Kovid-19'un hızlı yayılan Omicron varyantı ve mevsimsel enfeksiyonlardaki artış nedeniyle çocuklarda solunum yolu hastalıklarında artış yaşandığını belirten uzmanlar, okullarda ara tatilin öne çekilmesini ve uzatılmasını önerdi.
Kış mevsimiyle çocuklarda, influenza, Respiratuar Sinsisyal Virüs (RSV), parainfluenza, rinovirüs, metapnömovirüs, rota virüs, adenovirüs gibi enfeksiyonlarda artış yaşanıyor. Aileler de benzer belirtilere sahip hastalıklar nedeniyle Kovid-19'dan endişe ederek acil servislere başvuruyor. Bu durum, son zamanlarda çocuk acil servisleri önünde uzun kuyruklara neden olmaya başladı.
Üniversite hastanelerinde bu enfeksiyonlardan kaynaklı günlük çocuk hasta başvurularının 4-5 kat arttığı, kapasiteleri daha fazla olan devlet hastanelerinde ise sayının 1500-2 bini bulduğu belirtiliyor.
AA muhabiri, çocuklarda artan viral ve gribal enfeksiyonların nedenini ve alınması gereken önlemleri uzmanlara sordu.
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Prof. Dr. Haluk Çokuğraş, kış aylarında her sene bu mevsimde bir artışın gözlendiğini ama ağustos ayında başlayan ve aralık sonuna doğru pik yapmak üzere olan bir artışın söz konusu olduğunu belirtti.
Bunda pandeminin rolünün de çok fazla olduğuna dikkati çeken Çokuğraş, "Sadece Kovid-19 ve Omicron varyantı değil, influenza yani grip, soğuk mevsimde hastalık yapan diğer başka pek çok virüs; RSV virüsü, rinovirüsler, parainfluenza virüsler, bunların hepsinde çok ciddi bir artış var. 'Bütün solunum yolu virüsleri ele ele vermiş okullarda çocuklara saldırıyor' diye tanımlıyorum. Bu biraz abartı ama hakikaten ciddi bir saldırı altındayız." ifadelerini kullandı.
Cerrahpaşa Çocuk Kliniğinde günlük hasta sayılarına değinen Çokuğraş, "Bu mevsimde normalde acile günde 80-90 hasta başvurur ama son 1-2 haftada bu sayı 350'lere ulaştı, hatta geçmeye başladı." dedi.
Çokuğraş, Kovid, influenza ve çocukta solunum yolu hastalığına yol açan diğer virüslerin, az veya çok ateş, halsizlik, burun akıntısı, öksürük, kas ağrıları gibi ortak belirtilere yol açtığını, ailelerin de bu tür belirtiler gösteren çocuklarını hastaneye götürdüklerini anlattı.
Bunun çocuk acil servislerine ciddi anlamda yük olduğunu belirten Çokuğraş, "Cerrahpaşa'da 350 küsur günlük vakadan bahsediyorum ama devlet hastanelerinde onların kapasite 1500-2 bin kadar bir günde acile başvuran vaka olduğunu biliyorum. Pandemi nedeniyle bu tür durumlar beklenen şeyler. Özellikle Omicron varyantının çocuklar ve gençler arasında çok sık ortaya çıkması ve üzerine bir de influenza olgularının eklenmesi, acil servis başvurularını ciddi anlamda artırdı." değerlendirmesini yaptı.
Prof. Dr. Çokuğraş, bu enfeksiyonların çocuklarda bütün yaş gruplarında görüldüğünü vurgulayarak, okullarda alınan pandemi önlemlerine rağmen çocukların maske, mesafe ve hijyene yeteri kadar dikkat edemeyebildiklerini, bu yüzde kreşlerde ve okullarda solunum yolu hastalıkların artış gösterdiğini kaydetti.
"Bu süreci rahat atlatabilmek için sömestr tatili öne alınabilir ve 1 hafta uzatılabilir"
Prof. Dr. Çokuğraş, mevsimsel enfeksiyon geçiren çocukların ailelerine şu önerilerde bulundu:
"Solunum yolu hastalığı belirtileri gösteren çocukların okula gönderilmemesi gerekir. Kovid-19'u ayırt etmek için birtakım testlerin yapılması lazım ki bu çocukların izole edilmesi şart. Küçük yaş gruplarında Kovid-19 hafif belirtilerle geçiyor, influenza daha ağır belirtiler gösterebiliyor. Hastalığa hangi virüsün neden olduğuna bağlı olmak üzere birtakım farklı tedavi yöntemleri söylenebilir ama genel olarak virüslerde antibiyotik kullanmıyoruz. Daha çok semptomatik tedavi dediğimiz, ateş düşürücü, burnu damlaları gibi basit bir takım ilaçlar kullanıyoruz. Beslenmeye de çok dikkat etmek lazım. Belki C ya da D vitamini takviyesinin yararı olabilir. Ama virüs hastalıkları kendi kendine iyileşen hastalıklardır."
Bu dönemde maske takmaya dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizen Çokuğraş, ebeveynlerin hem kendilerinin hem de çocuklarının maskeyi doğru takmalarını sağlamaları, kapalı ortamları havalandırmaları, mümkün olduğunca kapalı mekanlarda uzun süre vakit geçirmemelerini tavsiye etti.
Çokuğraş, bu ortamda sömestr tatillerinin biraz öne alınmasının doğru olabileceğini ifade ederek, "Okulların kapatılması değil, yani bu pandemi sürecinde yapılabilecek en son şey okulların kapatılması ve tek başına asla bir çözüm değil. Ama şu süreci birazcık daha rahat atlatabilmek için belki sömestr tatiline birazcık öne almak ve bir hafta daha uzatmak geçici çözüm sağlayabilir." diye konuştu.
Prof. Dr. Çokuğraş, grip ve influenza aşısının zamanın geçmeye başladığını ama yaşı tutan çocukların, özellikle de ek hastalığı olan riskli gruptaki çocukların Kovid-19'a karşı aşı yaptırmalarının önemini vurguladı.
"Kovid negatif çıkan çocukların RSV virüs olabileceğini düşünüyoruz"
İstanbul Üniversitesi (İÜ) İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ayper Somer de Kovid-19'un Omicron varyantının delta varyantına göre 30-40 kat daha bulaşıcı olduğunu vurgulayarak, Türkiye'de 18 yaş altı aşılamanın çok az olduğunu, 12 yaş altına da aşı yapılmadığını, bu yüzden aşısız olan çocukların da bundan en çok etkilenen grup olduğunu belirtti.
Omicron'un çocuklarda çok ağır hastalık yapmadığını dile getiren Somer, Delta varyantı dönemine göre yatak sayısını azalttıklarını, Omicron'da henüz yoğun bakım hastaları ve hayatını yitiren vaka olmadığını, haftalık yaklaşık 5 hastanın yatışını yaptıklarını, bir ara azalan yatan hasta sayısının arttığını anlattı.
Çocuklarda bu aylarda bekledikleri virüsler olduğuna işaret eden Somer, şunları kaydetti:
"Grip, influenza virüsü başladı. Aralık başından beri görülüyor ama görülme sıklığı giderek artıyor. Grip dışında RSV virüsü var. Ufak bebekleri ve 0-5 yaş grubunu etkiliyor. Çok ağır bronşit yapıyor. Kovid'den daha çok uğraştığımız grup, bu sene bu oldu. Ağustos ayında başladı, arada biraz azalıyor, şimdi yine görüyoruz. Bunlar çok ağır seyrediyor. Ayaktan hastalarda bunlardan örnek alamıyoruz ama muhtemelen burun akıntısı, tıkanıklığı, öksürük, ateş olan çocukların bir kısmında bu virüs var. Yani sadece birçok hastada Kovid bakılabiliyor. 23 virüsü araştıran bir panel var ama bunun için hastanın durumunun ağır olması veya hastaneye yatması gerekiyor. Ya da en azından bir gözlem odamız var oraya girmesi ve orada en az 24 saat kalması gerekiyor, kalmayanlara yapamıyoruz. Dolayısıyla sadece Kovid testi bakılabiliyor. Kovid de negatif ya da pozitif çıkıyor. Kovid negatif çıkan ayakta hasta çocukların büyük bir kısmında, RSV virüs olabileceğini düşünüyoruz."
"Bir haftada gelen Kovid vakası kadar her akşam diğer virüslere bağlı hastalar geliyor"
Prof. Dr. Somer, rinovirüs adı verilen nezle virüsünün de bu dönemde arttığına değinerek, "Servisimin geçen hafta yarısı rinovirüstü. Geri kalanın çoğunluğu da metapnömovirüstü. Bunlar çok hastalık yapıyorlar. Kovid toplam 5 hasta var ama gözlem odamıza bir haftada gelen Kovid vakası kadar her akşam en az 5-6 tane diğer virüslere bağlı hastalar geliyor. Bunlar hafif seyredenlerde ufak bir nezle, soğuk algınlığı yapabilir. Ayaktan takip ettiğimiz çok çocuk var. Kovidleri negatif çıkıyor ama aile yine de okula göndermiyor diğer çocuklara bulaşmasın diye. Okula gidenler ise diğerlerine bulaştırıyor. Bir de bunun dışında yatanlar, ağır seyredenler, yoğun bakıma düşenler bu grupta da oluyor. Yani ikisi birden şu anda bizim gündemimizde ama diğer virüsler bir tık daha hastaneye yatırıyor." değerlendirmesini yaptı.
Bir gecede baktıkları hasta sayısının normal şartlarda hafta için 70, hafta sonu 120 olduğunu aktaran Somer, "Yaklaşık 2-3 aydır gözlemlediğimiz, Çapa'da günlük hasta sayısı 200'e çıktı. Bunların çoğu da ağır hastalar. Çünkü bize nezle falan gelmez, onlar devlet hastaneleri, özel hastanelere giderler. Bize hep sevkli hasta gelir. Dolayısıyla bu 200-250 hastanın büyük bir kısmı teknik gerektiren yatan hastalar oluyor. Hafta sonu 300-400'ü buluyor bu hasta sayısı. Mesela, Kanuni'de gecede 2 bin hasta bakılır." dedi.
Somer, Kovid-19'a karşı ailelerin ve yaşı tutan çocukların aşılanması gerektiğini belirterek, okuldaki bulaşın önlenmesi için öğretmenlerin ve okul personelinin aşılanmasının önemini vurguladı.
"Ateşi olan çocuğu okula göndermeyelim"
Sancaktepe Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Şirin Güven ise kış mevsimlerinde, özellikle aralık, ocak ve şubat aylarında çocuklarda viral ve gribal enfeksiyon artışlarının beklenilen bir durum olduğunu belirtti.
Güven, viral enfeksiyonlarda geçen yıl çok bir artış yaşanmadığını çünkü Kovid-19 salgını nedeniyle okulların uzaktan eğitime geçtiğini, aile üyelerinin birçoğunun da uzaktan çalıştığını ifade etti.
İnfluenzadaki ateşin 24-48 saat sürdüğünü aktaran Güven, influenza, Kovid, rinovirüs, rota virüs, adenovirüs gibi hastalıklardan hangisi olursa olsun ateşli kişinin önlem alması, evde maske takması, başka bir odada durması, sıvı tüketmesi gerektiğini anlattı.
Ocak ayında grip vakalarının biraz daha artacağını düşündüğünü söyleyen Güven, şu anda rinovirüs, rota virüsü ve adenovirüs vakalarında da artış yaşandığını ifade etti.
İnfluenzalı çocukların okula gönderilmemesi gerektiğinin altını çizen Güven, sözlerini, "Ateşi olan çocuğu okula göndermeyelim. Çünkü okula göndermezseniz, diğerlerine bulaştırmayacak. Ateş düşürücü verdikten sonra, 48 saatten fazla süren bir ateşse ve düşmüyorsa özellikle büyük çocuklar, okula gönderilmesin. Evlerinde kalsın. Bulaş önlemleri alınsın. Gerekirse bu çocuklarda, 48 saatten uzun sürüyorsa, altta yatan hiçbir hastalığı ve kronik yatkınlığı yoksa, baş ağrısı, aşırı kusma, sıvı kaybı yoksa evlerinde de ateşleri düşürülebilir." diye tamamladı.