"Bizim desteğimizle ayakta durmaya başladı. Yeri geldi sınıfta yanında oturdum, yeri geldi okulda camları sildim. O dönemde engelli çocuklar okullarda çok kabul görmüyordu. Çoğu öğretmen 'Burada rezil olmayın, gidin evinde eğitim görsün.' diyordu. Ben üniversiteyi yarıda bıraktım. Onun acısı içimdeydi. Onun okumasını istedim. Kızım liseye başlayınca Karaman Valiliği ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü bize çok destek oldu. Okulda bir oda gösterdiler, orada kızımı bekledim."
"Odun kömür bulamadık, tezek yaktık"
Erkaraman, kızı lise sondayken eşinden ayrılmak zorunda kaldığını dile getirerek, "O zamana kadar el işinde çalışmamıştım. Yalnız ve çaresiz kaldık. Köye gitmek zorundaydık. Köyde yıllardır kullanılmayan eski bir evde kaldık. Odun kömür bulamadık, tezek yaktık. Kızım o şartlar altında yılmadı, üniversiteye hazırlandı ve kazandı. Ben de üniversitenin kafeteryasında işe başladım. Ayşe'nin ders saatlerine göre çalıştım. Aralarda yanına gidip ihtiyaçlarını gördük. Üniversite yönetimi, hocaları ve arkadaşları bize çok yardımcı oldu." ifadelerini kullandı.
Kızının mezun olarak kendisine dünyaları hediye ettiğini belirten Erkaraman, "Törende kızım sayesinde ben de cübbe giydim. Yanında gururla dolaşıyorum. Bir olduk, 'Yaparız' dedik, başardık. O çok iyi bir evlat. İnşallah bundan sonra da başarıları devam eder." dedi.
"Şimdi bir öğretmen adayıyım"
Ayşe Erkaraman da hiçbir engelin hayatın güzelliklerini yaşamaya engel olmadığını vurguladı.
Tecrübelerinin kendisine bunu öğrettiğini anlatan Erkaraman, şöyle devam etti:
"Bazen pes ettiğim, 'Yapamayacağım.' dediğim anlar oldu. Ama insan istediği zaman her şeyi başarabilir. Umuyorum ki benim gibi engelli olarak dünyaya gelen insanlara örnek olurum. Şimdi bir öğretmen adayıyım. Bu saatten sonra geçmişe bakmıyorum. Sadece geçmişten aldığım derslerle geleceğe ışık tutuyorum. İnsanlara yardımcı olmak istiyorum."