur” dedi.
Aşırı ve ani kilo kayıplarının da adet gecikmesi nedenleri arasında bulunduğuna dikkat çeken Op. Dr. Mehtap Yazıcıoğlu, “Günlük alınan kalorinin büyük oranda kısılması, yumurtlamak için gerekli olan hormon üretimini olumsuz olarak etkiler. Özellikle vücut kitle indeksi 18.5 ve altında olan bireylerde adet gecikmesi görülebilir. Bu durumun tam tersi olarak, aşırı kilo da adet döngüsünün düzensizleşmesinin önemli nedenlerden biridir. Aşırı kilolu kadınlarda östrojen hormonu fazla miktarda üretilir. Fazla östrojen, adet kanamasının gecikmesine neden olabilir. Özellikle vücut kitle indeksi 30 ve üzerinde olan kadınlar bu risk grubuna dahildir” şeklinde konuştu.
Baş ağrısı, sivilceler, kilo alıp vermek belirtiler arasında
Adet gecikmesinin yaygın belirtisi, kanamanın bir önceki kanamayı takiben 35-40 gün içinde gelmemesidir. Bununla birlikte, pek çok hastalığa bağlı olarak meydana gelebilen adet gecikmelerinde farklı belirtiler de oluşabilir. Adet gecikmesi yaşayan kadınlarda görülen yaygın belirtiler şu şekildedir:
Aşırı kıllanma
Baş ağrısı
Kasık bölgesinde ağrı
Yüz başta olmak üzere vücudun farklı bölgelerinde ortaya çıkan sivilceler
Aşırı kilo alma ya da verme
Uzun süre devam eden adet gecikmesinin farklı hastalıkların belirtisi olabileceğine dikkat çeken Op. Dr. Yazıcıoğlu, tanı ve tedavi süreciyle ilgili şu bilgileri verdi: “Teşhis ve tedavi için kadınların bir sağlık kurumuna başvurması önerilir. Jinekoloji ya da endokrinoloji muayenelerinde hastaların ve ailelerinin tıbbi geçmişleri, yaşanan stres gibi duygusal sorunlar, kilo değişiklikleri, egzersiz yapma sıklığı gibi noktalar dinlenir. Ayrıca kadınların yaşı da önemli bir faktördür. Tıbbi bir durumun neden olabileceği adet gecikmelerinde hastalar farklı bölümlere yönlendirilir. Muayene öncesi, adet kanamasının başlangıç ve bitiş tarihlerinin not alınması faydalı olur. Tanı sürecinde herhangi bir hastalıktan şüphelenilmediği takdirde adet döngüsünün belirli bir süre izlenmesi istenebilir. Tanı için kan testlerinin yanı sıra ultrason, MR ve tomografi gibi yöntemlerden de yararlanılır. Kan testleri, anormal seviyede seyreden hormonların olup olmadığı konusunda bilgi alınmasını sağlar. Hipofiz bezi ya da üreme sistemindeki herhangi bir bozukluk içinse görüntüleme yöntemlerinden faydalanılır.”
Yaşam şartlarında değişiklik yapılması gerekir
Stres ya da beslenme bozuklukları gibi hormonları etkileyen nedenlerden kaynaklanan adet gecikmelerinde kadınların yaşam şartlarında değişiklik yapması gerektiğini belirten Op. Dr. Mehtap Yazıcıoğlu, “Adet gecikmesinin nedeni polikistik over sendromu ise tedavide progesteron içerikli doğum kontrol hapları kullanılması önerilebilir. Ancak doğum kontrol hapları da gecikmenin nedeni olabilir. Bu durumda hapların bırakılmasıyla döngünün normal seyrine dönmesi beklenir. Erken menopoz vakalarında, hormon replasman tedavisinden (HRT) ya da doğum kontrol haplarından faydalanılır. Aşırı aktif tiroit bezinin fazla miktarda hormon üretmesi sebebiyle yaşanan adet gecikmelerinde ise ilaç tedavisi uygulanabilir” ifadelerini kullandı.