Sözde yönetmen Fatih Akın, Türkiye’ye ihanet yalanları içeren bir film yaparak büyük tepki çekti. Türk oyuncular bu projede oynamayı reddetti.
İHA - ‘The Cut’ (Kesim) isimli bir film ile sinemalara çıkan Akın, yurtdışında büyük tepki toplarken, Kasım ayında da bu iftira filmini Türk sinemalarında oynatmayı planlıyor.
Film’de Ermeniler’in Türkler tarafından katledildiğini iddia eden Akın, bir ailenin dramı ile bunu ispatlamaya çalışıyor. Film, ailesi elinden alınan bir Ermeni’nin Türk askerleri tarafından katledilmekten kurtulduktan sonra, kızının yaşadığını öğrenmesi ve Charlie Chaplin filmleriyle gülmeyi yeniden öğrenerek ailesine kavuşması provokasyon ve dış güç destekli kokular yayıyor. İlginç olan ise Alman devletinin arşiv ve araştırmacı desteği ile devlet televizyonu ZDF’de filme büyük bir reklam desteği sunması. ZDF kanalı yangına benzin dökerken, Hrant Dink’in ölümü ve Yahudi asılla provokatör yazar Orhan Pamuk’u da olaya karıştırarak, Türkiye’de Hristiyanlara karşı baskı ve kıyım olduğunu iddia etmeye çalışıyor.
BAŞER: "ÖNCE ARAŞTIRSIN, SONRA FİLM YAPSIN"
Bir dönem Fatih Akın’ı boks çalıştıran ünlü antrenör Bülent Başer, olayı protesto ederek, "Kendisi bana gelerek bir süre boks dersleri aldı. Bazı maçlarda da yanıma gelirdi. Böyle bir şey yapacağını hiç tahmin edemezdim. Henüz hiçbir ispatı olmamış bir olayı sinemaya taşıyarak insanları yanlış bilgilendirmek doğru bir şey değildir. Kendisini Anadolu’ya giderek Ermeniler’in katlettiği Türkler’in mezarlarını görmeye davet ediyorum. Bugün hala o dönemden yaşayan insanlar var, gitsin ve onlardan Ermeniler’in ne kadar gaddar olduğunun hikayesini dinlesin. Bugünkü IŞİD terör örgütüyle o dönemin Ermenileri aynı sistemi kullanmışlardır. İnsanların diri diri kafalarını kesmiştir. Bugün bunun yaşayan tanıkları vardır. Medya ve tarih kitaplarının kaydetmemiş olduğu yüzlerce toplu katliamlar var. Öncelikle olayı doğru araştırsın, sonra film yapsın. Bilgi sahibi olmadan sağdan soldan duyma ve bazı devletlerin derin çalışanlarının verdikleri bilgilerle yola çıkanlar sonunda rezil olurlar" şeklinde konuştu.
ALYAZ: "SİNAN, FATİH AKIN’IN FİLM TEKLİFİNİ GERİ ÇEVİRDİ"
Sinan Şamil Sam’ın basın danışmanlığı yaptığı dönemlerde Fatih Akın’ı reddettiğini belirten Vedat Alyaz, olayı şöyle anlattı:
"Hamburg’da Sinan kendisine ait olan Kıtalar Arası kemeri maçını almıştı. VIP partisinde Fatih Akın’ın Sinan’a yalvardığın gördüm ve Sinan da kendisini reddetmişti. Sonra ben olaya dahil olarak Fatih Akın ile görüştüm ve bana Sinan Şamil Sam hakkında bir film yapmak istediğini, Sinan’ı da başrolde oynatmak istediğini söyledi. Ben de Sinan ile görüştüm ve neden reddettiğini sordum. Sinan Bana, ‘Fatih Türkiye aleyhtarı filmler yapıyor. Ülkemize uluslararası arenada büyük zararlar veriyor. Bön böyle adamlarla ne film yaparım ne de konuşurum’ şeklinde cevap vermişti. Bunun üzerine ben de olayda Sinan’a hak vererek Fatih Akın’a bu film işini unutması ve bizim bu işe karışmayacağımızı söyleyerek konuyu kapattım. Fatih, biraz daha yalvardı ancak biz ödün vermedik" dedi.
"KADIN, YAŞLI DEMEDEN KATLETTİLER"
Sinan Şamil Sam’ın basın danışmanlığını yapan gazeteci yazar Vedat Alyaz, filme tepki göstererek, "Ben Kars’ın Selim ilçesine bağlı Baykara köyündenim. Anne tarafım Gül sülalesindendir ve bugün hala yaşlılarımız olayları anlatır. Birinci Dünya Savaşı yıllarında Ermeniler onların çocuk, kadın ve yaşlı demeden katletmişler. Ellerinde satır, balta, dirgen ve tırpanlarla kol, bacak demeden kesmişler. Bunları kuyulara doldurmuşlar. Köyün yakınından geçen ırmak günlerce kan akmış. O günden sonra köyün ismini değiştirerek, yaslı köy (Yassıca) anlamına gelen ismi vermişler. Köy halen aynı isimle anılır. Baba tarafım ise bugünkü Ermenistan sınırlarında kalan Ağbaba bölgesindedir. Orada da baba tarafıma Ermeniler saldırmışlar, yakaladıklarını katletmişler, yakalayamadıkları da kaçarak Türkiye sınırlarına girerek bugünkü köyümüze ulaşmışlar. Topraklarımız halen Ermeni işgali altındadır. Rahmetli babaannem Ermeniler’den öyle korkardı ki, 70 yaşındayken bile ’Ermeni geldi’ dedin mi kaçıp saklanırdı. Onun da ana babasını öldürmüşler ve kardeşiyle birlikte 5 yaşındayken çöllere düşerek hayırseverlerin yardımıyla Türkiye sınırına ulaşmışlar" ifadelerini kullandı.