Kendine özgü tadı, kokusu ve bol köpüğüyle dünyaya ün salan Türk kahvesi, pişirilmesi ve sunumuyla da dikkati çekiyor.

Dünyaya ün salan Türk kahvesi pişirme yöntemiyle de ön plana çıkıyor

İSTANBUL (AA) - Türk kahvesi, 5 Aralık 2013'te, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütünün (UNESCO) Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi'ne dahil edildi. Bu tarihten itibaren Türk kahvesi kültürü ve geleneğinin korunması amacıyla her yıl 5 Aralık "Dünya Türk Kahvesi Günü" olarak kutlanıyor.

Kokusu ve lezzetiyle kahve tutkunlarının vazgeçilmezleri arasında yer alan Türk kahvesi, aromatik tadından dolayı en çok tercih edilen kahvelerden biri olarak biliniyor.

Bakırköy'deki işletmesinde kahveye dair birçok eğitim veren Yunus Çakmak, AA muhabirine, bol köpüklü Türk kahvesinin pişirilme ve demlenme sürecini anlattı.

Çakmak, Türk kahvesi demlemenin belirli kuralları olduğunu belirterek, suyun kaliteli ve ekipmanların çok iyi olması, bayat çekirdeklerin kullanılmaması gerektiğini söyledi.

Türk kahvesinin yüzde 98'i yanlış pişiriliyor

Türkiye'de servis edilen Türk kahvesinin yüzde 98'inin yanlış pişirilip demlendiğini ifade eden Çakmak, kahvenin taze öğütülen çekirdekten yapılması gerektiğini vurguladı.

İşletmesinde Türk kahvesinin pişirilmesi ve demlenmesiyle ilgili eğitimler verdiğini aktaran Çakmak, "Kendine özgü tadında ve kokusunda bol köpüklü kahve yapmak için kahvenin taze olması gerekir. İkincisi kullandığınız cezvenin içi gümüş, dışı bakır olacak. İyi bir ekipmanınız olacak, taze öğütüp anında pişireceksiniz. Türk kahvesinin çekirdek tipi yoktur. Telvesiyle tüketilen tek içecek. Pişirme süresinin 2,5 dakikayı geçmemesi ve kaynamaya başlayınca fincana dökülmesi gerekir." ifadelerini kullandı.

Yunus Çakmak, Türk kahvesinin servis edileceği fincanın alt kısmının geniş, üst tarafının küçük ve dar olması, yanında su ya da maden suyuyla servis edilmesi gerektiğini belirterek, günlük en fazla 3 fincan kahve tüketilmesi önerisinde bulundu.

Kız isteme törenlerinde, geleneksel toplantılarda, büyük anlaşmalarda, aile ortamında ve düğünlerde özel olarak içilen Türk kahvesinin Türkiye'de şehirlere göre pişirme ve demleme yöntemleri olduğunu anlatan Çakmak, "Mesela Anadolu'daki bir bölgede cilveli kahvenin üzerine fıstık serperler. Hatay'da süvari kahve olarak adlandırılan koyu kavrulmuş kahveyi çay bardağıyla ikram ederler. Türk kahvesinin yanına en güzel yakışan, suyla birlikte çifte kavrulmuş lokumdur." diye konuştu.

Kahveye dışarıdan aroma eklenmemeli

Çakmak, kız isteme törenlerinde "damat kahvesi" olarak servis edilen Türk kahvesine gıda maddelerinin eklenmesiyle ilgili şunları kaydetti:

"Türk kahvesinin içine dışarıdan hiçbir katkı maddesi eklenmez. Aromalı kahveler görüyorum, damla sakızlı, karanfilli şeklinde. Türk kahvesinin içine bir aroma koyacaksanız tarçın çubuğu, karanfil, kakule ekleyebilirsiniz. Dışarıdan kimyasal ve toz armalar konulmamalı. İsteme merasiminde de kahveye tuz koyarlar ama bunu artık değiştirdiler. Acı soslar ya da karabiber ekliyorlar. Bunları yapmasınlar. En güzeli, Türk kahvesinin sade içilmesidir. Az sütlü ya da şekerli içilmemeli."

Türk kahvesine gerektiği gibi özen gösterilmediğini belirten Çakmak, "Avrupa'daki çoğu yerden daha fazla makinemiz var, her şeyi güzel yapıyoruz, özeniyoruz ama Türk kahvesine bir türlü özenemiyoruz. Yunanistan'a, Fransa'ya gittiğinizde nitelikli bir kahve dükkanında çok iyi Türk kahvesi içiyorsunuz. Size Panama Geisha'dan ya da Kolombiya Sidra'dan Türk kahvesi yapıyor, bizim gibi Rio Minas'tan yapmıyor. Rio Minas dediğimiz çekirdek Türkiye'de en çok tercih edilen çekirdek." değerlendirmesinde bulundu.


Muhabir: Halis Akyıldız

OGÜNhaber