Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi Erişkin ve Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bölümleri tarafından, 1 Aralık Dünya AIDS Farkındalık Günü çerçevesinde, “Dikkat, Bulaşır, Korunulur” temalı basın açıklaması gerçekleştirildi.

Necmettin Erbakan Üniversitesinde HIV/AIDS’e dikkat çekildi

Necmettin Erbakan Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimlik Toplantı Salonu’nda düzenlenen programda konuşan NEÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim Erayman, HIV/AIDS hastalıklarının bütün dünyada hayatı tehdit eden önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Erayman, “HIV/AIDS, insanda bağışıklık sistemi hücrelerini hedef alarak birçok organı etkileyen enfeksiyonlara, kanserlere ve iltihabi sorunlara neden olan, tedavi edilmediği zaman ölümle sonuçlanan çok önemli viral bir enfeksiyon hastalığıdır. Dünya sağlık örgütü verilerine göre, dünyada yaklaşık 40 milyon HIV/AIDS hastası bulunuyor. 2 milyon çocuk bu hastalıkla savaşıyor” dedi.

Enfeksiyon hastalıklarını önlemenin temel kuralı ’korunmak’
Sağlık Bakanlığı verilerine göre 1985 yılından bu yana ülkemizde tanı almış yaklaşık 48 bin hastanın bulunduğunu aktaran Prof. Dr. İbrahim Erayman, “Toplam hastanın yüzde 82’si erkeklerden oluşmakta. Vaka sayılarının yaklaşık yüzde 45’i 2020 yılından itibaren tespit edilmiştir. Bildirilen en sık bulaşma yolu ise cinsel temas yolu ile bulaşmadır. Vatandaşlarımızın mutlaka HIV/AIDS konusunda bilgi edinmeleri ve korunma yollarını öğrenmeleri gerekmekte, tanı alan hastalar mutlaka tedavi olmalıdır. Ülkemizin bütün sağlık ünitelerinde bu hastalıkla ilgili her türlü bilgi verilmekte, ihtiyaç halinde hastalığın uzmanlarına yönlendirilmektedir. Enfeksiyon hastalıklarını önlemenin temel kuralı ise korunmaktır” şeklinde konuştu.

HIV enfeksiyonunun en yaygın bulaş yolu ’cinsel ilişki’
HIV enfeksiyonunun bulaşma yollarından bahseden NEÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bahar Kandemir ise, “HIV enfeksiyonunun esas olarak üç tane bulaşma yolu vardır. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de HIV enfeksiyonunun en yaygın bulaş yolu özellikle de korunmasız gerçekleştirilen cinsel ilişkilerdir. HIV ile yaşayan bir kişiyle korunmasız olarak gerçekleşen tek bir cinsel ilişki bile bulaşması için yeterli olabilir. Kan, kan ürünleri, doku ve organ nakli ile de HIV bulaşabilir. Ancak modern kan bağışı ve test sistemleri bu riski büyük ölçüde ortadan kaldırmıştır. Damar içi uyuşturucu madde kullananların ortak iğne veya enjektör kullanımıyla da HIV bulaşabilmektedir. Hijyenik olmayan durumlarda yapılan tıbbi işlemler veya sterilize edilmemiş araçların kullanımı da bulaşmaya yol açabilir. Açık yaraların veya mukozal yüzeylerin kan ile temasında enfeksiyon riski vardır. HIV, gebelik süresince, doğum sırasında ve emzirmeyle bebeğe geçebilmektedir. Gebelik sırasında HIV tarama testi yapılması ve hızlıca HIV tedavisine başlanması HIV ile doğan bebeklerin sayısının azalmasını sağlamaktadır. HIV doğumdan sonra emzirmeyle de bebeğe bulaşabileceğinden, HIV ile yaşayan kadınların emzirmesi önerilmemektedir” diye konuştu.

HIV enfeksiyonunun bulaşmadığı durumlar
HIV enfeksiyonunun bulaşmadığı durumlara da değinen Doç. Dr. Kandemir şu şekilde konuştu: “HIV ter, tükürük, idrar, gözyaşı gibi vücut sıvılarıyla, hapşırık ya da öksürük sırasında vücuttan çıkan partiküllerle, aynı tabak, çatal, bıçak, havlu kullanımıyla, telefon ve telefon kulaklığının ortak kullanımıyla, aynı tuvalet, banyo ve duşun kullanımıyla, yüzme havuzunun ortak kullanımıyla, giysilerin paylaşılmasıyla, sivrisinek ve böcek ısırıklarıyla, tokalaşmak, sarılmak, öpüşmek, dokunmak ve aynı ortamda bulunmak gibi sosyal davranışlarla bulaşmaz. HIV içeren kan ya da vücut sıvısının sağlam deriye temas etmesi bulaşmaya neden olmaz”.

Çocuk HIV yönetiminde büyük ilerlemeler kaydedildi
2021 yılı verilerine göre dünyada 0-19 yaş arası HIV olgu sayısının 2.7 milyon olduğunu ve 100 bin çocuk hastanın AIDS ilişkili nedenlerden dolayı hayatını kaybettiğini vurgulayan NEÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özge Metin Akcan, “Türkiye’de 1985- Kasım 2023 tarihleri arasında 0-19 yaş arası bin 296 çocuk vaka bildirildi. Çocuklara HIV enfeksiyonu, anne karnında, doğum sırasında ya da doğum sonrası dönemde bulaşabilmektedir. HIV olan annelerin etkin tedavi almalarının sağlanması, doğum sırası ve sonrasında uygulanan ek önlemler sayesinde, anneden bebeğe geçiş büyük oranda kontrol edilebilmektedir. Hamilelik ve doğum sırasında kan veya virüs içeren diğer vücut sıvılarıyla ile ilgili önlemler alınmadığında bulaş riski yüzde 20-30’lara ulaşır. HIV ile yaşayan bir anne gebeliği süresince tedavi almaya ve doğum sonrası dönemde uygun önlemler alındığında bu oran yüzde 0.5’in altına düşmektedir. Son on yılda, çocuk HIV yönetiminde büyük ilerlemeler kaydedilmiştir. Gebelikte tedavi edilen annelerin artması ile daha az enfeksiyon görülmüştür. HIV ile yaşayıp tedavi alan çocukların sayısı artmıştır ve çocuklarda tedavinin yelpazesi genişlemektedir. Çocuklarda ve ergenlerde HIV’in yönetimi açısından ilerleme kaydedilmiş olsa da hala HIV ile yaşayan milyonlarcası için seçenekleri önceliklendirmek, değerlendirmek ve geliştirmek gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
OGÜNhaber