Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği tarafından düzenlenen 'Geleceğin E-hali 2024' toplantılarında 'bilinçsiz ilaç' kullanımının tehlikelerine dikkat çekildi. Özellikle son dönemde artan 'sarı serum' gibi vitamin uygulamaları 'sosyal medyanın' pompalamasıyla 'mucize ilaç' gibi göründüğüne dikkat çeken eczacılar, 'Bunları bilinçsiz kullanmak sizi ölüme kadar götürebilir' uyarılarının altını çizerken yakın zamanda hayatını kaybeden şarkıcı Metin Arolat örneğini verdiler. Yine 'zayıflama ilaçları', 'komşu' ya da 'influcer' tavsiyesiyle kullanılan ilaçların da zararları üzerinde duran eczacılar, "Hastaya doğru dozda doğru tedavi vermediğimiz zaman her ilaç zehirdir" vurgusunu yaptılar.
Komşunun tavsiyesi doktorun sözünün önüne geçiyorPharmetic Girişimci Eczacılar Derneği Yönetim Kurulu üyesi Pelin Tuba Fotan Ersoy, bilinçsiz ilaç kullanımının halkı tehdit ettiğini vurgularken Türkiye'de bu sorunun büyüklüğüne dikkat çekti. Akılcı olmayan ilaç kullanımının hastaların tedaviye uyumunu azalttığını, bazı ilaçlara karşı direnç geliştirdiğini, hastalıklarının tekrarlamasına veya uzamasına neden olduğunun altını çizen Ersoy şunları söyledi:
"Ayşe Teyze'nin, Fatma Abla'nın ilaçları biz de çok yaygın. İnsanlar sağlık profesyonellerinin önerileri yerine komşularının, arkadaşlarının söylediği ilaçları onları söylediği şekilde kullanmayı tercih ediyor. Her gün haberlerde yanlış ilaçlar doktor kontrolü olmadan yapılan tedaviler, merdiven altı uygulanan medikal uygulamalar sonucu bir çok insanın hayatını kaybettiğini okuyoruz."
Bir furyadır gidiyor: Sarı serum zararlı mı?Ersoy'un dikkat çektiği en önemli noktalardan biri de son zamanlarda kamuoyunun gündeminde olan ve halk arasında da 'atom veya vitaminli serum' ismiyle bilinen serumlar oldu.
Bu serumların mucizevi vaatlerle pazarlandığını ve özellikle pandemiyle birlikte evde serum uygulamalarının sosyal medyanın etkisiyle de giderek yaygınlaştığını belirten Ersoy, "Pandemiyle birlikte artık insanlar yemek ısmarlar gibi internetten ilaç ya da ilaç dışı takviyeler alıyor. Sarı serumlar öyle bir pazarlandı ki alındığı andan itibaren o hasta hemen sağlığına kavuşacak gibi düşündürttü. İnanılmaz bir pazarlaması yapıldı, sosyal medyada reklamı var. Bize hastalar 'sarı serum verin' diyerek geliyorlar." diye konuştu.
İnternet ya da başka yerlerden alınan gıda takviyeleri, zayıflama ilaçları, çaylar ve bitkisel karışımların böbrek ve karaciğer hasarlarından, ölüme kadar varabilen sonuçları olabileceğinin altını çizen Ersoy, kaçak yollarla Türkiye'ye sokulan ilaçların tehlikelerine dikkat çekti.
'Diyabet ilacı zayıflatır' düşüncesinden uzak durunBir süredir Tip-2 diyabet tedavisinde kullanılan semaglutid etken maddeli ilaçların zayıflatma özelliklerinin ortaya çıkmasıyla dünya genelinde bu ilaçlara zayıflama maksadıyla, ilgi hızlı şekilde artıyor. Ancak diyabet ilaçlarının zayıflama formülü olarak görülmesine uzman Ersoy'un itirazı var:
"Zayıflamak için kullanılan yöntemlerden biri zayıflama hapları ve bu alanda yapılan sahte ilaçlar toplumsal sağlığı olumsuz etkiliyor. İnsan sağlığını hiçe sayarak hiç bir yasal denetimden geçirilmeyen bu sahte ilaçların kullanımı çok ciddi sağlık sorunlarına yol açıyor. Zayıflama ürünlerinde diyabetli hastaların kullanması gereken ürünler kullanıyorlar. Sağlıklı insanlar bunu kullandığında sağlığını kaybedebilir"
'Torba hastalığı' artıyor
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Gediatri Anabilim Dalı Öğretim Başkanı Prof. Dr. Mustafa Cankurtaran'ın dikkat çektiği nokta ise insanların 'bilgi kirliliği' ile karşılaştıklarına dikkat çekti.
Prof. Dr. Cankurtaran insanların artık, "Yaşın tedavisi var mı, beyin yaşlanmasını geciktiren ilaç var mı, dinç fit yaşlılık için neler kullanmalıyız, hangi vitaminler kalp dostu, hangi takviyeleri alsa ölmezdi, kollojen genç tutar mı, alzheimer olmamak için gıda takviyeleri neler? gibi bir sürü soruların yanıtlarını aradığını dile getirdi.
Çok fazla vitamin kullanıldığını ama vitaminlerin de fazla kullanımının sağlık sorunlarını beraberinde getireceğini söyleyen Prof. Dr. Cankurtaran, "Fazla C vitamini kullanılıyor, anti aging olarak fazla kullanıldığında böbrek taşına neden olabiliyor ya da D vitamini fazlası toksik oluşturuyor. Kalbe ve bağırsak sistemine zarar veriyor" dedi.
Cankurtaran'ın altını çizdiği bir nokta ise 'torba hastalığı'. Peki torba hastalığı'nedir? Cankurtaran bu kavramı şöyle açıklıyor:
"50 yaşından sonra herkesin bir çanta dolusu ilacı oluyor. Buna 'torba hastalığı diyoruz ve ciddi anlamda artmış durumda. 9-10 ilaç kullanan insanlar var eğer bunu doğru, doktor uyarısıyla kullanıyorsa sıkıntı yok. Ama daha çok uygunsuz ilaç ya da yetersiz ilaç kullanımı yaygın. Mesela yaşlılar çok fazla 'ilaç' istiyor. Sürekli kullandığı ilaçları koyduğu torba ayrı arada kullandığı ilaçları koyduğu torba ayrı. Bu da büyük sorun olarak karşımıza çıkabiliyor."