Sultanahmet’te bulunan Yerebatan Sarnıcı, 542 yılında Bizans İmparatoru Justinyen tarafından At Meydanı’nın diğer tarafında bulunan Büyük Saray’ın su ihtiyacını karşılamak üzere yaptırılmıştır.
Fetihten sonra yaklaşık yüzyıl süreyle sarnıcın varlığı fark edilmemiş; ancak bodrumlarında su biriktiren ve deliklerden sepet sarkıtarak balık tutan insanların varlığının anlaşılmasıyla keşfedilmiştir. Osmanlı döneminde onarılarak kullanılan sarnıcın giriş kısmındaki evler 1940’larda belediye tarafından istimlak edilerek, giriş için düzenli bir bina yapılmıştır.
1985-1988’de Büyükşehir Belediyesi geniş ölçüde bir temizlik ve onarımdan geçirilen sarnıçtaki su ve dipteki çamur birikintisi boşaltılmış, temizlenmiş, batıdaki ucuna kadar uzanan bir iskele yapılmış, ayrıca kuzeydoğu köşeye de bir platform inşa edilmiştir.
Yerebatan Sarayı olarak adlandırılan sarnıç içten 145 metre uzunluğunda 65 metre genişliğindedir. Yaklaşık 9800 metrekarelik bir alanı kapsamaktadır.Her bir dizide 28 tane olmak üzere 12 sıra sütun tuğla kemerleri ve bunların desteklediği tonozları taşır. Toplam sayıları 336 olan sütunlardan 8’i kuzey bölümde Örme kılıf içine alınmış, güneybatıda 37 sütun, etraflarını çeviren bir dolgu duvarın içinde kalmıştır.
Son restorasyonda içi kuru olmasına rağmen sarnıca tekrar su geldiğinden bugün hala 1-2 m arasında su bulunmaktadır. Halen İstanbul Kültür ve Sanat Ürünleri Ticaret A.Ş. tarafından işletilen Yerebatan Sarnıcı’nda İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin çeşitli kültür etkinlikleri gerçekleştirilmektedir.
İstanbul`un görkemli tarihsel yapılarından biri`de Ayasofya`nın güneybatısında ve biraz ilerisinde bulunan Basilika Sarnıcıdır. Bizans imparatoru I. Justinianus (527-565) tarafından yaptırılan bu büyük yer altı sarnıcı, suyun içinden yükselen ve sayısız gibi görülen mermer sütunlara bakılarak halk arasında yerinde yerinde bir deyimle "Yerebatan Sarayı" olarak isimlendirilmiştir.
Sarnıcın yerinde daha önce Genç Roma çağında muhtemelen III-IV.yy`da yapılmış olan, ticari ve hukuki işlerde, bilim ve sanat faaliyetlerinde büyük bir Basilika kullanılıyordu. 476 yılında çıkan bir yangında tamamen harap olduktan sonra ılius tarafından yeniden yaptırılan ve tekrar bir yangın felaketine uğrayan ve 532 yılında şehri kasıp kavuran Nika isyanında, Basilika`nınmermer heykeli vardı. Eski kaynaklar bu yerde yüzü sütunlu revaklarla çevrili üstü açık bir avlu su Ayasofya`ya dönük belirtmiştir. Hz. Süleyman`ı elini çenesine Hz. Süleyman`nın bronz heykelinin bulunduğunu dayamış vaziyette,kendi eserinden çok daha güzel olan hayretle temaşe ettiğini gösteren bu heykel Ayasofya`yı daha sonra imparator kaldırılmıştır.
Bilindiği gibi ısrail hükümdarı I. Basilius (867-886) tarafından Hz. Süleyman`ı kendi adına Kudüs`te yaptırdığı mabet yeryüzünde Ayasofya`ya gelinceye kadar yapılmış olan mabetlerin en güzeli en muhteşemi olarak biliniyordu. Daha sonra imparator Basilius`un sözü geçen heykeli eridikten sonra kendi heykelini koydurduğu söylenmektedir. ımparator Justinianus yangına uğramış olan büyük basilika`nın yaklaşık 532 yılında, rivayetlere göre 7.000 kölenin çalıştığı bu sarnıcı inşa ettirmiştir. Ve sarnıç ismini yakınındaki ılius Basilika`ndan almıştır. Basilika Sarnıcı`nın suyu ımparator Valens tarafından (368) yılında yaptırılan 971 m. uzunluğundaki Valens (Bozdoğan) kemeri ile ımparator Justinianus`un yaptırdığı 115.45 m. uzunluğundaki Mağlova Kemeri yardımıyla şehre 19 km. Mesafede Belgrat ormanlarındaki Eğrikapı su taksim merkezinden gelmektedir.
Basilika Sarnıcının planı yüzyılımızın başında Alman Deniz Altıcıları çıkarmıştır. Buna göre uzunluğu 140 m. genişliği 70 m. diktörtgen biçimde bir alanı kapsayan dev bir yapıdır. 52 basamaklı taş bir merdivenle inilen bu sarnıcın içerisinde her biri 9 m. yüksekliğinde 336 sütun bulunmaktadır. Birbirine 4.80 aralıklarla dikilen bu sütunlar, her sırada 28 tane 12 sıra meydana getirirler. Suyun içerisinde yükselen bu sütunlar uçsuz bucaksız bir ormanı hatırlamakta ve ziyaretçiyi sarnıca girer girmez etkilemektedir. Sarnıcın tavan ağırlığı haç biçiminde tonozlar yuvarlak, kemerler vasıtasıyla sütunlara aktarılmıştır, çoğunluğu daha eski yapılardan toplandığı anlaşılan ve çeşitli mermer cinslerinden granitten yontulmuş sütunların büyük bir kısmı tek parçadan, bir kısmıda üst üste iki parçadan oluşmaktadır. Bu sütunların başlıklarında yer yer farklı özellikler taşır. Bunlardan 98 adedi Corinth üslubu yansıtırken bir bölümünde Dor üslübunu yansıtmaktadır.Sarnıcın tuğladan örülmüş 4.80 m. kalınlığındaki duvarları ve tuğla döşeli zemini Horasan harcından kalın bir tabakayla sıvanarak su geçmez hale getirilmiştir. Toplam 9.800 m2 bir alanı bulunan bu sarnıç yaklaşık 100.000 ton su depolama kapasitesine sahiptir. Sarnıçtaki sütunların, köşeli veya yivli biçimde olan birkaç tanesi hariç büyük çoğunluğu silindir biçimindedir. Bu sütunlar içerisinde üzeri oyma ve kabartma halinde Tavuz Gözü, Sarkık Dal, Gözyaşı şekillerinin tekrarıyla süslenmiş olanı özellikle dikkati çeker. Bu sütun Bizans devrinde "Farum Tauri" denilen bugünkü Beyazıt meydanında kalıntıları bulunan IV. yy. zamanına ait büyük Theodesiusun (379-395) zafer takındaki sütunları benzeridir.
Ziyaret Gün ve Saatleri: Haftanın yedi günü 09.00-18.30 saatleri arasında ziyarete açıktır.
Yerebatan Sarnıcı Bilet Fiyatları: TC Vatandaşları: 10 TL, Yabancı Turistler: 20 TL.
8 Yaş Altındaki Tüm Ziyaretçilerile 65 Yaş Üzeri Türkiye Vatandaşları Ücretsiz
Öğrenci: (Sadece Türkiye’de Okuyanlar) 5 TL
Emekli ve Öğretmen İndirimi Yoktur.
NASIL GİDİLİR ?
Yerebatan Sarnıcı Ayasofya Müzesi’nin hemen yanında bulunuyor. Ulaşmak isteyenler Eminönü’nden tramvaya binerek Sarnıcaulaşabilirler. Sultanahmet durağında inmeniz gerekmektedir, Sarnıç Yerebatan Caddesi’nde yer alıyor.
Eminönü’ne Anadolu Yakası’ndan ulaşmak isterseniz, vapurla gitmeniz daha hızlı olacaktır. Taksim’den Eminönü’ne geçecek olanlar isterlerse otobüse binebilirler, ancak yürümek, denizi ve balıkçıları seyrederek gitmek istiyorsanız yürüyerek de yirmi dakikada Eminönü’ne ulaşabilirsiniz.
Adres: Alemdar Mh., Şeftali Sk No:6, Sultanahmet – Fatih / İstanbul
Telefon: (0212) 522 12 59